15 Kasım 2023 Çarşamba günü gönderilen bir 'twetter' ya da -yeni adıyla- 'X' platformundaki mesajında bir kişi, "Yahudi topluluklarının, 'insanların kendilerine karşı kullanılmasından rahatsız olduklarını söyledikleri nefreti başkalarına uyguladıkları"na değiniyordu.
160 milyondan fazla takipçisi olduğu söylenen ve son aylarda 'twetter'i satın alıp onu, yeni şekliyle 'X' diye isimlendiren ve multi-milyarder Elon Musk, söz konusu o mesaja, "Asıl gerçek olan gerçeği söylediniz!" gibi bir yorum yapmasaydı, muhtemelen fark edilmeyecekti.
'Batı toplumlarında 'antisemitizm' dalgasının giderek yaygınlaştığını da düşünen çevreler, o mesaja Musk'ın o yorumu üzerine dehşete kapılıp, dünya çapında ünlü ticari firmalar ve markalar, sinema, tiyatro, müzik veya spor alanının ünlü isimleri, dehşete düştüklerini ve hemen reklamlarını 'X'ten geri çektiklerini açıklayınca... Ve Amerikan yönetimi de 'Elon Musk'ı, 'antisemitizmi azaltmak için yeterince çaba göstermediği için' eleştirince. ve evvelki gün de, Paris Belediye Başkanı Madam Anne Hidalgo bu kervana katılıp, 'X'i, 'yanlış bilgi yayarak demokrasilerimizi yok eden ve 'manipülasyon, dezenformasyon, antisemitizm saldırılarına yataklık yapan bu platform ve sahibinin (yani Elon Musk'ın) devasa bir küresel kanalizasyon haline geldiğini' söyleyerek 'X' ile işbirliğini sonlandırdıklarını açıkladı.
Bu tepkilerin mali bedelinin milyarlarca doları bulacağı tahmin ediliyor, daha şimdiden.
Musk da 'özgürlükçü bir yayın çizgisi sürdürmek idealine bağlı kalmak için' (!), 'bundan sonra 'X'te, 'anti-semitik' mesajlar yayınlayanların 'X' platformuyla irtibatlarının kesileceğini ' duyurdu.
*
Ve özellikle uydu teknolojisi alanındaki müthiş buluşlarıyla birkaç yılda dünyanın en zengin milyarderlerinin en başında yer almış olan Elon Musk tehlikeyi görüp, hemen Siyonist İsrail rejiminin liderlerinin kucağına attı kendisini, 'günah çıkarmak' için.
Evet, 'antisemitizm' (Yahudi karşıtlığı) suçlamasına maruz kalmanın müthiş yaptırım gücü, bu.
Hele de Batı dünyasında -kamu yönetimlerinde ve medya organlarında ve de ticari teşebbüslerde görünür durumda olanların 'antisemit' suçlamasına direnebilmesi neredeyse imkânsız- herkes bir Adolf Hitler değil. Gerçi, 'antisemitizm' 'sem' veya 'Sami' ırkına düşmanlık' manasına geldiğinden ve Araplar da Yahudilerle aynı ırktan olduğuna göre, bu korkutucu terimin, sadece 'Yahudi değil, Arap karşıtlığı' şeklinde de anlaşılması gerekir mantıken; ama Yahudiler, bu 'terim'in yalnızca kendileri için kullanılmasını sağlamışlardır; ellerindeki büyük 'sermaye' gücü ve toplumları derinden etkilemekte müthiş bir silah olan medya ve diğer propaganda yöntemleriyle.
Sadece Amerika başta olmak üzere Batı dünyasının medya organlarının sermayesinin yüzde 60'ının ve medya organlarında çalışanların yüzde 25 kadarının da Yahudi cemaatlerinin kontrolünde olduğu düşünülürse mesele daha kolay anlaşılır. Nitekim Siyonist İsrail rejimiyle ilgili hemen bütün haberlerin, o dünyada, 'antisemitizm'i güçlendirmeye yarayacak şekilde verilmemesi dikkatiyle filtre edilerek, süzgeçten geçirilerek verilmesine dikkat edilir.
Bu yüzden de, Hamas'ın serbest bıraktığı rehinelerin, kendilerine son derece insani ve ahlaki davranıldığına dair açıklamaları Batı dünyasının medya organlarında yansıtılmamaya çalışılıyor ve Siyonist rejimin Gazze'yi 1,5 ay boyunca yakıp yıkarken öldürdüğü 25 bini aşkın sivil insanların yüzde 65'inin çocuk ve kadınlardan oluştuğu gizlenip; sadece '7 Ekim Baskını' sırasında öldürülen 1200 kadar İsrail rejiminin silahlı asker ve vatandaşları için gözyaşı döktürülmeye çalışılıyor.
Amerikan eski Dışişleri Bakanı -ve şimdiki Blinken gibi Yahudi olan- Henry Kissinger da, 1987-93 arasındaki İntifada (intifâze) Hareketi'nin bastırılması için en geçerli yolun, bu konudaki haberlerin medyada yer bulamaması olduğunu' ifade etmişti. Yani, aynı taktik.
Ama az-biraz vicdanı ve şuuru olan milyonlar bütün medyatik gizlemelere rağmen, Siyonist İsrail ve onun hamisi olanların canavarlıklarını dünyaya teşhir ve rezil ettiler, etmekteler. Mazlumane bir şekilde katledilen Gazzeli binlerce masumun feryadını yükseltenleri derin bir saygıyla selamlıyorum.
Kur'an-ı Kerim' de, Bakara suresi-62'de (mealen), 'Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabilerden; Allah'a ve Ahiret gününe iman edenler, salih/hayırlı bir amel işlerlerse, onların amellerinin karşılıksız bırakılmayacağını, mahzun olmayacaklarını' müjdelemiştir.