Şunun şurasında bir kaç aylık köşe yazarlığı serüvenimiz var.
Samimiyetle ifade etmem gerekir ki;gençliğimde hayal ettiğim işlerdendi.
Şimdi böyle bir imkanım olduğu için şükrediyorum.Gerçi bila bedel yazıyoruz ama olsun.
İşte bu serüvende yazı yazmak bazen zorlaşıyor.Konular bir anda çoğalıyor ifade edeceğin kelimler ise köşe bucak kaçıyor.
Zihin bir düşünce bekçisi gibi neyi yakalasın neyi kovalasın derken bocalıyorsun yani.
Düşünmek kadar özgür değilsin yazarken.
Düşünceyi sakat bırakacak bir ameliye oluyor yazmak zaman zaman.
Her doğru her yerde söylenmez.
Okuyucunun anlayacağı dilden yazmak kaygısı.
Sabır gerektiren konular.
Boyundan büyük işlere karışma eleştirileri
Dilbilgisi kurallarına karşı vurdumduymaz tavrım
Bunların hepsi yazıyı sınırlandıran etkenler.
Berberiz hepsiyle bu yazıyı da yazarken..
Fehmi Koru’nun “Ben Böyle Gördüm”adlı kitabını okuyorum.
Yarısına gelmeden bir kaç yazıyı meşgul edecek konularla karşılaştım.
Daha önceden var olan cümlelere ekleyeceğim bilgilerle başlığı atıp yazıya başladım
“Aldanmış Ruhlar” yazının başlığı buydu.
Kitabı bitirmeden yazının eksik kalacağını düşünerek vazgeçtim ve şimdi devam etmekte olan yazımızı yazmaya koyuldum.
“Gül’ün Gülüşü”
“Şeytanın suç ortağı kimdir?”
“Öpüşen sevapta bakışan azapta”
“Kendi malını çalan hırsız mıdır?”
“Demokrasi yorulur Kimden hesap sorulur?”
“Cem Küçük Büyük Kim?”
“Yürüyen Merdiven duran insan”
İşte başlıkları atılmış ve çoğaltacağımız bir kaç içeriksiz yazı.
İşe başlamak bitirmenin yarısıdır derlerdi.
Gerçekten de bu benim için bir iş değil demekki.
Burda gazete yöneticilerine bir teklifim var.
Duyduğum doğruysa gazetemizden büyük bir yazar ayrılmış durumda.
Acep köşemi taşımanın vakti gelmedi mi?
“Ordan burdan”başlıklı bir yazıda sürekli tetikte beklemekte uzun zamandır.
Fakat her gün o kadar çok karşılaşıyoruz ki “ordan burdan”şeylerle
Bunun için bu başlık altında bazı yazılarımızda olup bitenlere bir kaç cümleyle dokunmak yerinde olacaktır sanırım.
İlkiyle başlayalım
ORDAN BURDAN
-Karar gazetesinde bir hanım yazar, dinen caiz görülmeyecek bir hayvanın ismiyle bir şakalaşmaya girmiş hiç hoş değil bir şekilde bu yerinde kullanılmayan hayvan düzeltilmeli.
-Etyen Mahçupyan bugün o kadar bir zorlama yazı yazmışki Anayasa hazırlıkları ile ilgili çok ciddi bir imkanın olduğunu mecalsiz nedenlerle açıklamış.Büyük başarı.
-Özgecan’ın katillerine karşı cezaevinde saldırı yapılmış geberenler var.Diyeceksiniz insana “gebermek”uygun bir şey değil.Doğru insana değil.Şimdi bu konuda adalet ne diyecek acaba.Ya da içinden ben bugün ordaydım mı der?Ne dersiniz?