İçine Mekke-Medine ziyaretlerinin ve umre’nin sığdığı ve Kral Abdullah için taziye ziyaretinden sonra yeni Kral Salman’la buluşmak amacıyla gerçekleşen iki günlük Cumhurbaşkanı gezisi.
Suudilerle hemen bütün bölgesel meselelerin değerlendirildiği ve geniş bir mutabakatın oluştuğu önemli bir gezi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği çerçeve bilgi: Siyasi, askeri, güvenlik, terörle mücadele ve insani yardımlar gibi 5 ana başlıkta kararlı işbirliği.
En net kanaat: Suudi Arabistan’da her şey yeni Kral eksenli olarak yeniden tanzim ediliyor ve Türkiye ile ilişkilerin hani biraz-Mısır eksenli olarak- pürüzlü gibi görünen son halinin revize edilmesi için her şey hazır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçak sohbetinde geziyi değerlendirirken memnundu, Cumhurbaşkanına refakat eden heyet üyelerine göre de Suudi cenahının her kademesinde Erdoğan’ın ziyaretine verilen yüksek önemin işaretleri görülmekteydi.
En problemli konu Mısır’dı kuşkusuz. Yüzde 52 ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanı düşürülmüş ve idamla yargılanıyor. 18 bin siyasi tutuklu. Ayrıca binlerce idam talebi. Bütün bunlar Türkiye tarafından dile getirildi ve “bir gaz sıkışmasının oluştuğu, bunun sosyal patlamalara yol açacağı, Mısır’ın Suudi Arabistan’la birlikte bölgenin 90 milyon nüfusu ile en önemli üç kardeş ülkesinden biri olduğu, Türkiye’nin Mısır halkı ile bir probleminin bulunmadığı, Mısır konusunda en etkin ülkenin Suudi Arabistan olduğu, kararlı adım atarlarsa önemli gelişmeler olabileceği vs.” bütün bunlar “Türkiye görüşü” olarak anlatıldı. Bu gezide alınan bir sonuç gözükmüyor ama bunların birinci elden seslendirilmesi önemli, son nokta:
“Mısır’da farklılıklar olsa bile bunlar ikili ilişkileri etkilemeyecek.”
Suudilerle İran’ın bölgedeki tavırları da masaya yatırılmış gözüküyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan “İran’ın yayılmacı ve ayrımcı tavrının rahatsızlık verici olduğunun müştereken altının çizildiği” bilgisini veriyor. Suriye ve Irak’ta uzun süreden beri olan biteni, yakında Yemen’de olanları örnek gösteriyor. “Bu yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil” diyor Cumhurbaşkanı.
Suriye politikalarında önemli bir farklılığın bulunmadığı, güvenli bölge, uçuşa yasak bölge, eğit-donat ve insani yardımlar alanında aynı çizgide buluşulduğu ifade ediliyor Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından: Sığınmacılara yardımda 50 milyon dolarla Suudiler en önde duruyor.
Elhasıl gezi, yeni Suudi yönetimi ile iletişimi en tepe noktada yeniden başlattı ve ilerleyen zamanda bunun verimleri bölgeye yansıyacak gibi görünüyor. Özellikle Mısır’la ilişkiler sürecinde kısmen sarsılan Körfez ülkeleri ile ilişkilerin de Suudilerle ilişkiler istikametinde daha olumlu hale gelmesi bekleniyor.
Gezi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arzu etmemesine rağmen MİT müsteşarlığını bırakıp aday adaylık için başvuran ve sebeple buruk bir zemin oluşmasına yol açan Hakan Fidan’ın da umrede olduğu bir zamanda gerçekleşiyor.
Uçak sohbetinde Hakan Fidan, umre vs. konusu açıldığında Cumhurbaşkanı hadise ile ilgili düşüncelerini yeniden özetliyor: “Uzun süreli taşları dizerken önem verdiğimiz bir takım insanlar vardır” diyor. MİT için “Bu kurum sıradan bir kurum değildir, bir devletin en önemli kurumudur istihbarat teşkilatı” diyor.
Buralardan başlayıp Hakan Fidan’ın MİT’i bırakmasına kadar uzanan süreç için bir gönül koyma-tepki-serzeniş her ne denirse, o var Cumhurbaşkanı’nın dünyasında. Yine Cumhurbaşkanının bu konudaki sözleri, konunun Başbakan’la da farklı bir boyutta görüşüleceği ve başka gelişmelerin olabileceği izlenimi veriyor.
Cumhurbaşkanı’nın “İç güvenlik paketi”ne ilişkin değerlendirmesi çok çarpıcı:
“Eksiği var fazlası yok” diyor.
Son not: Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı alanlar söz konusu olduğunda Hükümeti adres gösteriyor olmasına rağmen, iç politika-dış politika-Hükümet-Parti... her alanda kendi üslubu ile işin içinde. Hep diyorum: Bu sürecin de kendine özgü dengeleri olacak. İşte o serzenişler, burukluklar denge süreci içinde devreye girecek. Onları aşabilmek de bu dönemin önde görünenlerinin gönül kıvamları ile alakalı.
Düzeltme: Dünkü yazımda Su Kaside’sinin yazarı olarak “Fuzuli” yerine “Gazali” yazmışım. Hay Allah. Gece 01.00’deki yazı idi o. Düzeltiyorum.