Cok partili düzene geçtiğimiz 1950 yılından bu yana CHP hemen her seçimden yenik çıkmayı başarabilmiş, böylece de “yenilen pehlivan güreşe doymaz” sözünün ne kadar doğru olduğunu kanıtlamış bir siyasi partidir? dünyada da sürgit ana muhalefet olarak kalmayı becerebilmiş tek siyasi kuruluştur! Ve her yitirdiği seçim sonrası artık ezberlediğimiz mazeretleri birbiri ardına sıralar durur: “Geçersiz oylar sayıldı...sandıklar çöpe atıldı...bizim oylarımız yakıldı..”
Hep bekledim bir tek CHP yöneticisi çıkar çuvaldızı herkese batırırken, bir tek iğne olsun kendine batırmayı dener mi diye! Nerede! “Yahu biz seçim öncesi bu millete ne söz verdik ki bize oy versin? Kardeşim biz onca yıl iktidardık bir kez olsun taş taş üstüne koyamadık? bunu millete açıklayalım ondan sonra geleceğe bakalım,” diyebilen bir tek kişi çıkmamıştır. Tek parti, Milli Şef döneminin onlarca rezilliğini unutturmak için adının başına “Yeni” sözcüğünü yazmakla toplumsal hafıza kaybına uğrayacağımızı sananlar nedense rahmetli Aziz Nesin’in “bu milletin yüzde atmışı aptaldır,” gibisinden laf olsun torba dolsun kıvamında bir lafına böylesine sıkı sıkıya sarılırlar? İşte bu gün de, geçmişte olduğunca 30 Mart yenilgisine mazeret aramakla meşguller!
Aslına bakarsanız CHP son seçimlere olağan üstü ve olağan dışı bir koalisyonla girdi. Gezi olaylarıyla başlayan, 17 Aralık süreciyle arkalanan , tapeler, görüntüler, sosyal medyada fır dönen kalemşörler, “AKP yüzde 35’in üstüne çıkarsa beni sinkaflasınlar”, gibisinden akıllara ziyan mesajları birbiri ardına dizenler, geçmişte kanlı bıçaklı olup da bu süreçte birbirini kucaklayanlar, salt seçim kazanmak için bir ömür boyu düşman bellediklerini dost diye bağırlarına basanlar CHP şemsiyesinin altında, kerhen de olsa toplandı. Amaç tekti? Tayyip Beyi alaşağı etmek! Levent Kırca’nın alıp alabileceği on onbeş bin oya göz dikenler, Sırrı Süreyya’ya “gel gitme n’olur!” diye yalvaranlar, yıllarca arkasına saklanarak oy istedikleri Mustafa Kemal’i bile unutabilenler, yağmur duasına çıkmışcasına oy duasına durdular. Eski yeni dostlarını arayıp “bu seçimde olsun CHP’ye vur damgayı? yoksa valla küserim!” diyenlerden CHP’ye oy vermezse ayrılacaklarını bile söyleyebilen ergenliğin eşiğinden atlayıp yetişkinliğe adım atamayanlar da cabası! İşte bu koalisyonun CHP’ye getirip getirebildiği oy oranı yüzde yirmi sekiz? o kadar!
Şimdi bu oy oranından salt Tayyip Bey’in gitmesini istediği için CHP’ye kerhen oy veren yüzde beşlik bölümü çıkarın geriye yüzde 23 kalır. Bu yüzdeden MHP’den getirilen, “hayatımda bir kez olsun CHP’ye oy vermedim” diyen Mansur Yavaş gibi devşirme adaylara oy atan yüzde üçlük seçmeni de çıkarırsanız geriye yüzde yirmi kalır. “Hangi ilde hangi aday güçlüyse ona atın oyunuzu” diyenlere kafayı yatıranları, Pennsylvania’nın buyruğuna uyanları da bu yüzde 28’den çıkarırsanız, CHP’li olup da partisine gönül rahatlığı içinde oy verenlerin yüzdesi 13-14’ü geçmez! Eh Milliyetçi Hareket Parti’sinin zaten kemikleşmiş yüzde 15’lik oyuna bakarsanız, CHP nin Ana Muhalefetten, Yavru Muhalefet katına indiğini görebilirsiniz.
CHP kurmayları ve genel başkanı bile partilerinden öylesine umudu kesmiş ki, Ağustos’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri için MHP’nin de ufak tefek partilerin de onaylayacağı bir aday aramaya başlamış. Gene devşirme bir aday, herkesin oy vereceği bir kişi! Özetle kim olursa olsun yeter ki Tayyip Bey’i ya da Abdullah Bey’i yensin! Madem partine, altı okuna, ilkelerine bu kadar bağlısın, göstersene Deniz Baykal’ı aday olarak. Daha da iyisi Kılıçdaroğlu Kemal Bey’i salıver ortaya! Olmaz!
İlla CHP dışından biri bulunacak. İşte bu kafa CHP’yi yönettikce ki yönetecektir, parti dünya durdukça her seçimde nal toplayacaktır!