Irak’ta olup biteni anlamaya çalışmak için sadece Irak’a bakmak yeterli değil. Dünyanın çivisinin çıktığını düşündüren gelişmeler başka yerlerde de yaşanıyor.
Geçen haftanın öne çıkan olaylarına bakılarak yapılan liste şöyle:
Pakistan’da Karaçi havaalanı çevresinde üst üste patlamalar oldu, 50’ye yakın kişi hayatını kaybetti, Peşaver’deki patlamada ise 80 kişi öldü. Saldırıyı Pakistan Taliban’ı üslendi. Libya’da hükümet güçleriyle çatışan taraflar önemli kentlere ilerlemeye ve saldırılarını artırmaya başladılar; Türkiye Bingazi başkonsolosluğunun faaliyetlerini geçici olarak askıya almak zorunda kaldı; yabancıların ülkelerine dönmeleri için çağrılar yapılıyor. Saldırıları Ensaru’ş Şeria üstleniyor. Irak’ta 1700 Şii asker kurşuna diziliyor, IŞİD marifetini kameralara kaydedip dünyaya duyuruyor. Bunlar Ortadoğu’dan bir kaç örnek.
Afrika’nın da Ortadoğu’dan farkı yok. Boko Haram Nijerya’da kız çocuklarını kaçırmaya devam ediyor, Kenya’da 48 kişinin öldüğü saldırıyı da, öncekiler gibi, El Şebab üstleniyor. Bu arada Çin’in Tiananmen Meydanı’nda bir patlama yaşandığını, bunun ölüm cezasına çarptırılan üç ‘teröristi’ protesto etmekle ilgisi olduğunu; dolayısıyla işaretlerin Uygur kökenli radikal İslami bir gruba yöneldiğini belirtmek gerekiyor.
Radikal örgütlerin işlevi
Tüm bu örnekler, olayların yaşandığı yerlerdeki örgütlerin bir tür ‘mıntıka temizliği’ yaptıklarını gösteriyor. Aşırı radikal ve Şii referanslı olmayan İslami gruplar, ülkelerinde var olan yabancıları kovma ve caydırma işlevi görüyorlar. Adı geçen örgütlerin birbirleriyle ne ölçüde bağlantıları vardır, emin olmak kolay değil. Ancak faaliyetleri, seçtikleri hedefler, kazandıkları yerlerde nasıl bir rejim kuracaklarını açıklamaları birbirine benziyor. Sanki küresel düzeyde faaliyet göstersin diye bir büyük Cihad ordusu kurulmuş da, bunların bölge komutanlıkları kendi alanlarında cephe kazanmaya çalışıyorlar gibi.
Eğer adı geçen kuruluşlar birilerini kovmaya, geri çekilmeye zorluyorlarsa, birilerinin de bu boşaltılan alanlara talip olacaklarını düşünmek gerekir. Yani bu mıntıka temizliği, eşyalarını toplayıp gidenlerin yerine başkalarının geleceğini ima ediyor. Ancak öte yandan, örgütlerin faaliyetleri kovmak istediklerinin sert tepkiler göstermesini ve gider gibi yapıp yeniden geri gelmelerini de teşvik ediyor.
Bir tür yeni köşe kapmaca oyunu gibi sürüp giden gelişmeleri Ortadoğu ve Afrika dışında da görmek mümkün. Bunun için ise Ukrayna’ya bakmak yeterli.
Büyük mücadele
Geçen haftanın şiddet listesine düşürülen kargo uçağını ve ölen 49 Ukrayna askerini, ardından Rusya’nın Ukrayna’ya doğalgaz satışını durdurmasını ekleyebiliriz. Belki bu cezalandırma sürecinde NATO’nun Baltıklardaki tatbikatından sonra Almanya’da Tiger Meet tatbikatı yapacak olmasının bir etkisi vardır.
ABD’de cumhuriyetçilerin güçleneceği ve Avrupa’yı, özellikle Almanya’yı yanına alarak terör örgütlerinin faaliyet gösterdiği yerlerde mücadele başlatacağı öngörülebilir; zira zemin tam da bir davet niteliğinde. Farklı olan, bu süreçte İran’ın da söz konusu dayanışmanın içine çekilmesinde. İran ne ölçüde ABD’ye açılırsa, Ukrayna o kadar ceza çekecek. Bu arada İslami örgütlerin uyandıracağı dehşet arttıkça da, kollektif müdahale senaryoları daha fazla tartışılacak. Kazanılan her cephe, diğer cephelerin pazarlığı olacak; her hata karşı tarafın kozu haline gelecek. Dilimiz varmıyor ama, 5. nesil savaş teknolojisi tam olarak kullanılmadan yeni nesil bir dünya savaşı yaşanıyor da haberimiz mi yok diye düşünmeden edemiyoruz.