Yıllardır gözlemlediğim ve gözlemimi dile getirdiğim bir durumdur: yaşlıların bir sebepten acil hastaneye yatırılmaları, sonrasında yavaş yavaş başlayan unutkanlıklar ve Alzheimer hastalığı. Bu gözlemimin önemli bir bilimsel dergi olan Neurulogy’de yayımlanan bir çalışmayla onaylanmış olması beni sevindirdi. Neden sevindirdi diyorum? Çünkü normalde bu bir gözlem olarak kaldığında dünya sizi dikkate alamaz. Bir bilimsel çalışmayla kanıtlandığında artık “gerçek bilgi” olarak kayıtlara geçer ve insanlar dikkate alırlar. Yapılan çalışmada ABD’nin sağlık kayıtlarının bulunduğu Medicare’deki başvurular 1990-2010 arası için taranmış. 81 yaş ve üzeri 777 kişinin datası işlenmiş. Sonuç olarak acil sebeplerle hastaneye yatırılan yaşlıların yüzde 50’sinin yatış sonrası zihinsel fonksiyonlarında bozulma olduğu, bir kısmının Alzheimer hastalığına yakalandığı saptanmış. Elbette yaşlılarımızda gerçekten acil bir durum varsa hastane yatışı yapılmalıdır. Gerçek acil durumlarda bundan kaçamayız. Ama bazen hastaneye başvuran yaşlılara, yatırılarak tetkiklerini yapalım rahatlığı için yatış planlanabiliyor. Bu çalışmanın sonucunu dikkate aldığımızda gerçek acil olan durumlar dışında yaşlılarımızı hastane yatışlarından korumalıyız.
FRONTOTEMPORAL DEMANS
Toplumda en sık gözlenen demans türü olduğu için sürekli Alzheimer hastalığından bahsediyorum. Sizlerden diğer tür demanslarla ilgili gelen sorular artmaya başlayınca Frontotemporal Demans’tan söz etmek istedim bu hafta. Frontotemporal Demans beynin ön (frontal) ve yan (temporal) alanlarının tutulumu ile başlayan ilerleyici bir Demans türüdür. Beynin etkilenen bu alanları kişiliğimizle ilgili, davranışlarımızı belirleyen ve dil fonksiyonumuzun kontrol edildiği bölgelerdir. Frontotemporal Demans’ın ilk bulgusu Alzheimer hastalığında olduğu gibi unutkanlık DEĞİLDİR. Toplum içerisinde uygunsuz davranışlar, konuşma bozuklukları, kişilik değişiklikleri gibi bir belirti ile başlayabilir. Frontotemporal Demans 1892 yılında Dr. Arnold Pick tarafından tanımlandığı için uzunca bir süre ‘’Pick Hastalığı’’ denilmiştir. Bu tanımlama artık kullanılmamaktadır. Frontotemporal Demans, Alzheimer hastalığına kıyasla daha erken yaşlarda görülür. En sık görüldüğü yaşlar 50’li yaşlardır.
İki alt tipi vardır;
Frontotemporal Demansın Davranışsal Varyantı: En sık görülen varyantı budur. İlk bulgusu kişilik değişikliğidir. Sosyal hayat içerisinde zorluklar yaşamaya başlarlar. Arkadaşlık ilişkileri bozulabilir. Beynin en çok dürtü kontrolü, empati, iç görü ve karar verme ile ilgili alanlarında tutulum gözlenir.
Primer Progresif Afazi: Beynin özellikle konuşma, yazma ve anlama alanları etkilenir. İki alt tipi vardır. Semantik varyant denilen türünde öncelikle anlama etkilenmiştir, konuşma akıcı ama anlamsızdır. Söylediklerinizi anlayamaz. Motor varyant denilen türünde ise anlama korunmuştur. Cümle kurma ve kelime çıkarma etkilenmiştir. Örneğin ‘’kalem’’ yerine ‘’bardak’’ diyebilir. Ya da hiçbir şey söyleyemeyebilir. Aslında onun kalem olduğunu bilmektedir, sadece kelimeyi çıkarmakla ilgili bir sorun vardır.
ALZHEIMERDEN KORUNMAK İÇİN YENİ MOLEKÜL; A03
Geçtiğimiz ay Scientific Report dergisinde yayımlanan bir bilimsel çalışmanın sonucuna göre, depresyon tedavisi için geliştirilen A03 molekülünün Alzheimer hastalığına karşı koruyucu olduğu tespit edildi. A03 adı verilen küçük molekül aslında depresyon için geliştirilen bir ilaç. Fakat fareler üzerinde yapılan çalışmada, ApoE4 genini taşıyan farelerde, beyin hücrelerini koruyucu bir protein olan sirtuin 1’in artışını tetiklediği gözlenmiş. Önce ApoE4’ün ne olduğundan kısaca bahsedelim. Alzheimer hastalığı görülme riskini artıran bir gendir. Öyle ki Alzheimer hastalarının üçte ikisinde ApoE4 geni pozitif. Bu genin beyinde biriken beta amiloid plakları ile bir ilişkisi olduğu düşünülmekte. Beynimizin hafıza ile ilgili alanlarından en önemlisi olan hipokampuslarda sirtuin 1 adında bir protein bulunur. Bu protein beyin hücrelerini koruyucu özelliğe sahip. Hatta yapılan bir çalışmada sirtuin 1 miktarı artırıldığında Alzheimer hastalığında görülen tau yumaklarının sebep olduğu beyin hasarının azaldığı gözlenmiş. Daha önce yapılan çalışmalarda ApoE4 genini taşıyan bireylerde sirtuin 1 proteininin düşük olduğu tespit edilmiş. Scientific Report dergisinde yayımlanan bu çalışmada ise gen mühendislerinin oluşturduğu ApoE4 taşıyan fareler kullanılmış. Bu farelere 56 gün boyunca ağız yoluyla A03 molekülü verilmiş. Çalışmanın sonucunda A03 verilen farelerde beyin hücreleri üzerine koruyucu etkisi olan sirtuin 1’in arttığı gözlenmiş. Bu çalışma Alzheimer hastalığının oluşmadan engellenmesi açısından önemli bir çalışma. Elbette daha aşılacak çok yolu olsa da umut vaad edici olması açısından bu çalışmayı sizlerle paylaşmak istedim.