Seçim kazanmak başarıdır ama bir okulda sınıf geçmeye benzer. Bundan sonra edindiğiniz meslekte başarılı olmanız gerekir. Bugüne kadar iktidara gelenler ya başarılı olamadılar daha doğrusu birçoğunun önüne aşılamaz engeller kondu. Kuruluşumuzda kabul edilen konulara uymayan devrildi ve işi bitiremedi. Aslında biz bir çözüm yaratmayı düşünmüyorduk ve başkalarını kopya etmeye çalışıyorduk. Kıyafet, eğitim ve teknoloji başkalarından alınıyordu. Bunun iki sonucu vardı. Birincisi kopya çekmeye benziyordu. Sınavda başarılı oluyorduk ama meslekte başarılı olamıyorduk. Kendimizin ürettiği herhangi bir teknolojiyi ve bunun dayandığı bilgilerin bizdeki köklerini gösteremeyiz. Kopyacılık yalnız teknik konularda değildi. Geçmişteki yapıya ve tarihe dayanan ve bizim geliştirdiğimiz herhangi bir sosyal yapımız yoktu.
***
Bizde bilimsel başarı başka ülkelerde bulunan ve yazılanları Türkçe’ye çevirip bunların ortak noktalarını bulmaktır. Bilim adamlarının rahat yaşayacağı ve tüm güçlerini ilmi çalışmalara ayıracakları bir ortam kurulamamıştır. Toplumun üst düzeyi dışarıya benzemekle övünür, Avrupa Birliği’ne girmeyi ekonomik ve siyasi boyutuyla önemsenmez ve incelenmez, sadece Avrupalı olacağımız söylenir. Güvendiğimiz özelliğimiz askeri gücümüz ve halkın buna desteğidir. Oysa onlar bu gücü kendi politikaları doğrultusunda kullanmaya ve bizim kendimize güvenimizi artırmaya çalışırlar ve her sorunu başarıyla atlattığımızı sanırız.
Seçimlerde elde edilen başarıyı gerçeğe çevirmek için hem siyasette, hem de ekonomi ve teknolojide dışarının desteği yanında kendimiz de sorunlara çare bulmalıyız. Bizde duygusallık bazen düşünmeyi önler. Mesela bir siyasi parti ideolojisi gereği ABD ve Rusya gibi iki devletin de varlığını kabul etmemelidir. Çünkü her ikisi de federal yapıya sahiptir ve her soydan insan bulunur ve bunu yadırgamaz. Diğer bir parti ülkemizin kuruluş düşüncesine uygun hareket etmesini savunur ve değişikliğe hem karşı çıkar hem de bürokrasiyi kışkırtır.
Ülkemiz yeniden şekillenecekse bir şeyi kopya etmeye ya da onu esas kabul etmeye gerek yoktur. Dünya şartlarını ve ülkemizdeki şartları veri kabul edip buna dayanarak çözeceğimiz problemle uğraşmalıyız. Bu yeni bir denklemdir ve eskiye bakılarak çözülemez. Bunun çözümü vardır ve ülkedeki akıla bağlıdır. İçinde bulunduğumuz şartlar önümüzün açık olduğunu gösteriyor. Ancak bu gibi çözümlerde yalnız kendimizi düşünmemiz doğru olmaz. Bu iyilikten ibaret değildir ve çevre şartlarının uygunluğunu da düşünmeliyiz.
Yeni dönemde sorunları çözecek kadrolar görevlendirilmeli ve bunlar ülkemizin şartlarına göre çözüm üretmelidir. Başka ülkelerdeki uygulamaları kopya etmek belki bir kademe yükseltir ama hep onların peşinden gideriz. Bazı konularda geçmişi örnek almak da gereksizdir. Güzel ve faydalı olanı yaparız, bu eskiye benzer ya da benzemez. Bugüne kadar hep kopya çektik artık kendimiz üretmeliyiz. Bazıları Cumhuriyetin kuruluşu bize özgü bir eylemdir diyebilir. O belli bir zamana aittir ve onu ebediyen kullanmak gerekmez. Önümüzdeki dönemde başkasının ya da geçmişin kopyasını değil aklımızın yarattığı düzene uymalıyız.