Politik hedefleri olanların karnından konuşmak yerine açık açık çıkıp er meydanında kendilerini göstermesinden daha doğal ne olabilir ki?!.. Hatta çoğu zaman kimi meslek temsilcileri, akademisyenler, bürokratlar vs. seçilmişleri hedef alan sert açıklamalarda bulunduklarında hep demiyor muyuz; ‘buyurun gelin siyasete, lafınızı sözünüzü burada söyleyin’ diye.. Dolayısıyla en sağlıklı alan budur.. Girersiniz siyasete, nerede ne aksaklık tespit etmişseniz çözüm modellerini millete sunarsınız.. Olması gereken budur yani..
***Bu beklentiyle ekran başına geçip Muharrem İnce’nin açıklamalarını bekleyenler ise tam bir hayal kırıklığı yaşadı. Zira İnce, CHP içinde uğradığı haksızlıklar dışında hiç bir argümanla çıkmamıştı milletin huzuruna.. Eğitim, sağlık, bayındırlık, ekonomi, işsizlik, terör, dış politika vs.. konularda söyleyeceği tek bir sözü bile olmaz mı insanın? Varsa yoksa CHP bana şöyle yaptı, genel başkan böyle dedi, beni şu toplantıya almadılar, şu buluşmaya çağırmadılar... Ya hu böyle hareket falan başlatılmaz. Böyle belki en iyi ihtimalle mevcut hareketten istifa edilir.. Ama yenisini başlatmak için yeni sözler söylemeniz şart.. Bu haliyle seçmen önüne çıktığınızda ilk algı, eski partisiyle pazarlığa devam ediyor şeklinde olur. Ki bu da maça 1-0 geriden başladığınız anlamına gelir.. Unutmayın, seçmen öyle kolay kolay kandırabileceğiniz bir kitle değil. Öyle dikkatle takip ediyor ki her şeyi.. İnanın başlamadan biter maceranız.. Söyleyecek yeni bir sözünüz yoksa sizi kimse dinlemez..