2001 Eylül terör saldırısı yaşanmadan birkaç yıl önce Amerika’nın Beyaz Saray’da tartışmaya açtığı “belgeyi”, 2001’in hemen sonrası Türkiye’de farkeden ilk kişi olarak o dönemde çalıştığım gazetede tartışmaya açmış ve o belgeden yola çıkarak “siyasi-ekonomik” birçok tahmin de bulunmuştum. Bunlardan biri “Petrol 100, altın 1000 dolar olacak” başlıklı yazımdı...O dönemde özellikle 30 doların altını konuşan bir dünyada 100 dolarlık petrol hayal, 250 doları tartışan bir piyasada 1000 dolarlık altın da delilikti. Bana da “delirmiş” dediler! Bakmasını bilenlere “malzeme” çoktu ve özellikle 2001 öncesi ve sonrası Amerikan Sermaya Piyasalarının takaslarını iyi inceleyenler, özellikle aynı zamanda YENİ YÜZYIL BELGESİ’ni doğru analiz edenler çokşey gördüler...
Sevgili dostlar, bunları neden yazıyorum ? Şunun için paylaşıyorum; Amerika BÜYÜK DEVLET ve buna uygun olarak “olması beklenenleri ve atacağı adımları” 2000 yılına girmeden “YENİ BİR YÜZYIL İÇİN STRATEJİ BELGESi” adı altında yazılı hale getiriyor. Içinde yazanı beğenelim, beğenmeyelim, hatta benim gibi yıllarca eleştirelim, gerçek tek ve açık; BÜYÜK olmanın gereği GELECEĞİ sorgulamak ve OLUŞTURMAYA ÇALIŞMAK...
Bu tespitler sonrası gelelim bugünün Türkiye gerçeklerine...
Cumhuriyet kurulduğundan bugüne ilk defa “2023-2071” gibi vizyoner bir bakış altında bizler de geleceğimizi sorguluyoruz ve “başımıza bakalım ne gelecek” mantığından çıkarak önümüze bakabiliyoruz. Türkiye de BÜYÜK DEVLET ve daha da BÜYÜK olmak için her geçen gün yeni adımlar atıyor...Bu noktada diyeceksiniz ki; bizim belgemiz neden yok? Aslında var ve dikkatli bakarsanız Erdoğan’ın her konuşmasında belgeye bir sayfa, bir satır eklediğini görüyorsunuz. Size tavsiyem Başbakan Erdoğan’ın son “AK Parti Kongresinden” bugüne söylemlerini alt alta yazın ve karşıdan bir bakın.
İsterseniz Kongre’den başlayarak beraber bakalım...
Sevgili dostlar,
Bir Başbakan “Selçuklu-Osmanlı-Cumhuriyet” SENTEZİ’ne işaret ediyor ve bu yola çıkarken “Alparslan gibi kefenimi giydim” diyorsa,
Bir Başbakan 2023 hedefini 2071’e, yani bu topraklara girişimizin 1000. Yılına işaret edecek şekilde ilerletiyorsa ve arkasına konuşurken Türkiye değil de DÜNYA haritası koyuyor, Barzani de seyirciler arasındayken “Türkiye’deki Kürt kökenli insanlarımıza” Selahaddin Eyyübi üzerinden el uzatıyorsa,
Bir Başbakan İsrail’e verdiği “yeni one minute notaları” ile Türkiye’nin gücünün farkında olduğunu ve bölgede “lider” olmaya doğru emin adımlarla ilerlediğini gösteriyorsa, Mısır Devlet Başkanı gelip Türkiye’de bir parti kongresinde konuşuyorsa ve o Devlet Başkanı “Müslüman Kardeşler’in tezahürü” ise, Meşal aynı salonda boy gösteriyor, mesaj veriyorsa hatta Barzani de hemen yan koltuktaysa, bu tablo “Orta Doğu’da lider ülke kim” sorusunu bütün dünya aleme sorduruyorsa,
Bir Başbakan bu mesajların üzerinden aylar geçmeden Cumhuriyet tarihinin en büyük açılımını başlatıyor ve “bugünü” yeni bir tanımlamanın” başlangıç noktası almamıza yol açacak çok ciddi mesajlar verip, adımlar atıyorsa,
Bir Başbakan içeride bizi vurmak isteyenlere karşı Ahmet Yesevi ile ilgili vurguyu sürekli tekrarlıyorsa,
Bir Başbakan ekonomide “sıfır faiz-sıfır enflasyon” hedefine bu kadar yakınken, ne pahasına olursa olsun her türlü “piyasa bozulur” tehditlerine rağmen blok satışı iptal edip “HALKA ARZ’ların önünü açıyorsa....
VE DAHA ÇOK KIZACAKLARI birçok adımı YERLEŞİK YAPI’ya rağmen atıyorsa; Orada YENİ BİR TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN STRATEJİ BELGESİ yazılıyor ve uygulanıyor demektir...
Sonuç: Belge Kongre’de açıklanmaya başladı ve o günden bugüne “üstüne konan sayfalar” ile tamamlanma yolunda ilerliyor. Bakın kongre sonrası, bugün geldiğim noktada olmamama yani BÜTÜN’ü bugün kadar net idrak edemememe rağmen, o birkaç saat içinde gördüklerimle bu köşede ne yazmışım; “...Cumhuriyetin 100. Yıl manifestosu, Alparslan ve ordusunun Anadolu’ya girişinin 1000. Yıl manifestosu ile pekiştirildi ve Selahaddin üzerinden etnik kaygılardan arındırılmış ortak bir paydaya çekilmiş yeni bir mesaj verildi. Buna kefenimi giydim, yola çıktım vurgusu da eklenince, ortaya hem tarihi hem de güncel net bir mesaj çıktı; Selçuklu-Osmanlı-Türkiye Cumhuriyeti’nin Sentezi olarak manevi değerlerimizi de sonuna kadar sahip çıkarak yolumuza devam ediyoruz... ”
Son söz: Bugün yaşanan SÜRECİ “İmralı-Kandil” gibi ifadelerle Türk Halkını “rahatsız edecek” şekilde pazarlamaya ve zedelemeye çalışanlar size soruyorum; NEDEN BU SÜRECİN bu topraklarda yaşayan herkesi içine alacak bir SELÇUKLU-OSMANLI-Cumhuriyet SENTEZ’i olduğunu yazamıyorsunuz! Süreç bitecek ve ortaya herkesi içine almış yeni bir YAPI çıkacak!