YENİ Türkiye 13 yıl önce başlayan ve yeni bir evreye giren süreçtir. Bu süreç aynı zamanda eski Türkiye’ye ait tüm teamüllerin değiştiği bir takvimdir. Artık yeni Türkiye’nin yeni teamülleri olacaktır. Çünkü eski Türkiye’de teamüller kanun yerini almış ve statükonun mevcudiyetini korumaya yönelik bir zırh haline getirilmiştir. Yeni Türkiye eski teamüller ile yönetilemez. Yeni Türkiye’nin yeni teamülleri oluşacaktır.
Bugün solun bütün devrimci söylemlerini merkez sağ yani Ak Parti sahip çıkıyor. Türkiye’de sol devrimci niteliğini kaybetmiş, bunu iktidar partisine kaptırmıştır. Bugün AK Parti CHP’den daha ilerici, devrimci uygulama ve söylemlere sahiptir. Devrimci dediğimiz sol ise Türkiye’de statükonun ipine sıkı sıkıya sarılmış ve bunu kendisine mevzi edinmiştir.
Yeni Türkiye aslında bir zihniyet evrimidir. Mesela Cumhurbaşkanını ilk kez halkın seçmesi bir yeni Türkiye hadisesidir. Halkın iradesine padişahlık payesi oturtanlar da eski Türkiye’nin eski tüfekleridir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez halkın cumhurbaşkanını oylarıyla seçmeleri bu eski tüfeklerin padişah, otoriter, diktatör yaftalarından ve itibarsızlaştırma politikalarından vazgeçirmeye yetmeyecektir. Çünkü merkez sağ ikliminden kim gelirse gelsin onlara da aynı itibarsızlaşmayı mutlak bir şekilde yapacaklardır. Çünkü onların devrim rüyaları artık sona ermiştir. Bu rüyalarının gerçekleşmeyeceğinin acı gerçeği onları hem hırçınlaştırıyor, hem de saldırganlaştırıyor.
Alevisi, Kürdü, Çerkezi herkesin kimliğini korkmadan, çekinmeden özgürce ifade edebildiği yeni Türkiye’den rahatsız olan bu zihniyet, iktidar erglerini suçlamalarının tam aksine tek tip millet yaratma sevdasından asla vazgeçmemişlerdir. Özgürlük havarisi kesilirler ama hiçbir zaman özgürlükçü olmamışlardır. Başka düşünce ve ideolojileri kendi anlayış ve yaşam biçimlerine karşı tehdit olarak görmüşlerdir. Merkez sağın bütün tonlarının farklı düşüncelere, ideolojilere gösterdiği anlayış, hoşgörü, olgunluk, çok kültürlülük ve demokratlığı bu zihniyet gösterememiş, kendini bu alanda da geliştirememiştir. Bu zihniyet sadece kendisine demokrat olmuştur.
Askerler tak deyince şak diye manşet atanlar bugün özgürlük havarisi kesilmişler ve basın özgürlüğünü kendilerine bayrak yapmışlardır. Bu sözde yiğit ve cesur insanlar 28 Şubat’ta gıklarını çıkartmamışlar tam tersine, her zaman postallardan medet ummuşlardır. Sivil iradeye karşı postallarla işbirlikçilik yapmışlardır.
Şimdi yeni kara propagandaların peşine düşen bu sözde özgürlükçü ve demokrat aslanlar şimdi eski yeşil dolarlı tatlı hayatlarının sonuna geldikleri için mağdur edebiyatı ve sahte gözyaşları ile mevzi kaybetme telaşı içinde bütün güçleriyle değişime ve yeni Türkiye’ye direnmeye devam ediyorlar. Bu eski tüfekler için üzgünüm. Artık eski Türkiye yok. Yeni Türkiye ise eski düzen ve teamüllere mahkum değildir.