Dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasında yapılan görüşmenin önümüzdeki günleri belirlemesi açısından birçok veçhesi var tabii ki...
Ama bizim aşağıda ele alacağımız ekonomi ile ilgili iki temel konu, siyasetin yolculuğunun da rotasını çizecek. Bu iki konu, tahmin edeceğiniz gibi AB-ABD arasında geliştirilmek istenen Serbest Ticaret Anlaşması’na (STA) bağlı olarak, ABD-Türkiye arasında olması gereken STA ve bölgenin yeni enerji haritası. (Burada bölge derken Doğu Avrupa’dan Hazar’a kadar uzanan büyük coğrafyayı ve K. Afrika ülkelerini kastediyoruz)
STA’da Türkiye zorunluluğu
Aslında bu iki konunun birbiriyle iç içe geçtiğini söylemek gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması’na dahil olması, yukarıda sözünü ettiğimiz bölgede, Türkiye üzerinden yürüyen bir ticari entegrasyonu ister istemez doğuracak. Tabii işin şöyle bir ‘derin’ yanı da var; AB ve ABD arasında yapılacak STA’nın da etkinliği için buraya mutlaka Türkiye’nin dahil edilmesi gerekiyor. Çünkü lojistikten, ürün standartlarına değin bir çok konuda Avrupa’nın üretimini ve bu üretimin ticarileşmesini, Türkiye olmadan, Türkiye limanları kullanılmadan yapmaya kalkmak işi yokuşa sürmekle eş değer...
Yakındoğu ve Afrika pazarları bundan böyle Avrupa için çok önemli.
Serbest Ticaret Anlaşmaları, yalnızca gümrük ve kotalar için tanınan serbestiyet değildir, para-sermaye çevriminin, beşeri-sermaye dolaşımının kolaylaşması, denetim altına alınması ve mal üretimlerinin aynılaşması, standartlaşmasıdır daha çok. Böyle olunca, bu süreç pazarları, ulusal sınırların hukuki, sosyal-kültürel ve ekonomik kısıtlarından çıkartarak bütünleştirir ve bu bütünleşme de bir müddet sonra siyasi tarafa da yansıyarak siyaseti değiştirir.
İşte Türkiye, yalnız coğrafi olarak değil, bu alanlardaki bütünlüğü sağlayacak çok önemli dinamikleri, hem tarihsel özellikleri hem de güncel konumu itibariyle barındırıyor. Dolayısıyla, ABD-AB arasında yapılacak Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması’nın, bu iki ekonomik yapıyı da aşan, bir küresel ticari bütünlük olacağını varsayarsak, bu, Türkiye olmadan olmaz.
Tam da bundan dolayı dün gerçekleşen görüşme, ABD ve Türkiye arasında ekonomik olarak yeni bir dönemin başlangıcı sayılmalı...
Bunun dışında ABD, Asya ülkeleri ile de STA yapacak, ayrıca AB-Japonya arasındaki anlaşma sürecinin de yakında başlaması bekleniyor. Serbest Ticaret Anlaşmaları, aynı zamanda, malların ve işgücünün güvenli dolaşımını da hızlandıracak ve gündeme getirecek. Böyle olunca eğitimden, güvenliğe değin bir çok önemli alanda ülkeler daha fazla işbirliğine gidecekler; sınırlar fiili olarak kalkacak.
CHP liderinin Avrupa açmazı
Osmanlı, merkezi ama bir çok milleti barındıran bir devletti. Merkezi olması, ipek ve baharat yolu gibi zamanın önemli ticari bütünleşmelerinin güvenli işlemesini sağlıyordu. Uzakdoğu’dan gelen mallar, Mezopotamya’nın ürünleri, Osmanlı üzerinden batıya ulaşıyordu. Bu yüzden Akdeniz’in bir Osmanlı iç denizi olması, yalnız Osmanlı’nın değil, o zamanki ticaret sermayesinin de işine geliyordu. Bu, ulus pazarlar ve buna bağlı sermaye birikim döneminde gereksizleşti.
İşte şimdi, eskiye dönmüyoruz ama pazarların, 19. yüzyılda belirginleşen ve 20. yüzyılda da savaşlarla korunup-genişletilmeye çalışılan sınırlarının sonuna geldik ve o eski, Osmanlı’nın koruduğu ticaret yolları, enerji yolları olarak devreye giriyor.
Uluslara dayanan pazar sınırları yalnız ekonomik olarak değil, siyasi ve hukuki olarak da kalkma yolunda. Böyle olunca ulusal pazarları korumak üzerine bina edilen siyasi düşünceler, yapılar geçersizleşiyor. Bunun için CHP lideri, Avrupa’da kendinden sandığı ‘yoldaşlarından’ bile fırça yiyor. Çünkü o yoldaşlar, gerçek anlamda sosyal-demokrat gelenekten geliyor. Ulus-devlet, zaten onlar için tarihsel bir kaza, bir sapmaydı. Bizimki içinse varoluş gerekçesi...
Yeni enerji haritası
Başbakan Erdoğan ve Başkan Obama, şüphesiz bu anlamda yeni ticaret haritasını da ele aldılar. Dünyada enerji arzını ve oyununu değiştirecek yeni bir dağıtım merkezi oluşuyor. Hazar (Şah Deniz-Azerbaycan) ve K. Irak (Musul-Kerkük) kaynakları Güney Enerji Koridoru’nda (ki bu eski İpek Yolu’na çok benzer) birleşerek Türkiye limanlarından ve Türkiye üzerindeki boru hatlarından geçerek Avrupa’nın içlerine ulaşacak. Bu yeni enerji haritası, yeni bir zenginlik kaynağı olduğu gibi, Rusya ve İran’ı da normalleştirecek, onları yukarıda anlattığımız ticari çevrime dahil edecek, dolayısıyla demokratikleştirecek yegane yoldur. Tabii ki bütün bu büyük pazar, yeni limanlar, yollar, demiryolları ile donanacak. İşte bundan dolayı Suriye çok önemlidir ve Esad gibiler bundan dolayı gidicidir.
Merkez Bankası ıskalamadı
Dün TCMB-Para Politikası Kurulu, ‘piyasanın’ beklentisinin üzerinde, politika faizini yüzde 5’ten 4.5’e düşürdü. Bu 50 baz puanlık düşüş, faize dayalı bir ekonomi isteyenleri düşündürüyor ama işte her şey ortada; yeni bir dünya kuruluyor. TCMB, çok haklı olarak, euronun hızla değer yitirmeye başladığı ve Fransa’nın bile resesyona girdiği, rekabetin öne çıktığı bir ortamda, ihracatçıyı, sanayiciyi dolayıyısıyla Türkiye’yi ıskalayamazdı. Şimdiye kadar çok ıskaladık, çok...