Kamu düzenini bozan eylemler internetle beraber "güncellendi". İnternet dünyası ile yeni bir tür terörist var artık: Troller... Bu kimselerin işi internette insanların keyfini kaçırmak, alaycı ve aşağılayıcı söylemlerle insanlara hakaret etmek veya iftirada bulunmak... Daha kısa bir tanım yaparsam "itibar suikastı tetikçileri" diyebilirim sanırım. Dünyayı etkisi altına alan bu konu üzerine düşünmemiz gerekiyor, bugün ve sonraki birkaç yazıda bu konu üzerinde durmak istiyorum.
"Troll" tabiri
İngilizce olan kelimenin Türkçe karşılığı "yem atmak", "oltayla balık tutmak", "haraç kesmek" şeklinde. İlk kullanıldığında bu kelime, internet ortamında genellikle insanların dikkatini çekerek onların ilgisinden beslenme amacı güden bireyleri tanımlamak amacıyla kullanılmış... Şaka, talk show, yemek, evlilik ve moda programlarına katılan ve hepimize tuhaf gelen davranışlar sergileyen kimselerin gerçekte öyle olmadıklarını öğrendiğimizde bu kavramı kullanıyorduk, "bizi trollemiş" diye. Bu görece masum ve keyifli bir durumdu, gülüp geçiyorduk nitekim. Ancak trol kavramı son zamanlarda gayet zararlı bir hal aldı. Sosyal medya başta olmak üzere etkileşime açık internet mecralarında kendisini gizleyen "fake" hesaplar marifetiyle yalan, iftira ve hakaretin üretilmesine ve yayılmasına vesile olmaya başladı. Bir gazeteci hakkında ortaya atılan yalanlar, siyasilere yapmadığı halde yapıştırılan yaftalar, bir fenomen hakkında üretilen safsatalar hep bu profillerin eseri artık...
Toplum mikseri!
Bir kimsenin "takma ad" kullanmasından farklı bir durumdan bahsediyorum. Herkesin sosyal medyada gerçek kimliği ile bulunması şart değil. Ama bir ekip tarafından organize edilen ve yüzlerce hesap ile hemen her alanda yapay bir zemin hazırlama kabiliyetine sahip bu organizmalar ile mücadele gerekiyor. "Trol saldırısı", "paralı troller", "trol ordusu" gibi kavramlar günlük dile yerleşti. Bunların refere ettiği bir şey var o da durumun ticaretten siyasete; kamu düzeninden milli güvenliğe dair algı ve zemin oluşturma kabiliyeti ve ifsat etme gücü...
Vandallığın yeni adı
Wikipedia kendi sözlük çalışmalarına zarar verilmesini "vandalizm" olarak niteliyor ve şöyle bir tanım yapıyor: "Ansiklopediyi bozmak amacı ile ve kasıtlı olarak içerik ekleme, silme veya değişiklik yapma eylemidir. En sık karşılaşılan vandalizm türünde bir metin çıkarılır, yerine hakaret içeren ya da açık saçık yazılar ile tamamen ilgisiz bir metin yerleştirilir"... Troller için de durum aynı. Toplumu "nefret tohumu ekili tarlalara" dönüştürmeleri mümkün. Vandalizmi sosyal medya özelinde güncellersek "trolizm" kavramını elde edebiliriz sanırım.
Bize düşen ödevler...
Bu durumla ilgili gelişmeler, hukuki birtakım mücadele yollarını öngörüyor. Bunları da ele alacağım ama önce trolizm ile mücadelede bize düşen görevlere değinmeliyim:
Birincisi. Yalanın, iftiranın ve hakaretin alıcısı olmamalıyız. Yani bir trol saldırısına maruz kalan kişi hakkında yazılanları yaymak, o trolü ve saldırıyı meşru zemine oturtmak demektir. İnanmadığınız bir bilgiyi yaymak suretiyle bu kötülüğü beslemeyin...
İkincisi. Bu akımı çürütmenin bir şartı da yok saymaktır. Görmezden gelmek ve aldırış etmemektir. Özellikle kişinin kendisine yönelen bir saldırıda bunu yapması gerekiyor.
Üçüncüsü. Cevap verirken ölçülü olmalıyız. Artık saldırının boyutu bir aşamaya gelmişse net, yalın ve anlaşılabilir bir cevap verebilirsiniz. Sakın trolün kullandığı dil ve üsluba kapılmayın.
Dördüncüsü. Şikâyeti etkin yapmalıyız. Trolün bulunduğu sosyal medya platformuna etkili bir başvuruda bulunup hesabın sadece size değil geçmiş paylaşımlarına da atıf yaparak amacının gerçek bir etkileşim olmadığını, izah etmeye çalışın.
Beşincisi. Tüm bunların yanında içerikte suç öğesi görüyorsanız sonucu olmasa bile suç duyurusu yapıp bunu sosyal medya hesabınızdan paylaşınız. Bu eylemlerin karşılıksız kalmayacağına dair bir referans noktası sağlayacaktır.
Tüm dünyayı saran trolizm ile mücadelede, bunlar yeterli değil biliyorum. Ülkelerin adım atması gerekiyor. Yoksa itibar suikastları, faili meçhul kalmaya devam edecek!