ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice Ortadoğu’da bütün haritaların değişeceğini söylemişti. Bu konudaki düşüncelerimi o günden beri, ortak yazılmış bir kitap da dahil, birçok yerde ifade ettim. Bu bölgenin haritası bu topraklar üzerinde yaşayanlarca çizilmemişti. Başta İngiltere olmak üzere bu bölge Avrupa tarafından şekillendirildi. Buna biz dahil değiliz, tarih kitaplarımız büyük zafer sonucu devletimizi yarattığımızı yazar ve tüm vatandaşlarımız tarafından kabul edilir ve kutlanır. Bayan Rice ise sınırları değişecek ülkeler arasında bizim de olduğumuzu söylemişti. Değişmek her zaman küçülmek anlamına gelmez ama biz büyümeyi hem sınırlarımızı genişletmek olarak algılarız hem de buna büyük güçlerin engel olacağını düşünürüz. Suriye ile köyleri bile birbirinden ayıran bir sınırımız vardır ve bu da tüm sınırlarımız gibi kutsal sayılır. Oysa büyük güçler sınırları oluşturan bir sebep olmadığına ve bunların geçmişteki güçlerin değişmesi ile politika değiştirilirse değişeceğine inanılır. Dünyadaki dengeler duygusal olarak belirlenir: Mesela ABD ile Rusya’nın birbirlerine düşman olduğu uzun bir dönemin belirleyici düşüncesidir. Bu yapıda Avrupa ABD ile Rusya Çin ile dost olarak düşünülür. Oysa gerçek bunun tam tersidir çünkü ittifak ve düşmanlık duygusal nedenlere dayanmaz. Rusya ile Çin aynı ideolojiye sahip olduklarından, ABD ve Avrupa aynı kültürel kökten geldikleri için neredeyse birbiriyle kardeş sayılmıştır. Aslında siyasal birliktelikler, dünyadaki siyasi yapının ve önümüzdeki gelişmelerin etkisi sonucu belirlenir.
Avrupa’nın ABD’nin ayrılmaz bir dostu olduğu yanlıştır. ABD Ortadoğu’daki zengin enerji kaynaklarını ve ulaşım yollarını ekonomik rekabet nedeni ile Avrupa’nın kontrolü dışına çıkarmak istemektedir. Eğer söylenen doğruysa ve Ortadoğu haritası yeniden çizilecekse bu nasıl olacaktır? Bu sorunun çözümünde ülkemiz vardır. ABD ve Rusya enerjinin çıkarılmasında ve naklinde Türkiye’nin etkili olmasına karşı değildir. Çin’in Avrupa ile ilişkileri ekonomik düzeyde tutulacak ve her ikisi ihracata dayalı ekonomileri olduğu için rekabet edecektir. Askeri ve siyasi açıdan Çin’in Doğudaki, yani Atlas Okyanusu çevresindeki faaliyetleri ABD tarafından engellenecek, batı sınırından itibaren sorumluluk Rusya’da olacaktır. Önümüzdeki günlerde Çin’de bir soy mücadelesi başlarsa şaşırmayalım.
***
Bölgemizdeki sınırlar görünüş itibariyle hiç değişmeyebilir. Ancak bazı federatif cumhuriyetler oluşabilir. Bu çevremizde bazı bölünmeleri yaratabilir ama hem ABD hem Rusya böyle yönetildikleri için bu yapıyı savunabilirler. Ülkemizde böyle bir yapının şekli bölünmeyle oluşmayacağını, ama bazı küçük oluşumların bize yaklaşacaklarını düşünüyorum. Ancak bunu Osmanlı Devletinin yenilenmesi olarak düşünmek büyük bir hatadır. Türkiye gücünün arttığını değil daha büyük sorumluluk yükleneceğini düşünmelidir. Bunu bir topluluğu kontrol etmek olarak değil, onlarla birlikte ve eşit şartlarda yaşamak olarak algılamalıdır.
Bugüne kadar çevremizdeki topluluklara farklı diye ve bazen düşman olarak baktık. Mesela Yunanistan ile birlikte yaşayabiliriz. Onlarla yaptığımız savaş bir dış gücün operasyonu idi ve kendilerini dost, Yunanistan’ı düşman yaptılar. Bundan sonra aklımız duygularımızın önünde olmalıdır.