İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Politikaları ve Yönetimi Araştırma Merkezi tarafından yeni yayımlanan raporda, Türkiye’deki film endüstrisinin bugünkü durumuna ilişkin veriler paylaşıldı. Aralarında Abdurrahman Şen, Serkan Çakarer, Azize Tan, Korkut Akın, İmre Tezel, Aslı Şahin, Hülya Uğur Tanrıöver, Mehmet Bahadır Er, Erdem Murat Çelikler ve başka kaydadeğer isimlerle benim bulunduğum atölye çalışmasında, sinema sektörünün gelişmesi için neler yapılması gerektiği ve İstanbul’un film endüstrisine ne gibi katkılar sağlayabileceği üzerinde duruldu. Film endüstrisi değer zincirine bakıldığında, bu zincirin yaratım, üretim, dağıtım, gösterim ve tüketimden meydana geldiği görülür. Raporda, yaratım aşamasında, senaristten yönetmene, oyuncudan, kameramana, ışıkçıya yetişmede hizmet veren eğitim kurumlarının ve belediye hizmetlerinin neler sağlayabileceği ele alındı. Yerli film seyircisinin yabancı film seyircisinden oransal olarak daha yüksek olmasının bir veri olduğu, ancak bu oranın içinde daha çok ticari sinema kalıpları içinde yapılan filmlerin öne çıktığı, sanatsal kaygılarla daha küçük bütçeli çalışmaları yapanların desteklenmesi ve bu tür yapımların tanıtımın daha iyi yapılması gerektiği vurgulandı.
Üretim aşamasında yaşanan en önemli sorunlardan birinin şehre ait mekanın kullanımında ortaya çıktığı belirtildi. Belediyelerin mekan kullanımı için talep ettiği ücretlerin, dizi film, sinema veya belgesel film ayrımı yapılmaksızın belirlenmesinin önemli bir sorun teşkil ettiği savunuldu. Bu noktada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen’in konuya değinmesiyle, dizi film gibi yüksek bütçeli yapımlarla belgesel gibi daha düşük bütçeli çalışmalar arasında bir tarife ayrımı yapılacak şekilde belediyeler kanununda bir düzenlemeye gidilmesi gerektiği fikri gündeme gelmiştir. Yanı sıra, İstanbul’da film platolarının yetersiz olduğu, film çekme amacına yönelik, içinde dekor ve kostüm üretim alanlarını da barındıracak şekilde platoların inşa edilmesinin gerekliliği ifade edildi. Dönem filmlerinin daha sağlıklı yapılabilmesi için, özellikle dış mekanların uygun teknik ve ebatta fotoğraf çekimlerinin yapılarak belgelenmesinin önemi üzerinde duruldu.
***
Dağıtım ve gösterim aşamalarında birçok filmin büyük sorunlar yaşadığı, daha dengeli ve adil bir dağıtımın gerçekleşmesi için bir strateji geliştirilmesi ortaya konuldu. Düşük bütçeli filmlerin dağıtım esnasında desteklenme imkanlarının geliştirilmesinin yanında, ilçe belediyelerinin kültür merkezlerinin bu filmleri gösterebilecek şekilde işlerliğe sokulmaları bir öneri olarak ileri sürüldü. Şehirde düzenlenen film festivalleri hususunda, film festivallerinin çarpan tesiriyle şehir ekonomisine katkıda bulunduğu, bu çerçevede film pazarının mutlaka kurulması gerektiği, festivallere sponsorluk konusunda yeteri destek gelmediği, belediyenin destek ve işbirliği alanlarında daha etkin olmasının bir kazanım olacağı ileri sürüldü.
Seyircinin özne olduğu tüketim aşamasında, “seyirci bunu talep ediyor” gibi popülist bir söyleme sığınılmaması gerektiği, seyircinin sinema kültürünün yükselmesini öngörecek bir programlamayla, okullarla işbirliği yapılarak öğrencilerin özellikle festivallere katılımının sağlanması için belediyelerin çaba sarf etmesi dile getirildi. Bu prensipten hareketle, yetişkinlerin de “hayat boyu estetik eğitimi” gibi bir düsturla hareket edilerek projeler geliştirilmesi öne çıktı. Veri tabanı, bilgi bankası, arşiv ve AR-GE eksikliği, raporda vurgulanan bir başka önemi haiz bir konudur. Bu bağlamda ortaya konan önemli önerilerden biri de, sanal ortamda, sektöre kayıtlı veya bağımsız olarak çalışan kuruluşlara ait bilgiler, film çekimiyle ilgili bürokratik gereklilikler, mevsimlere göre iklim özellikleri ve güneş açıları, çalışma şartları ve teşviklerin sergileneceği bir platformun oluşturulmasıdır.