Bugüne kadar yaşadığımız siyasi yapının önümüzdeki günlerde devam etmeyeceğini düşünüyorum. CHP ülkemizde en çok kimliğini koruyan ve siyasete yön veren parti olarak bilinir. Son seçimde amacı bu seçimleri kazanıp iktidara gelebilecek güçte olduğunu göstermek değildi, ancak siyasi kararlarda çok etkili olduğunu da ortaya koydu. Seçimler yoluyla iktidara gelmese bile iktidarlar onun kuruluşumuzdaki ilkelerin koruyucusu olduğunu bilir ve onlara uyumda hata yapmamaya çalışırdı. Eğer iktidarın politikasını stratejik açıdan beğenmezlerse darbe ortamı hazırlar ve bunun oluşmasını desteklerlerdi. Cumhuriyetin kuruluşundaki ilkelerin neden değiştirilemeyeceği tartışılmaz ve bunun bir sadakat olduğu düşünülürdü ayrıca varlığımızı sürdürmemizin bu itaate bağlı olduğu söylenirdi. Geçmişteki ilkelerin o günün şartlarında oluştuğu ve gerekirse yeni ilkeler kabul edileceği düşünülmezdi ve böyle bir değişim düşüncesi bile ihanet sayılırdı. Bunun kuruluşumuzdaki müzakerelerin bir sonucu olduğu düşünülmez sadece kendi tercihimiz olduğu söylenirdi.
***
Siyasi sınırlarımızın büyük başarının eseri olduğu söylenir ve onu korumak en büyük görevimiz sayılırdı. Ben sınırlarımızı değiştirmeyi hiç düşünmedim ama aklımda hep onu anlamsız kılmak vardı. Bu eski sınırlarımıza dönmek çabası değildi, sadece bölgede cazip bir alan yaratmayı ve bunu geliştirmeyi düşündüm. Yani yeni devletimizin bazı şartlara uymak zorunda olduğunu kabul etmiyor ve yeni devletimizin kontrol edilen değil çevresi ile iyi ilişkiler içinde olan bir devlet olmasını umuyordum.
Bu sınırlamayı temsil eden partinin değişmesine karar verildi ve o partinin belli şartların temsilcisi ve onu korumak için her türlü yola başvurması engellenmek isteniyor. Ülkemizde bir merkez parti, diğeri sosyal demokrat olan iki belirleyici parti oluşması isteniyor. CHP’deki lider değişikliği bir operasyondu ve yeni liderin herhangi bir düşünceyi temsil etmesi istenmiyordu. Yani bir yerde yeni bir yapı oluşturulmak isteniyorsa o alanı işgal eden yapıların yıkılması gerekiyordu. Bu proje başarılı olacak gibi görünüyor. Çünkü yeni genel başkan bir düşünceyi temsil etmiyor, mevcut olanı korumaya çalışıyordu.
Önümüzdeki dönemde oluşacak siyasi yapıları şöyle tahmin edebiliriz: AK Parti devam edecek ama bazı değişiklikler yaşanacak. İzlenen ekonomik politika başarılı görünse bile bazı zayıf noktalar taşıyor. Aslında bütünü tartışılmalı ama bir örnek vermekle yetinelim. En büyük ihracatımız otomotiv ve giyim sanayi ürünleri. Bu dış güçler tarafından kolayca engellenir hatta sıfır düzeyine indirilebilir. İthalatımız başta petrol olmak üzere sanayimizin girdileridir. Bu bağımlılığı ifade eder yani ekonomiyi canlı tutmak için bunları sağlayacağımız imkanları verenlere bağlı olmak zorunda kalırız. CHP yeniden inşa edilecek ve kuruluş ilkelerimiz yerine günün şartlarına uygun bir düşünce geliştirilecek. Diğer partiler varlıklarını sürdürse bile bu iki partiden birinin başarısına, isteyerek ya da istemeyerek destek olacaklar. Dış politikamız en önemli konumuz olacak. Küçük ülkelerin tavırlarına göre hareket etmek yerine büyük güçlerle ilişkimizi ön planda tutacağız. Bunun en yeni sorunu Rusya ile olan ilişkilerimizin dünya şartları açısından değerlendirmek, duygusal davranmamaktır.