Geldi geliyor oldu oluyor derken nihayet Amerikan seçimleri bitti ve Trump büyük bir sürprizle seçimi kazandı.
Burada sürpriz olan Trump'ın seçimi kazanması değil arada oluşan oy farkıydı.
Kimse Trump'tan böylesi bir farkı beklemiyordu.
Akıllara hemen şu soru geldi.
Nasıl oldu da böylesi bir fark oluştu?
Trump'ın Doğruları...
Bu farkın oluşmasında Trump'ın yaptığı iki doğru iş çok etkili oldu.
Bu doğrulardan ilki Trump'ın halkın esas meselesini şahdamarını yakalamasıydı.
Halkın ana gündem maddesi ekonomi, hayat pahalılığı ve göç konusuydu.
Trump da oralardan yaklaştı, seçim kampanyasını bu iki temel madde üzerinden yürüttü.
Seçimi kazandıran bir diğer önemli etken ise seçim meydanlarında yaptığı şovdu.
Kamala Harris'e nazaran mitinglerde çok daha başarılı bir süreç geçiren Trump burada yaptıkları ve söyledikleri ile milyonları ikna etmeyi başardı.
Kamala'nın Yanlışları...
Demokratların yaptığı en büyük yanlış dere geçerken at değiştirmeleriydi.
Üstelik bu tarihi hatayı yaparken ikinci büyük yanlışı da yanlış ata oynamakla yaptılar.
Yola Kamala'yla gitme kararı almak tam anlamıyla intihardı.
İşte bu hatalar zinciri arada böylesi bir farkın oluşmasına sebep oldu.
Yeni Başkan Trump...
Neticede bütün dünyanın arzu ettiği bir tablo çıktı ve Trump seçimi kazandı.
Burada önemli olan husus bundan böyle Amerikan iç ve dış siyaseti nasıl şekillenecek.
Esas önemli olan konu bu.
Trump iktidarı alır almaz muhtemelen ilk yapacağı iş küresel çeteye ait devlete sızmış kadroları tasfiye etmek olacak.
Tıpkı bizim 15 Temmuz sonrasında yaptığımız gibi devletin içine sızmış küresel çetenin tüm elemanlarını bir bir temizleyecek ve sistemin dışına atacak.
Bunu yapmadığı takdirde başarma şansı yok.
Trump seçim öncesi yaptığı açıklamalarda bunu yapacağını net olarak beyan etti. Göreve geldiği an 50.000 kişiyi tasfiye edeceğini seçim meydanlarında açıkladı.
Başarabilecek mi bekleyip göreceğiz.
Olacaklar içinde en hayati konu bu.
Başardığı taktirde Trump Amerika'da devrim niteliğinde işlere kalkışabilir.
Aksi takdirde ilk başkanlık döneminde yaşadığı girdaba girer ve hiçbir şey üretemeyen sadece gününü doldurmaya çalışan başkan durumuna düşer.
Bunu başardığı taktirde sonrasında yapacağı iş Amerika'nın dış siyasetini belirlemek olacak.
Burada da en ciddi sınavı Ukrayna cephesinde verecek.
Zelenski'ye yapılan yardımları kestiği taktirde Ukrayna savaşını bitirme şansını yakalaması işten bile değil.
Bu işe niyetlendiği kapısını çalacağı ilk ülke Türkiye olacak.
Zira burada ateşkesi sağlayabilecek tek ülke daha önce bu konuda önemli adımlar atan ama bir şekilde önü kesilerek hedefe ulaşamayan Türkiye.
İşte böylesi bir hamle bir anda Amerika Türkiye ilişkilerini de çok olumlu bir noktaya getirebilir.
Sayın Erdoğan'ın dostum dediği Trump inşallah bu tarihi fırsatı kaçırmaz.
Aksi takdirde çok zorlu günler yaşar, bizden söylemesi.