Yeni yılın ilk yazısında geçen yılı yazmak yerine yeni yılda bizi neler bekliyor onları birkaç ana başlık üzerinden yazmayı denedim. Yeni yılda ülkenin konuşacağı muhtemel konuları ve olası sonuçlarını tahmin etmeye çalıştım.
YÜCE DİVAN
Yılın ilk haftasında geçen yıldan devreden en sıcak gündem, dört eski bakanın yüce divana gidip gitmeyeceği meselesi.
Paralel yapı ile Gezici tayfanın gece gündüz ağızlarından düşürmediği bir konu.
Paralel örgütün kurduğu kumpas ile, yolsuzluk yapmak ile itham edilen dört bakanın araştırma komisyonunda yapılacak görüşme sonucu Yüce Divan’a gidip gitmeyeceği karara bağlanacak.
Gece gündüz bu konuyu konuşan paralelci ve Gezici güruh sonuç ne olursa olsun saldırmaya hazır vaziyette bekliyor.
Eğer Yüce Divan’a giderlerse ‘’Suçlu olduklarını biliyorduk, Yüce Divan’a gittiklerine göre mutlaka suçlular’’ diye yaygara koparacaklar. Eğer Yüce Divan’a gitmezler ise ‘’Suçlarını örtbas ettiler’’ diye kendilerini yerlere atacaklar. Dolayısı ile onlar için sonuç fark etmiyor.
Ne adalet ne gerçekler hiç önemli değil, tek hedef Tayyip Erdoğan’ı göndermek. Gerisi teferruat.
Ama yine istedikleri olmayacak. Gezi provokasyonu ve 17-25 Aralık darbe girişimlerindeki gibi hevesleri kursaklarıda kalacak ve bu planları da hüsranla sonuçlanacak.
ÇÖZÜM SÜRECİ VE PROVOKASYONLAR
Yeni Türkiye’nin ortaya koyduğu en büyük eseri olacak çözüm süreci bu yıl ciddi aşama kaydedecek. İsrail ve onu tetikçisi paralel örgütün tüm provokasyonlarına, Ergenekoncu Kemalistler, faşistleşmiş milliyetçilerin engellemelerine rağmen Kürt halkını sağduyusu ve hükümetin istikrarlı duruşu ile çözüm süreci devam edecek.
Bu savaş sevicilerinin ittifakı ve provokasyonları, çözüm sürecini durdurmaya yetmeyecek.
Çünkü Türk ve Kürt halkının çözüm süreci konusunda hükümete olan destekleri devam edecek.
Bu destek devam ettikçe de çözüm sürecini hiçbir provokasyon durdurmaya yetmeyecek.
PARALEL ÖRGÜT
Çeyrek asırdır bu ülkenin her noktasına sinsice sirayet etmiş paralel örgüt ile mücadele bu yıl da durmadan devam edecek.
7 Şubat MİT krizi ile darbe girişimie start veren paralel örgüt birçok olayı hükümete karşı büyük bir ustalık ile algı için kullanmış, darbe girişimlerini Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi 17 ve 25 Aralık girişimleri ile yapmaya çalışmıştı. Bu darbe girişimi ile kendini deşifre eden paralel örgütün, bu ülkenin yönetim kademelerinde her yere nasıl sirayet ettikleri ortaya çıkmıştı.
Yargı, TİB, maliye, emniyet başta olmak üzere her devlet kurumuna sirayet etmiş bu örgüt kamu dışında da bankacılık, medya başta olmak üzere birçok ticari alanda faaliyet gösteren bir örgüt olduğu ortaya çıkmıştı.
Bu ülkenin, darbeler ve darbecilerden tamamen kurtulması için paralel örgüt ile mücadelesi bu yıl da devam edecek.
Dönemin imamları, dönemin paralel savcıları, dönemin paralel bürokratları yargı önüne çıkarılmış olacak.
SEÇİM VE İTTİFAKLAR
Haziran ayında yapılacak seçimler bu yıl en çok konuşulacak konuların arasında olacak. AK Parti ilk kez yeni bir genel başkan ile seçime katılacak. Tayyip Erdoğan’ın genel başkanı olmadığı AK Parti için bu seçimin bunun dışında değişen bir tarafı olmayacak. AK Parti, anketlerde çıkan sonuçlar değişmez ise yine yüzde ellinin üzerinde bir oy oranı ile bu seçimi de kazanacak gibi görünüyor.
Bu seçim öncesi çözüm süreciyle ilgili, paralel örgüt ile Kemalistlerin el birliğiyle yapacakları provokasyon girişimleri mutlaka olacak. En ufak toplumsal hareketlenmeye dört elle sarılacak bu kirli ittifak, dönem dönem İsrail’den de destek almayı sürdürecek. Seçimlerin ve sürecin akamete uğraması için ellerinden geleni yapacaklar.
Seçim sürecinde de daha önce olduğu gibi paralel örgüt, Ergenekoncu Kemalistler, faşistleşmiş milliyetçiler ve sözde solcular AK Parti'ye karşı seçim ittifakı yapacaklar.
Seçimi büyük bir ihtimalle bu ittifaka karşı AK Parti yine tek başına ezici bir oyla kazanacak. Gerçekte bu seçimi AK Parti kazanacak ama CHP ve MHP bu seçimi kendilerinin kazandığını ilan edecekler.
Büyük ihtimalle seçimden sonra da CHP bir kurultay daha yaparak bir sonraki seçimde iktidar olma sözü vererek kendi partilisinin gazını almaya çalışacak.
MHP seçimlerin yaz ayında olmasından dolayı tatilden dönmeyen tüm seçmenlerinin kendi seçmeni olduğunu söyleyerek onları suçlayacak.