Fenerbahçe ile Trabzonspor maçında son dönemlerde yaşanan olaylardan dolayı heyecanı vardı, doğru eyvallah...
Ama hakem düdüğü çalıyor, Trabzonspor olarak geriye çekiliyorsun buna eyvallah yok.. Neyse ki 10. dakikadan sonra oyunda dengeyi kurabiliyorsun. Bu denge niye kuruluyor? Çünkü Fenerbahçe’de sadece 3 yıldır olayların getirdiği havadan dolayı, Trabzonspor’a karşı oynama isteği var. Sadece bu istekle, futbol olmuyor...
Trabzonspor’da Bosingwa sağ taraftan, Caner Fenerbahçe’de sol taraftan, Olcan da sol tarafta oynamanın alışkanlığıyla ve savunmada Aykut’un iyi hamlemeleriyle ilk yarı sona erdi.
Derbi maçında heyecan var, ama pozisyon yoktu...
Buna rağmen daha çok atak olan taraf Fenerbahçe idi... Trabzonspor’a hep önden saldırdılar yüzde olarak da Onur’un cepheden gelen şutlarda gol yemesi çok zayıf..
İkinci yarıda futbolda heyecan olarak değişen hiçbir şey yoktu. Futbolseverler heyecan duydular.. Ama bu heyecan iki takımın futbol dışındaki olaylarından dolayıydı. Bizde bir tabir vardır, onu söyleyeyim. “Bugün Fenerbahçe’yi yenmeyenin nikahına zararı vardır” derler.. İnanın, Fenerbahçe’yi Trabzonspor’un ürkek ve isteksiz yakalama şansı çok zayıftı. Trabzonspor bundan faydalanmalıydı. Ama Trabzonspor’da savunma canlı, ama ileri uç çok etkisizdi.
Fenerbahçe 11 kişiyle, Malouda ve Henrique’ni oynamadığı 9 kişilik bir Trabzonspor’a karşı etkili olamıyorsa, Sarı-Lacivertliler’in de niye yenemediğinin hesabını yapması lazım.
Son olarak şunları söylemek isterim. Mustafa hoca, 3-1 galip olduğun Lazio maçında Giray’ı oyuna sokup, skoru korumak aklına gelmiyor. Ama haftalardır oynamayn Giray’ı Fenerbahçe deplasmanında oynatıyorsun. Bizim herhalde futbolda bilmediğimiz bir şeyi Mustafa hocanın bildiğini tahmin ediyorum. Bize de anlatması istiyorum. Biz de öğrenelim..
Hüseyin Göçek’i tebrik ediyorum. Kendisine “Aferin”.. Maçları böyle yönetirse, daha çok derbi alır!
İki takım da 1 puana razı oldu. Maçın sonunda çıkan olayları tasvir etmiyoruz. Didier Zokora’ya karşı olan tepkinin de artık bitmesini temenni ediyorum.