Antalya Diplomasi Forumu'nu yerinde takip etme imkânım oldu. 3 gün süren formun muazzamlığını anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın son gün düzenlediği basın toplantısında verdiği rakamlar formun büyüklüğünü anlatmada bir nebze de yardımcı olacaktır: "Antalya Diplomasi Forumu'nda toplamda 155 ülkeden 6 bini aşkın konuğu ağırladık. Bunların arasında 21 devlet ve hükümet başkanı, 5 devlet ve hükümet başkan yardımcısı, 2 meclis başkanı, 2 özerk yönetim lideri, 64 bakan, 61 uluslararası kuruluşun üst düzey temsilcisi, ayrıca çok sayıda düşünce kuruluşu temsilcisi, diplomatlar, bilim adamları ve iş adamları forumumuza iştirak etmişlerdir."
155 ülkeden 6 bin konuğu ağırlayıp onlarla görüşüp çeşitli konularda anlaşmalar imzalayıp bir de onları birbirleriyle görüştürüp işbirliklerine aracılık etmek az buz iş değil.
Bu tablo Türkiye'nin dünya çapında güvenirliğini ve itibarını göstermektedir.
Antalya Diplomasi Forumu, içerideki çapsız muhalefetin nefessiz bıraktığı ülkemize nefes aldırdı. Muhalefetin bizleri çekmeye çalıştığı foseptik çukuruna düşmemeliyiz. Onlar yerlerinden memnun ve coştukça coşuyorlar, coştukça daha da batıyorlar.
Üç günlük dünya malı için birbirlerini gammazlıyorlar. Bu rezilliğe bizi de ortak etmek istiyorlar. Hayır hayır, bizler bu rezilliğe ortak olmayacağız!
Elbette zaruret miktarı onların rezilliklerinden bahsedeceğiz ama asla Antalya Diplomasi Forumu gibi güzellikleri gölgelemesine müsaade etmemeliyiz.
Bir dahaki foruma kadar Antalya Diplomasi Forumu'ndan bahsetsek yeridir.
Dördüncüsü yapılan forumun bu seneki teması "Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek"di. Açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin savaş yerine küresel vicdanı tercih ettiğini söyledi: "Dünyada dış politika ve uluslararası ilişkiler alanında önde gelen etkinlikler arasında yerini alan foruma yönelik yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz. Bugün burada çatışmaların yerine diyaloğu, kutuplaşmanın yerine ortak aklı, güç yarışının yerine küresel vicdanı tercih ettiğimizi hep birlikte dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. Antalya'dan tüm dünyaya verdiğimiz bu barış ve dostluk mesajları, Antalya Diplomasi Forumu'nu muadillerine göre farklı bir yerde konumlandırıyor. Her yıl olduğu gibi 3 gün boyunca binlerce katılımcı, kritik bölgesel ve küresel konularda fikir alışverişinde bulunup çözüm önerilerini ele alacaklar. Küresel diplomasinin kalbi, 3 gün boyunca yine Antalya'da atacak."
Başkan Erdoğan'ın dediği gibi formun kapanış saatine kadar ülkeler arası toplantıların biri bitti biri başladı. Bu toplantıların mühim noktası müspet işler yapmaya yönelik niyetlerle bir araya gelinmesi.
Türkiye Antalya'da adeta yeni bir Birleşmiş Milletler teşkilatının temelini attı. Malumunuz Başkan Erdoğan Birleşmiş Milletler toplantılarında, sadece 5 ülkenin veto yetkisinin olmasının adaletsizliğine vurgu yaparak "Dünya 5'ten büyüktür" diyor. Forumdaki mezkûr konuşmasında da şu sözlerle bu hususa değindi: "Terör, açlık, yoksulluk, ırkçılık, İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve iklim krizi gibi tüm insanlığı ilgilendiren sorunlarla uğraştığımız bir dönemde uluslararası toplumun daha adil, daha vicdanlı politikalar geliştirmede maalesef yetersiz kaldığına şahit oluyoruz. Bu eksikliği, başta bölgemizde yaşanan çatışmalar ve gerilimler olmak üzere çok geniş bir alanda her gün hissediyoruz. Diplomasinin insani, girişimci ve geleceğe yönelik plan yapabilme kabiliyetini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor. Dünya beşten büyüktür. Çünkü insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken amacımız, böyle bir anlayışın hâkim kılınmasıdır. Türkiye, sahip olduğu tecrübe, tarihî, beşerî, kültürel zenginlik ve derinlik dolayısıyla dünyaya bu mesajı en rahat verebilecek ülkelerdendir."
Başkan Erdoğan'ın ikazı, veto yetkisini elinde bulunduran 5 ülke tarafından dikkat alınmayınca o da yeni Birleşmiş Milletlerin temelini attı!