Başlamadan bir tespit yapalım; yeni bir paradigma ancak bağımsız düşünebilenler ve zihin kodlarını bağımsızlaştırabilenler tarafından tanımlanabilir...
Sevgili dostlar, piyasalardaki hareketlenmelere yalnızca merdivenli okullarda öğretildiği gibi “FED gel der, olan olur” teziyle yaklaşanlar, Türkiye’nin son 13 yılda geldiği yolu ve verdiği savaşı unutuyorlar... Türkiye gibi “yapısal dönüşüm savaşı verip, YENİ DÜNYA DÜZEN’i içinde ANA UNSURLARDAN BİRİ OLMA” yolunda ilerleyen ülkeler için FED sadece bir detay...KENDİNİ GELİŞTİRENLER, FED DALGALARINA KAPILMAZLAR ! Üstüne üstlük FED geri adım atmaya çoktan hazır !
Bu noktada çok önemli bir soru soralım; bizim için ana soru şu: Türkiye, 1946 sonrası içine sıkıştırıldığı mengeneden çıkma yolunda ilerleyecek mi yoksa başlattığı kurtuluş-dönüşüm hareketi geri mi püskürtülecek? Kararlılık, devam azmi ve alt bileşenlerin tamamı bugüne kadar atılan adımlarda ortaya kondu, şimdi dalgalı denizleri tereddüt etmeden geçme dönemi...
Birlikte bazı tespitler yapalım;
1- Yeni bir DÜNYA DÜZENİ kuruluyor ve özellikle 11 Eylül sonrasında ortaya çıkan “psikolojik sınırlamalar” ile birlikte içinde bulunduğumuz bölgede “yıldızı parlayan”, yatırım yapılabilir ve en önemlisi “yaşanabilir-yaşanmak istenecek” tek bir merkez var; Türkiye... En güçlü olduğumuz ve diğerleri gibi FED makasına düşmeyeceğimiz nokta da tam burası; tezi doğru kurmalı ve alt dinamikleri ile birlikte hayata geçirmeliyiz...
2- Peki Türkiye’ye para ve varlık akışını sağlayacak enstrümanlara sahip miyiz? Gerekli mekanizmaları ve organizasyonları kurduk mu? Hala tam olarak KURMADIK ama çok yol aldık! Bir örnek; Dubai’den Londra’ya giden ve orada Londra Metal Borsası ve/veya kendi fetva kurulu olan bir bankada değerlenen paraya “alternatif” ortaya koyabiliriz. Kamu bankalarının katılım bankacılığı konusunda attığı adım çok önemli. VAKIF katılım bu adımlardan biri !
3- Sermaye Piyasası için neler yapabiliriz? BİST’de içeriye yönelik “çekici” düzenlemeler yapılırken, aynı anda bir BÖLGE BORSASI’nı daha BİST tecrübesinden yararlanarak hayata geçirebiliriz.
4- Avrasya Menkul Değerler Borsası kurabilir, bölgedeki şirketlerin Rusya-Orta Asya-Orta Doğu ülkelerinin “kote olabilecekleri” ve yaratılacak “yeni enstrümanların” işlem göreceği yeni bir “organize Pazar kurabiliriz.
5- Borsa İstanbul içindeki “Değerli Madenler” piyasalarını, “Londra Metal Borsası” alternatifi olarak bölge ülkelerinin de ihtiyaçlarına göre yeniden düzenleyebilir, “yastık altındaki” altınların sertifikaya döndürülüp daha aktif işlem gördüğü yapıyı teşvik edebiliriz.
6- TOKİ’yi daha güçlü bir hale getirebilir, şehirlerdeki yeniden yapılanma faaliyetleri hızlandırılarak “bina konsolidasyonunu” ne pahasına olursa olsun başlatabiliriz.
7- TPAO-BOTAŞ gibi değerlerimizi yeniden yapılandırılarak, verilecek maden-gaz-petrol imtiyazları sonucu oluşan “varlıkları” halka açabiliriz. İçeride-dışarıda bu şirketlerin % 49’unu satarak, yaratılan kaynak ile “arama-sondaj” faaliyetlerini hızlandırabiliriz.
8- Türkiye’nin bütün “yeraltı potansiyelini” TÜRK YERALTI A.Ş’yi kurarak imtiyaz olarak 99 yıllığına bu kamu şirketine devredebilir ve ortaya çıkacak şirketi Halka satabiliriz. Böylece madenler halkın olur.
9- Aselsan, Havelsan, MKE, Roketsan gibi şirketleri Savunma Endüstri Holding çatısı altında toplayıp % 49’unu arz edebiliriz!
10- Tapu tespit ve değerlendirme komisyonları kurarak “işgal altındaki” kamu topraklarını yeniden değerlemeye alabilir, kamunun işgal edilen varlıklarını halka geri döndürebiliriz
11- Yönetim kurulu tam profesyonel olan ve doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanan bir “Kamu Denge Fonu” kurabilir ve halka arz edilen varlıkların karşılığında oluşacak havuzu “piyasa dengesini” sağlamada kullanabiliriz.
12- Çin, Norveç, Rusya, Katar ve diğer başka devletler tarafından kullanılan model gibi “DEVLET VARLIK PORTFÖY” şirketini kurup, Devlet varlıklarını “varlık yönetimi mantığı” içinde yönetmeye başlayabiliriz.
Sevgili dostlar, bu maddeleri uzatabiliriz...Önemli olan finansal-entellektüel birikimizi “milli yolda” harekete geçirmek ve karar almak...Bu tespitler sadece benim aklıma gelenlerin bir kısmı...Katkılarınızı bekliyorum...
Sonuç: Piyasada hatta bürokrasi ve siyasette şöyle diyenler var; “...Türkiye’nin küresel şartlara uygun olarak faizi yukarı çekmesi gerekiyor”...ÇOK ESKİ VE ANLAMSIZ BİR İFADE ! YENİ TÜRKİYE,YENİ PARADİGMA’ya yakışır ifadeler ile konuşanları dikkatli takip edelim !