Habercilik alanındaki yeni teknik ve teknolojileri ‘yeni nesil habercilik’ serisi ile anlatmaya çalışacağım. İlk yazının konusu ise ‘drone gazeteciliği’.
Türk Dil Kurumu drone’un Türkçe karşılığını ‘uçangöz’ olarak belirledi. Tek kelime uçangöz aslında bir İHA (insansız hava aracı). Haberciliğe farklı bir bakış getiren drone gazeteciliği sahada uygulanması biraz zorlu oluyor şimdilik. Bu zorlukların bir dizi nedeni var. Kamu güvenliği, ulusal güvenlik, özel alanların mahremiyeti… vb. mevzuatla ilgili tartışmalara döneceğim ama önce drone’un gazeteciliğe getirdiği dinamizmi yazmam lazım.
1-Drone haberciliği, gazetecilere gökyüzüne daha ‘ucuz’ ulaşmayı sağladı. Daha düne kadar havadan görüntü alabilmek için sadece çok büyük medya kuruluşları helikopter kaldırabiliyordu. Bir saatlik bir helikopter operasyonu bile binlerce Dolar maliyet demekti. Maliyeti çok yüksek olduğu için helikopter ile havadan görüntü alma yöntemine çok nadir başvurulurdu.
2-Drone gazeteciliği, habercilerin daha güvenli ve konforlu çalışmasının önünü açtı. Sel, deprem, yangın ve buna benzer güvenliğin tehlikede olduğu durumları görüntülemek daha rahat artık.
3-Drone gazeteciliği, görsel dile farklı bir bakış açısı getirdi, zenginleştirdi. Panaromik planlar, gökyüzünden çekilen bazı mekan, olay ve durumların hiç görmediğimiz açılarını tüm çıplaklığıyla önümüze serdi. Örneğin bir doğal afetin boyutlarını anlatırken haberciler hep çok zorlanmıştır. Oysa şimdilerde birkaç saniyelik bir drone görüntüsü bir depremin ne kadar yıkıcı olduğunu anlatmakta yeterli.
Toparlarsak; drone haberciliği gazeteciliğin artık bir parçası. Bilgi, belge ve görüntüye haberciler artık daha rahat ulaşacak. Bu kesin. Hatta ABD’de gazetecilik okulları drone bölümleri açmaya da başladı. Haberciler ve akademi drone’ların nasıl kullanılması gerektiğini tartışıyor. Bu tartışmalar elbet nihayete erecektir. Su akar yolunu bulur.
Şimdi yazının başında yarım bıraktığım meseleye dönelim. Dronelar nasıl ve ne kadar kullanılabilecek habercilikte?
ABD’de drone uçurmak çok zor bir prosedürü aştıktan sonra ancak mümkün. Mesela CNN televizyonu iki yılda ancak haber amaçlı drone uçurma izni alabilmiş.
Güvenlik ve ulusal güvenlik merkezli düşünüldüğünde ciddi riskler ortaya çıkıyor. Türkiye’de drone (İHA) izinleri Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından veriliyor. Sicil kaydından tutun da vergi numarasına kadar bir çok belge talep ediliyor. Her drone’nun bir kimliği var. Menşei, ağırlığı, seri numarası, kim tarafından kullanıldığı, hangi amaçla kullanıldığı kayıt altına alınıyor. Daha fazlası için link:
Bu kadar titiz davranılmasının nedeni ise terör örgütlerinin de artık drone’ları saldırı amaçlı kullanmaya başlaması.
Son dönemde bölücü terör örgütüne ait birkaç bombalı drone hedefine ulaşamadan etkisiz hale getirildi mesela.
Sadece PKK değil DAEŞ de drone kullanmaya başladı. O yüzden habercilerin son derece fonksiyonel kullandığı drone başka amaçlar için kullanmak isteyenlerin elinde ölümcül bir alete dönüşebilir.