Anayasa Mahkemesini de yoran ve asli gündeminden uzaklaştıran bir "dönüm noktasını" konuşuyoruz. Daha önce de söylemiştim. Bu konuda ortaya konulan her tepki, her düşünce kıymetli ama benim kulak kesildiğim, önem verdiğim çözümü tartışan konuşmalar, yazılar...
Düğüm
Meselenin düğümlendiği yer bireysel başvuru sürecinde. Bilindiği gibi AYM'nin birçok görevi var. Kanunların iptal davalarına bakmak, parti kapatmaları karara bağlamak, siyasi partileri denetlemek, gerekirse "Yüce Divan" olmak bunların bazıları. Bireysel Başvuru 2010 yılında AYM'nin görevi haline geldi. Pek tabi kıymetli bir hak. AİHM önüne gidip bizi dünya kamuoyunda hak etmediğimiz halde tartışma konusu yapan "ihlal" iddialarını kendimiz inceliyor, karara bağlıyoruz bu yolla. Son gerilim üzerinden meseleye bakmak, tümüyle bu sistemin kalkmasını söylemek makul bir amaca hizmet etmez diye düşünüyorum. Ama bu noktada bir sorun var ve durum böyle devam ederse "yargı krizi" gerçek olabilir.
Değişim
Bireysel başvuru ile ilgili bir değişikliği konuşmadan önce, "neyi değiştiremeyeceğimizi" tespit etmeliyiz: ► Bu konu Anayasa'da düzenlenmiş. ► Yetki açık bir biçimde AYM'de. ► İnceleme çerçevesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki yönünden. ► Yargı mercilerince incelenmesi gereken hususları ise inceleyemiyor. ► Detaylarının kanunla düzenleneceği kayıtlanmış. Bundan çıkan iki sonuç var: Birincisi Anayasa değişikliği olmadan bireysel başvurunun AYM'den alınması mümkün değil. İkincisi ise ancak Anayasa'da belirtilen hususlar yönünden Kanunla birtakım düzenlemeler mümkün!
Durum
Anayasa değişikliği pek mümkün görünmüyor. En azından bugünkü tablo böyle. Bu halde kanun ve iç tüzüğe bakmak gerekiyor. 6216 s. Anayasa Mahkemesi Kanununa ve İçtüzüğe göre, bir başvurunun "kabul edilebilirlik kararı" komisyon tarafından, "esas yönünden inceleme" ise bölümler eliyle yapılmakta. Bölümler bir başkanvekili başkanlığında altışar üyeden oluşuyor. AYM'de iki bölüm bulunmakta. Komisyon ise iki üyeden oluşuyor. Bir de raportörler var ki bunlarda bölümlerde ve komisyonlarda dosya hakkında inceleme yapıp görüş sunuyor.
Müdahale
Müdahalenin yapılabileceği temel nokta burası aslında. Ve yapılması da gerekli. Bu gerilim olmasaydı bile 130 bin derdest başvuru ile Yüksek Mahkeme büyük bir sıkıntı altındaydı. Buna göre yüksek yargıdan gelecek diğer üyeleri de havuza dahil ederek, başlarında AYM üyelerinin olduğu bölümleri düşünmeliyiz. Kabul edilebilirlik yönünden inceleme konusunda da benzer bir komisyon modeli gelebilir. Böylece süreç hızlanacak ve diğer yargı kurumlarının karar sürecine iştirak etmesi mümkün hale gelecektir. AYM genel kurulu bu noktada AİHM'deki büyük daire pozisyonuna çekilebilirse daha işlevsel ve ilkesel bilir durum doğacaktır. Ancak bu söylediklerimizin Anayasal boyutuna dair eleştiriler gelmesi de mümkün.
Komisyon
Tüm bu yapıyla oynamak yerine "yargılama görevinden ziyade, zararı tazmin etmeye dönük kararlar verebilen" Tazminat Komisyonunun devreye aktif biçimde girmesi lazım. Bu konuda çıkarılan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanunun kapsamını ele almak esas müdahaleyi bu noktaya yoğunlaştırmak gerekiyor sanırım. Bu kanuna bir süre önce bir madde eklendi ve "makul süre" ile "kararın geç icrası" için AYM önündeki dosyalar da bu kapsama alındı. Burada sadece komisyon üye sayısını arttırarak, heyetleri çoğaltmanın yerinde olacağı kanaatindeyim. Bu da yapıldı ancak bence halen yetersiz. Komisyonun yapısı da biraz muamma. Adalet Bakanlığında bir "iç organ" statüsünde. Oysa bu yapının bir bağımsız kurul gibi düşünülmesi lazım. Bütçesinin ayrı olması. Çalışma yönetmeliğinin oluşması şart.
Bu bağlamda İhlallerin Tazmini Kurulu gibi adli-idari bir birimin ihdas edilmesi de mümkün olabilir. Yüksek yargı organlarının üyelerinden veya tetkik hakimlerinden, Barolar Birliğinden, üniversitelerden temsilcilerin olduğu bir kurul oluşturulup mülkiyet gibi tazmin edilmesi mümkün hak ihlallerinin de dahil edilmesi ile kapsamı geniş tutulabilir. Bunlar sadece birer öneri. Eleştiriye açık. Çözümü ne kadar konuşursak o kadar iyi olacak eminim!