İki yıl önce, 11-17 Mayıs 2011’de Bilinmeyen Sinemalar Film Festivali’ni düzenlemiştik. Dışişleri Bakanlığı’nın, Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı çerçevesinde bu konferansın yan kültürel etkinliği olarak yer alan festivalde, Afrika’dan Asya’ya, Amerika’ya toplam 48 ülkeden 36 film göstermiştik. Dünyanın en yoksul sayılabilecek bu ülkelerin sosyal problemleri, tarihi geçmişleri ve manevi zenginliklerine dair genel film gösterim ağına çıkamayan bu çalışmalar sinema meraklıları için farklı bir deneyim olmuştu. Sonraki yıl tekrarlamayı düşündüğümüz festivalde bu kez sadece bu kıtalar değil, dünyanın diğer yörelerinden de belli sinematografik ve insani değerler taşıyan filmlerden bir seçme yapmayı düşünüyorduk.
***
Bazı şartların ve vesilelerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilecek festivallerden birini bu yıl Haziran ayında düzenlemeyi planlıyoruz. Türkiye’nin de üyesi bulunduğu D-8 ve ECO teşkilatlarını kapsayan düzenlemede, yine görece az bilinen sinemalardan örnekler getirilmesi düşünülüyor. D-8, “Gelişmekte Olan 8 Ülke”, ECO ise “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı” olarak 10 ülkeden müteşekkildir. D-8 ve ECO, aslolarak iktisadi işbirliğini gözeten kuruluşlardır. D-8’in genel merkezi İstanbul’da, ECO’nunki Tahran’dadır. D-8 ülkeleri Türkiye, Mısır, İran, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, Malezya ve Endonezya’dır. 1970’lerde Türkiye, İran ve Pakistan’ın iktisadi işbirliğinden hatırladığımız RCD’nin devamı niteliğindeki ECO’ya üye ülkeler ise Türkiye, İran, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan, Afganistan ve Pakistan’dır. Genişlemesi 1992’ye giden ECO, kuruluşu Türkiye’nin insiyatifiyle 15 Haziran 1997’de gerçekleşen D-8 ülkeleri arasında ekonomik anlamda ilişkiler geliştirilir ve belli atılımlar ortaya konulurken, kültürel anlamda aslında ortak değerlere sahip olunmasına rağmen pek öne çıkan bir faaliyet veya faaliyetler dizisi gerçekleştirilememiştir. Oysa sözkonusu toplumların ortak tarihi geçmişleri, sosyal özellikleri ve kültürel yapıları vardır ve bu ortaklıkların yanında çok geniş bir coğrafyaya yayılmaları hasebiyle çeşitlilik arzeden kültürel özellikleri ortaya çıkmaktadır. Bu kültürel değerler ve verimler arasında en fazla öne çıkan sanat dallarından biri ise sinemadır.
***
Dünya sinemasının geneline baktığımızda, Hollywood yapımlarının hakim olduğu gösterim süreçleri ve dağıtım ağlarının hakim olduğu bir yapı göze çarpmaktadır. Öte yandan ikincil manada Avrupa sinemasının ve kuruluşlarının, festivallerinin öne çıktığını görmekteyiz. Diğer bölge ve ülke sinemaları ise, Hindistan, Çin, Rusya ve Kore dışında bilinilirlik anlamında pek bir varlık gösterememekte, sinemasal değerlerine rağmen genel sinema arenasının kıyısında bulunmaktadırlar. D-8 ve ECO ülkeleri, Asya’nın en güneydoğu ucundan başlayıp, Ortaasya’dan geçerek Avrasya havzasından, Afrika’nın ortasına çok geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır. İşte bu coğrafyanın sinemasal verimlerini ve fikri birikimini bir Avrasya film festivali esprisinde festival organizasyonu bünyesinde bir araya getirmek; örneğin, Avrupa ülkeleri arasındaki sinemasal işbirliğini temsil eden ve ortak-yapımların ortaya çıkmasını sağlayan Eurimages benzeri bir oluşuma gitmek, festivali üye ülkeler arasında dolaştırmak, film marketler tesis ederek ilişkileri güçlendirmek böylesi bir faaliyetin ana hedefi olmalıdır.