Türkiye tamamen iç gündemle sarılmış durumda. Her kaza, her olay, her beklenmedik gelişme bir rejim sorunu olarak tartışıyor; büyük siyasetin fayda kapısı haline geliyor.
Büyük siyasetin sadece içeriden gelişeceğini sanmak anlamlı olmayabilir. Kafamızı arada bir başka dünyalara çevirdiğimizde, içerideki tartışmaları dünyadaki gelişmelerle ilişkilendirmeye çalıştığımızda, ülkeyi bir yerlere götürecek öngörü kırıntılarını yakalamak daha kolay oluyor.
Örneğin geçtiğimiz hafta sonu Fransa’da önemli bir toplantı yapıldı. Fransa Cumhurbaşkanı ile Nijerya devlet başkanı, dört Afrika ülkesiyle bir zirve gerçekleştirdi. Çad, Benin, Nijer ve Kamerun’un katıldığı bu toplantının tematik konusu Boko Haram ile mücadele idi.
Terörle mücadele kapsamında yapılan bu toplantının ilk işlevi, adı geçen Afrika ülkelerini bir araya getirmekti. Söz konusu ülkeler arasında radikal terör konusu dışında bir dizi sorun bulunuyor. Sınır sorunu, göçmenler, azınlıklar gibi bir dizi anlaşmazlık aralarında savaş ve savaşa yakın durumlara neden oluyor. Dolayısıyla bir araya gelmeleri öncelikle aralarındaki sorunları barışçı yollardan çözme kararlılığı açısından son derece önemli; tabi bunu sağlayanın Fransa olması da dikkat çekici.
Anti Boko Haram girişimi
Toplantı sonrasında, orta ve uzun vadeli iki planlama konusunda anlaşmaya varıldığı belirtildi. Orta vadede olan belli, Boko Haram ile savaş. Bu çerçevede ortak sınır denetimi mekanizması kurulacak, Çad gölü çevresinde ortak bir askeri güç konuşlandırılacak ve acil müdahale birliği oluşturulacak. Ayrıca, adı henüz konulmamış bu işbirliği, terörizmin finansmanı konusunda ortak çalışacak ve en önemlisi bu konuda BM ile birlikte çalışacak. Kısacası mini bir NATO kuruluyor.
Yapılan açıklamalara bakılırsa radikal İslami terörün Körfez ülkelerini de tehdit ettiği düşünülüyor. Gerçek mi bilmek kolay değil. Ancak bu türden bir askeri işbirliğinin finansmanını sadece Fransa’nın karşılayacağı düşünülemez. Zaten Fransa maliyeti başkasına yükleme arayışında. Hal böyle olunca muhtemelen mini NATO’ya Körfez ülkeleri destek vermeye çağırılıyor denebilir.
Toplantıda belirlenen uzun vadeli planlar konusunda ise tek açıklama Nijerya devlet başkanından geldi, beş Afrika ilkesi ve Fransa arasında bundan böyle ilişkilerin ve işbirliğinin daha da gelişeceği bildirildi. Hangi tür işbirliklerin gelişeceği konusunda ise fikir sahibi olunamadı.
Girişim genişleyebilir mi?
Fransa uzun zamandır Afrika’da askeri olarak varlık gösteriyor. Terörle mücadele başlığı altında seçilen bir alt bölgede epeyce açılım gerçekleştirdi. Anlaşılan bundan sonra konu askeri meselelerle sınırlı kalmayacak. Üstelik bu girişimleri giderek kalıcı kurumlara dönüştürme çabası gösteriyor. Yöntem açısından tebrik etmek gerekiyor.
Türkiye’nin Afrika açılımları bakımından son derece önemli bir gelişme. Keşke Boko Haram’ı Türkiye de bahane etseydi ve Afrika girişiminde Fransa ve Türkiye cumhurbaşkanları bu beş ülkeyi bir araya getiren oyuncu olabilselerdi. Fransa ile Türkiye, birbirlerinin girişimlerini kesecek faaliyetlerde bulundukça, her iki tarafın da kazanamadığı oyunlar ortaya çıkıyor. Türkiye, Fransız etki coğrafyasında varlık gösterme niyetini sürdürüyorsa, bu ülkeye rağmen yapacağı çalışmalardan fazla sonuç alamayacak gibi gözüküyor.
Akıl vermek bize düşmez ama, söz konusu girişim Afrika’daki İslami hareketlerin ‘normalleştirilmesi’ projesini de kapsıyor ve Türkiye için bu bir fırsat olabilir. Kurumsal bir niteliğe bürünmeden, Körfez ülkeleri işe karışmadan önce Türkiye bu konuda Fransa ile birlikte çalışma önerisinde bulunabilir.