Vücut tarafından üretilmeyen, besin yoluyla alınması gereken Omega 3 yağ asitleri, anne karnındaki bebeğin gelişiminden yaşlılıkta güçlü hafızaya kadar yaşamın her anında sağlıkta rol sahibi.
HALK arasında ‘balıkyağı’ olarak bilinen Omega 3 yağ asitleri hem hayvansal hem de bitkisel besinlerin bazılarında bulunan sağlık iksiri uzun zincirli yağ asitleridir. Omega 3 yağ asitlerinden EPA ve DHA adlı 2 önemli yağ çeşidi hem beyin hem de gözün retina tabakası işlevleri için gerekli vücuda beslenme ile alınmaları şart olan fonksiyonel bir bileşendir. Omega 3’ü genellikle kalp ve beyin sağlığıyla ilişkilendiririz. Oysa bu mucizevi bileşenin vücut için yararlı birçok etkileri vardır. Örneğin hipertansiyon, Chron hastalığı, romatoid artirit adlı eklem iltihaplanması ve astım tedavisinde etkilidir. En fazla koroner kalp hastalığı üzerine bilimsel araştırmaları yapılan omega 3 yağ asitlerinin kanda kan yağını azaltarak kalp hastalık riskini azalttığı biliniyor. Bunun yanı sıra omega 3 yağ asitlerinin meme ve akciğer kanserini azalttığı da son araştırmalarda ortaya çıktı.
Dikkat ve belleğin gelişimine destek
Yaşamın başından ömrün sonuna kadar Omega 3’ün sağlığın başlıca dostu olduğunu biliyoruz. Bu yağ asitlerinin anne karnında bebeğin beyin gelişimi ve sinir sisteminin olgunlaşması için gerekli olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. Yaşamın ilk yıllarından yaşlılığa kadar olan dönemde düzenli omega 3 ile zenginleştirilmiş beslenmenin uygulanması öğrenme, dikkat ve bellek gelişimini desteklediği belirlendi.
Kalp ritmini ilaç gibi düzenliyor
Yapılan gözlemler ve deneysel çalışmalar Greenland Eskimolarında enfarktüs geçirme oranının neredeyse yok denecek kadar az olmasını omega 3 yağ asitlerinden zengin beslenmeye bağlı olarak miyokardı elektrik olarak stablize ettiği, ritm bozukluğu riskini düşürdüğü ve ani ölüm riskini bu şekilde azalttığı şeklinde açıklamışlardır.
Elbette omega 3 yağ asidinin damarda plaka oluşumunu önlediği, hastalıklardan koruyucu etki yarattığı ve kanın akışkanlığını hızlandırdığı ile ilgili bilimsel bilgileri nedeniyle de kalp sağlığında koruyucu etkisinin olduğu açıklanmaktadır. Omega 3 yağ asitleri kanda kötü huylu kolesterol olan LDL’nin düzeylerini de düşürmektedir.
Günde Bir balık antidepresan gücünde
Haftada en az 1 kere düzenli balık yiyen kişilerin kalp hastalıkları riskinin azaldığı, kolesterolünün düştüğü ve kalp krizi geçirme riskinin de azaldığını gösteren önemli kanıtlar var. İnflamatuvar bağırsak hastalıklarında da olumlu etkisi olan omega 3 yağ asitleri hormon benzeri bileşiklerin yapımında görev alarak bağırsak sağlığını koruyor. Yapılan çalışmalarda haftada en az
1 kere düzenli balık yiyenlerin Alzheimer hastalığına yakalanma ihtimalinin yüzde 60 oranında azaldığını rapor ediliyor. Omega 3 yağ asitleri psikiyatrik hastalıkların tedavisinde ve bu bozuklukların düzeltilmesinde de etkili.
Bir beslenme uzmanı olarak omega 3 yağ asidinin hayvansal kaynağı olan somon, ton, uskumru ve sardalye gibi balık türlerine günlük beslenmenizde yer vermenizi öneriyorum. Bunun yanı sıra ceviz, soya, semizotu ve keten tohumu gibi bitkisel omega 3 kaynakların düzenli tüketmenin sağlığınıza faydalı olduğunu ve sizi pek çok hastalıktan koruyacağını hatırlayın.