Orta Asya, Kafkasya ve İran hattı giderek farklı anlamda önem kazanmaya başladı. Ermenistan’daki son olaylar şunu açık ve net gösterdi. ABD; bu coğrafya ile ilgili, coğrafyanın karakterine uygun ve oradaki sosyolojik gerçeklere dayanan adımlarını atmaktan geriye durmayacak!
Hazar etrafındaki bu ülkelerin, hem merkez Asya üzerindeki etkisi ve gerçekliliği, hem yeni İpek Yolu kuşağının merkezi konumunda olması nedeniyle de anlam taşımaktadır. Rusya için bu coğrafyanın varlığı ve nasıl siyasi pozisyon kullanacağı baş soru olarak karşımızda durmakta.
İran içindeki Türklere yönelik bakış açısı, Sovyet döneminde olduğu gibi Rusya döneminde de değişmedi. Biraz mesafe konuldu, lakin Orta Doğu’daki son gelişmeler ve Kafkasya’daki Amerikan varlığının artması, İran Türkleri üzerine düşünmekten Rusya’yı alıkoymadı.
İlginç olanı şudur ki; İran’daki sosyolojik yapıyı değiştirmek isteğinde olan ABD için, Türklerle iş tutmak bir o kadar zor durum olarak okunmakta.
Neden mi?
İran Türkleri'nin sosyo-kültürel ve ekonomik tutumu, oraya yorum yaparken çeşitli verilerle hareket edilmesi gerektiğini ön plana sürmekte. O nedenle İran’daki Türk aktivistler üzerine bile yorum yaparken, daha ziyade Kürt aktivistler ile iş tutmak arzusunu gizlemeden hareket alanını artırmak niyetinde, ABD! Lakin bu potansiyeli de kenarda tutmamakta.
Orta Asya önemli bir merkez. Orası ilerideki yeni dünyanın da ciddi içeriğine hizmet edecek güçte. Yukarıda Çin, yanı başında Rusya, Hazar üzerinden İran!
Baktığınızda buralarda Amerikan menfaatinin gelişmesi, sadece savaş ortamı ile mümkündür. Rusya kendine yaklaşan volkanik oyunlardan kaçınmak için, bu coğrafyadaki varlığını giderek fazlasıyla artırmak niyetinde. Kazakistan gibi Çin tehdidinden endişeli olan ülkeler için, Rusya’nın coğrafyadaki etkisi anlamlıdır. Lakin diğer taraftan bu ülkelerin de tam Rusya eksenli olmama isteği var. Amerika ve Batı inisiyatifinin artmasıyla, bu Türk devletlerinin denge politikaları için de zemin oluşmakta.
Türkiye bu coğrafyadaki etnik, dini, kültürel ve tarihi bağlarına şimdiki durumda sadece kardeşlik ve akrabalık bağıyla değil, yeni küresel sistemde, yeni güç oluşturabilecek koz olarak da yorumlanmalı.
Orta Asya; Türkiye açısından giderek daha fazla anlam taşımaya başlayacaktır. Orta Asya, o nedenle FETÖ üzerinden Amerikan profili ile işgale mahkûm bırakıldı. Kırgızistan bu nedenle ince işlenmeli. Ve oradaki dostların kalbini kırmadan, orası FETÖ ağından kurtarılmalıdır. Bu durum, Rusya’nın da işine gelmekte. CIA üzerinden oluşturulan bu ağın esas gayesinin, yeni ekonomik dünya üzerinde kırılma noktası oluşturma amacı güttüğünü şimdiki gerçekler eşliğinde daha net görebiliyoruz. Kırgız halkı Türk halkları grubunda, kendi milli ve yerel milliyetçilik duygusunun doruk noktada olduğu bir halktır. Kırılgan, hem de baskı gördüğünde direnen bir yapısı söz konusudur. Yerel milliyetçilik duygusu baskın bir bölge! Kırgız kimliğine laf ettirmeyecek kadar, yerel milli duyguya sahip. FETÖ’nün oradaki varlığının altında, bu gerçek üzerinde siyaset inşa edebilmesi oldu. Şimdi Türkiye’nin o coğrafyaya tekrar nizam vermesi, oradaki dağıtılmış ortamı onarma adımları, muhteşem bir gidiştir ve Kırgız halkı üzerinden, bu durumun etkisi Orta Asya genelinde oluşacaktır, hiç kuşkusuz!
Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Kazakistan kadar Tacikistan da yabana atılmayacak kadar önem arz ediyor. Bu coğrafya, birilerinin uyuşturucu ve insan ticaret hattıdır. Silah ve uyuşturucu hattı, hep Amerikan istihbaratı tarafından desteklendi. Buraları yorumlarken, bu gerçekleri göz önünde bulundurmak şarttır. Kırgız gençliğinin geleceğini, bu felaket vaka olumsuz etkilemekte! Orta Asya’nın manevi ortamını ortadan kaldıracak adımlarla da dizayn edildiği bir gerçektir. Türkiye’nin milli, manevi, ekonomik ve tarihsel varlığı, bu anlamda da Orta Asya’da karşılık görmekte. Türkiye giderek daha fazla karşılık görmekte ve daha fazla arzu edilmektedir. Bu kadar ortamı bozacak çabalara rağmen Türkiye, favori dost ve kardeştir. Başkan Erdoğan’ın Kırgızistan ve genelde Orta Asya’ya ve Kafkasya’ya verdiği önemin siyasi ve konjonktürel karşılığı söz konusudur hem de. Orta Asya’nın, bugün ilişkilerimizin iyi olduğu Rusya ve İran’a teslim edilmemesi şarttır. Kafkasya; Orta Asya ve Türkiye için kalıcı başarının ana hattıdır. Kan, din, tarih, kültürel bağımız olduğu bu coğrafyanın yeni dönemdeki yeni dünya düzeninde, Türkiye’nin yanında olması dengeli değil, tam tespitli taraf tutması, Türkiye’nin kurulacak yeni dünyadaki yerini daha güçlü kılacaktır. Orta Asya, Kafkasya, İran, Türkistan hattı; Rusya, ABD, İran hatta yeni dönemde Almanya, İngiltere, Fransa’nın bu coğrafya üzerinde menfaatlerini okuyarak yorumlanmalı.