Aziz Yıldırım'ın ve Sayın Cumhurbaşkanının ikili ilişkileri ve kişisel çabaları ile süper ligin yayın hakkı ihalesi 350 milyon dolara ulaşmış; kulüpler tarihte bir daha elde edemeyecekleri garanti bir gelir ile altın yıllarını yaşamıştı. Yayın ihalesini takip eden sezonlarda Türkiye'ye yıldızlar yağdı. Hem medya, hem taraftarlar tadına doyum olmayan şampiyonluk yarışlarına şahit oldu. Bugün ligin yayın hakkı değeri yaklaşık 90 milyon dolar. Kur arttıkça bu rakam daha da azalıyor. Kulüplerin tümü finansal sıkıntılar içinde. Süper Lig'de iki buçuk takımla şampiyonluk mücadelesi yapılıyor. Fenerbahçe, Ali Koç'un varlığı ile en az finansal sıkıntı yaşayan kulüp. Ali Koç da her fırsatta gemiyi artık yüzdürmenin mümkün olmadığını söylüyor. Galatasaray ise TOKİ destekli gayrimenkul projeleri ile ayakta kalabiliyor. Ancak o da bu şekilde geleceğinden yiyor. Dört büyük kulübün konsolide edilmiş borçlarının toplamı bugün itibariyle 23 milyar TL. Sezon sonunda bu rakam 30 milyar TL olursa şaşırmamak lazım. 2023/24 sezonu sonrası TFF ile sözleşmesi dolacak olan beIN Sports, federasyona; "Sözleşmeyi iyileştirip uzatmayı düşünmüyoruz, ihaleye çıkın" restini çekti. Kulüpler Birliği ve TFF yayın ihalesi için çalışmalar başlattı. Mali konularda başarılı olduğunu düşündüğümüz Mehmet Büyükekşi şapkadan tavşan çıkaracak mı bilinmez ama yaklaşan ihalede 100 milyon dolar civarında bir geliri herkes öpüp başına koyacakmış gibi görünüyor. Önümüzdeki günlerde FIFA'dan Türk Kulüplerinin büyük bir kısmına transfer yasağı, puan silme cezalarının geleceği artık yüksek sesle söylenen bir gerçek. Kapısına kilit vurma ihtimali olan takım sayısı onlarla ifade ediliyor. Yabancı futbolcu sayısının bu denli yüksek olduğu ligimizde bu kaçınılmaz. Parasını alamayan yabancı futbolcu FIFA'ya gidecek ve hakkını son kuruşuna kadar alacak. Bunun üstüne TFF'nin de mali kriterleri tavizsiz uygulaması halinde ligde yarışma hakkı elde edebilecek takım sayısı iki elin parmaklarını geçemeyecek. Şimdiden dört büyük kulüp, bankalar birliğine borçların yeniden yapılandırılması için devletin kapısını aşındırmaya başladılar bile. Kamu kaynakları aslında senin benim cebimden çıkan para ile işin çözülmesi anlamına geliyor. Konuşunca mangalda kül bırakmayan büyük kulüp başkanları cebimizden çıkan paralar ile başkanlık koltuğunda oturuyor. Ne diyelim. Aynen devam beyler.
Kulüp satışları start alıyor
Bugünlerde Başakşehir Futbol A.Ş'nin Birleşik Arap Emirliklerinin bir fonuna satılacağı bilgisi de kulaktan kulağa dolaşıyor. Kulübün çoğunluk hisselerinin, 50 milyon dolar civarında bir bedelle satılması konusunda görüşmeler sürüyormuş. Olursa büyük bir iş olur. Yabancı sermayenin Türk futboluna girişi yıllardır beklenen ancak bir türlü gerçekleşmeyen bir rüya. Göksel Başkan bir ilki gerçekleştirecek gibi. Dileriz bu güzel ve olumlu gelişme diğer tüm takımlarımıza da nasip olur. Aksi takdirde Türk futbolu 2,5 takımın şampiyonluğa oynadığı heyecan vermeyen bir lige dönüşecek. Büyük takımlarımızın sahipliklerinin yabancı yatırımcılara geçmesinin önünde türlü zorluklar olsa da bu rüzgardan inşallah diğer tüm takımlarımız da faydalanır. Gaziantep, Kayseri gibi şehir takımları ile Karagümrük gibi İstanbul'un önemli ve tarihi bir semt takımının yabancı yatırımcıların sermaye gücü ile şampiyonluk yarışına ortak olduğunu görebilmek benim hayalim. Türk futbolu ancak bu şekilde geleceğe umutla bakabilir. Başakşehir yönetimini ve her bireyini tek tek kutluyorum.
Yüzüncü yılı taçlandırmak
Süper Kupa Finalinin yeri tartışmaları TFF'nin açıklamaları ile son buldu. Final 29 Aralık 2023 Cuma TSİ 20.45'te Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da bulunan Al-Awwal Park (Kral Suud Üniversitesi) Stadyumu'nda oynanacak. Gerek Fenerbahçe gerekse Galatasaray finali Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye'de oynamak niyetini TFF'ye ve kamuoyuna bildirse de artık çok geç. Her fırsatta Atatürkçülük üzerinden açıklamalar yapan, stadın ismini Atatürk stadı olarak değiştirmek için Divan Kurulundan yetki alıp, gerekli müracaatları yaparak beklemeye geçen Fenerbahçe'nin son ana kadar bir girişim yapacağını ve duruşundan zerre taviz vermeyeceğini düşünsem de "zor oyunu bozar" sözündeki gibi bu karşılaşma eninde sonunda Suudi Arabistan'da gerçekleşecek gibi görünüyor. Oysaki her iki takım taraftarı da maçın Türkiye'de oynanması konusunda kulüplerini destekliyorlar.
Aslında bu durumda kamuoyunun beklentileri doğrultusunda yakışanı, her iki takımın da genç kadrolar ile maça çıkmaları, başkan ve yöneticilerinin maça gitmeyerek TFF'nin onlara rağmen aldığı bu kararı demokratik ölçülerde protesto etmeleri. Ya da TFF'nin ticari anlaşmalarının bozulmaması için henüz oynanmamış olan 2010-2011 süper kupa finalinin Arabistan'da, 2023-2024 finalinin ise Türkiye'de oynanması konusunda ısrarcı olmaları. Fenerbahçe'nin de Beşiktaş'ın da 2010-2011 süper kupa finali için TFF'ye yaptığı başvuru sümen altı edilmiş durumda. Hem de bu şekilde TFF bir taşla bir çok kuş vurmuş olur. Aynı sezonda oynanacak iki kupa finali ile kulüpler kazançlarına kazanç katar. Bu da yapılamayacak ise dört büyük kulüp bir araya gelerek Türkiye'de Yüzüncü Yıl Kupası adı altında bir turnuva ile Cumhuriyetimizin 100.yılını taçlandırabilirler.
Öyle değil mi?