İçinde bulunduğumuz dünyanın diktesi, her şeyi daha ziyade ekonomik ölçümlerle okumaktır. Ekonomik varsayılan veriler büyük güçlerle artık küçük güçlerin arasında oluşturulan kavgalar dâhil, ekonomik içerik taşımaktadır hiç kuşkusuz!
Avrasya’nın cazibe merkezine dönüşmesi, bir taraftan konjonktüreldir, diğer taraftan doğaldır. Buradaki tüm enerji hatları, su kaynakları, dokunulamamış yeraltı zenginlikleri söz konusudur haliyle. ABD 20. yüzyılın esas patronu olarak sahneye çıksa da, ilerideki kahraman profillerini bastırmaya yönelik hamlelerini de devrede tutmakta aktiftir.
Sovyetler Birliği’nin dağıtılma sürecini, tekrar tekrar okumak yararlıdır. Ve bu sefer romantik duyguları bir tarafa bırakarak okumamız şarttır. Amerika’nın Sesi ve Radyo Liberty’nin kurulan ilk masalarının Azerbaycan ve Ermeni masaları olmasını şimdi net anlamamız mümkündür.
Afganistan’ın kaderinin Taliban üzerine inşa edilerek sürdürülmesini, Afganistan gerçeğini okumamız gereken noktalara bakarak anlamamız şarttır. Pakistan’la Hindistan arasında her an patlamaya hazır Keşmir hadisesinin zinde tutturulması, hayallerinin de meselenin ta başından beri bypass niteliği taşıdığını göstermekte. Peki, kim ve hangi bypassı yapmakta? ABD merkezli Anglo Sakson ittifak, Avrupa’da durdurmak istedikleri paranın doğuya yöneliş eğilimini, Afganistan dağlarından kontrol etmek istedi. Uzun zamandır coğrafyanın başına gelenlerin esas sebepleri, bu paraya hâkimiyet ve tek güç niteliğinin yaşatılması için olduğu açıktır.
Sovyetler Birliği çöktürülmesiyle küçük küçük parçalara ayrıştırılan ülkeler üzerinden, yeni dönem inşası nispeten oluşturuldu. Bu dalga buralarda kalmadı. Orta Asya üzerinden Çin, Kafkasya üzerinden Rusya, Orta Doğu üzerinden Türkiye ve İran hedeflerinin oluşumu başarılı sayılır içeriktedir. “Neden” diye sorarsanız, “en önemli yatırım, insana yapılan yatırımdır” bakış açısı ile baktığımızda ismini zikrettiğim ülkelerdeki ayaklanmalar, darbeler oluşumlar terör örgütleri ve saire gibi enstrümanlar üzerinden dâhili kodların değiştirildiği süreci de görmüş olduk.
Avrasya önemli coğrafya. Tarihi, kültürel, dini kardeşlik bağlarımız var. Lakin diz boyu sorunu olan bir coğrafya! Elbette büyük güç, buralarda değişmeyen bir siyaseti başardı. Diz boyu sorunlar diyarı coğrafya yapmayı başardı. Etnik ve dini zeminde tüm krizlerin köküne bakınız; parçalama, yönlendirme politikalarının mümbit zemini olarak okudu burayı Batı. Komşuyu komşuya karşı getirmek için önce adil olmayan düzeni kurguladı. Etnik ve dini zeminde krizleri oluşturmak için, hiç bitmeyen sorunları kalıcı ve dondurulmuş hale getirdi. Kafkasya, Orta Doğu, Balkanlar, Merkezi Asya gibi bunun onlarca örnekleri vardır.
Bu coğrafyanın suni sorunları ortadan kalkmazsa, refah ve istikrar sağlanamaz. İnsan hak ve özgürlükleri konuları çözülmezse, coğrafya kendi sorunlarına kendisi hakemlik yaparak ortadan kaldırmazsa, içerideki Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa okullarının mezunları olarak yetişmiş yerlilerin “özgürlükçü nameleri” hep devrede olacaktır. “Yurtdışında çocuk okutturmayalım” demiyorum asla! Tam tersi, Çin’in yaptığını yapmakta fayda vardır. Seçilmiş zeki çocukları, devlet destekli burslarla yurtdışına göndererek okutturmak şarttır! Düşünce sistemlerini görmek, anlamak ve anlatmak önemlidir. Lakin içerideki sorunları çözemeyen, devleti sürekli bölmek, ortadan kaldırmak ve kendine tabi tutmak isteyen büyük güçlerin aradığında bulabileceği çocuklarını harekete geçirmesi zor olmayacaktır!
Afganistan tarihini, tekrar tekrar okursak net anlayacağız. Sovyetlerin çöküş sürecini, duygu notları içine eklemeden baktığımızda anlayacağız. Osmanlı gibi muazzam bir devletin çöktürülme nedenlerini incelediğimizde, Rusya’daki Ekim Devrimi’nin finansal desteğine baktığımızda, Rus Çarı’nı devirip yerine hâkimiyete getirilmek istenen güçlerin aldığı desteklerin arka planını okuduğumuzda, içinde bulunduğumuz dönemin aktörlerinin büyük savaş nedenlerini görmemiz için ciddi kaynak olacaktır.