Cumartesi günü, Anadolu'ya sığınmış bir anne ve biri 10 aylık biri de tam dünyaya perdeyi aralayacakken katledilen üç kardeşimize son görevimizi ifa etmek gayesiyle Adapazarı'ndaydım.
2 mahkûkatın işlediği şenâatin utancını omuzlarında hisseden binlerce Müslüman’la omuz omuza saf tuttuk; bir daha, kelimelerin kifâyetsiz kaldığı hâdisenin vukû bulmaması için...
"Utanç" dedim ama elim hâdiseyi öğrendiğim andan itibaren tarif edilemez hisler içerisindeyim. Acziyet, utanç ve mazlumun intikamını alamamanın öfkesi... Lûgatın bittiği yerdeyiz!
Cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Bakanı Mehmet Görmez Beyefendi namazın ardından helallik alırken sarfettiği sözler içinde bulunduğumuz ahvalin net fotoğrafı veriyordu: “Bir babanın hassasiyeti, bir babanın duygusallığı ne diyorsa benim sözüm odur. Bize ne oldu ki biz zalimlerin, zulmün yaraladığı mazlumun zalimi olduk. Bize ne oldu ki biz vicdanımıza ve merhametimize sığınan bebeğin katili olduk. Bunun üzerinde hep birlikte düşünmeliyiz. Buradan bütün insanlığa sesleniyorum, cenazesini kıldığımız 20 yaşındaki anne, 10 aylık bebek mi mülteci yoksa bizim vicdanımız mı mülteci? Onlar mı mülteci yoksa bizim merhametimiz mi mülteci? Bir hilalin gölgesine hepimiz sığındık, 10 aylık bebek mi sığmayacak bu tarih boyunca mazluma umut olmuş, bu güzel vatana, bu aziz vatana? Buradan bu cenaze merasiminde ülkemizde yaşayan bütün vatandaşlarımıza, ensara muhacir olmuş bütün kardeşlerimize sesleniyorum, aziz kardeşlerim ülkemizdeki misafirlere ve muhacirlere bakarken hiçbirimiz siyasi mülahazaların penceresinden bakmayalım. Hepimiz Rabbimizin göğsümüze yerleştirdiği vicdan penceresinden, merhamet penceresinden bakalım. Vicdan bizi birleştirmezse her şey bizi ayırır, merhamet bizi birleştirmezse her şey bizi parçalar. Biz tarih boyunca zalimin karşısında durmuş, zalimden korkmamış ama mazlumun ahından korkmuş bir milletin evlatlarıyız. Bunu hiçbir zaman unutmayalım. Haklarınızı helal edin. İnşaallah onlar da ahirette milletimize, yeryüzünde onları unutan bütün Müslümanlara haklarını helal eder."
Doğum yapmak üzereyken tecavüze uğrayıp katledilen Emani Rahman, 10 aylık Halef Rahman ve henüz doğmadan öldürülen bebek inşaallah bizlere haklarını helal ederler. Sadece onlar mı, Afganistan'da, Çeçenistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Arakan'da bizlerin gafleti yüzünden hemen hemen her gün aynı şenaâte maruz kalan kardeşlerimiz de inşaallah haklarını helal eder. Yoksa bu sıklet bu kadar vebali kaldırmaz! Ya Rabbi, senin yolundan uzaklaştık zelil düştük, güç kuvvet sende, bizlere güç kuvvet ver, mazlumların intikamını almayı bizlere nasib eyle!..
Kaynarca'daki elim hâdise vesilesiyle çeşitli şehirlerdeki Yabancı Şubelerde tutulan Emanileri de hatırlatmış olayım. Polis içindeki bazı unsurların işgüzârlığı yüzünden, zulümden kaçıp Anadolu'ya sığınmış anneler ve evlatları gözaltına alınıp, iade edilmek üzere Yabancı Şubelerde aylarca bekletiliyorlar. Bu kardeşlerimiz iade edildikleri anda, yer altı hapishanelerinde Emani ve çocuklarının akıbetine uğrayacaklar. Duymayacağız bile. Hükûmet bir an önce harekete geçip bu kardeşlerimizi serbest bıraktırıp keyfiliğe son verdirmeli.