Önümüzdeki tablo, muhalefetin yerel seçimleri hedeflemediğini açıkça gösteriyor.
Özellikle CHP'ye baktığımızda şu husus öne çıkıyor.
CHP, PKK'nın partisi DEM ile gizli-aşikâr işbirliği yapıyor. Hem de DEM'lilerin Türkiye-Kürdistan ayrımına gözlerini kapayarak.
Nedir CHP'nin hafızasını kaybetmesine, milli şuurunun yok olmasına, vatanın parçalanmasına göz yummasına sebep olan bu akıl tutulması?
Bölücülerle işbirliği yapmasının, siyaseten CHP'ye yararı nedir?
Bu akıl tutulmasının bir tek izahı var. CHP, Kılıçdaroğlu yönetiminden beri bir proje partisi olarak siyaset yapıyor. ABD kontrolündeki PKK ve FETÖ terör örgütlerine destek çıkıyor. PKK'nın partisine meşruiyet kazandırmaya çalışıyor.
DEM'in CHP ile işbirliği, alenen Kandil baronlarının tehdidi, emri ile oldu. Ekrem İmamoğlu'na zarar vermesin diye Demirtaş'ın eşinin adaylığı engellendi.
Büyük resmin bu bölümünde CHP'nin demokrasiye ve Türkiye'nin bütünlüğüne ihaneti var.
Millet olarak büyük resimde görmemiz gereken asıl gerçek şudur.
Cumhur İttifakı, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim zaferleri ile Meclis'te çoğunluğu kazanmış ve Erdoğan cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Milletimizin umutları tazelenmiştir.
Bu seçim zaferi, Türkiye Yüzyılı yolculuğunun önemli kilometre taşı olmuştur.
Bu yolculuk; AK Parti iktidarının 21 yıllık başarıları ve 15 Temmuz'da milli diriliş ile mayalan Cumhur İttifakı sayesinde milletimizi heyecanlandırmış, büyük devlet olma azmini, kararlılığını perçinlemiştir.
Türkiye Yüzyılı yolculuğu büyük badireler atlatmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Bursa'da yaptığı konuşmada çok önemli bir hatırlatma yaptı:
"Rusya'yla aramızın açıldığı, terör örgütlerinin sınırlarımıza dayandığı bir dönemde, Batılı ülkeler, güney şehirlerimizdeki hava savunma sistemlerini alıp götürmüşlerdi. Hamdolsun, o dönemdeki sıkıntıların üstesinden gelmeyi, kendi gücümüzle, imkânımızla, mücadelemizle başardık. Suriye'de, Libya'da, Akdeniz'de, Karadeniz'de, Karabağ'da hangi adımı attıysak karşımızda büyük bir küresel ittifak bulduk. Güven ve istikrar iklimimizi bozmak için yıllardır ülkemizde etki edebildikleri her kesimi kışkırtmaya, hareketlendirmeye çalıştılar, her seçim döneminde de aynı senaryoyu devreye soktular."
Yarınki seçimde büyük resimde en göze çarpan gerçek, karşımızda küresel bir ittifak olduğudur.
Haftalardır medya, sosyal medya üzerinden yürütülen 5. Kol faaliyetlerine, etki ajanlarının, dolarla beslenen trollerin algı operasyonlarına, bu gözle bir daha bakmak lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın altını çizdiği gibi muhalefet, büyük resimdeki bu gerçeği gözlerini kapıyor.
Suriye sınırlarımızda terör devleti kurmaya çalışan ABD'ye bir gün bir laf ettiler mi? PKK'ya verilen 5 bin TIR'dan fazla silahı, hiç gündeme getirdiler mi?
Kılıçdaroğlu'ndan, Özgür Özel'den, Karamollaoğlu'ndan, Babacan'dan, eski başbakan Davutoğlu'ndan, Akşener'den Amerika'yı eleştiren bir söz duyuldu mu?
Savunma sanayimizdeki yerli ve milli üretimdeki yüzde 80'e, KAAN'ın uçuşuna, Anadolu gemimize sahip çıktıklarını işittiniz mi?
Tam tersine, Erdoğan'ın ifadesiyle, "İhtirasları öylesine gözlerini bürümüş durumdaki; PKK'ya, FETÖ'ye göz kırpıyorlar. Emperyalist heveslere göz kırpıyorlar. Bu uğurda her türlü hırsızlığa, arsızlığa yol veriyorlar".
Kamuoyu olarak CHP'nin, İstanbul ve Ankara için hizmet vaatlerini bilen var mı?
Laf kalabalığından, polemikten, yalandan öte bir şey yok.
İnandırıcı, ikna edici bir projeleri yok.
Başta Murat Kurum ve Turgut Altınok'un, diğer Cumhur İttifakı adaylarının bıkmadan usanmadan anlattıkları projelerin hepsi, 5 yıl içinde İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer şehirlerimiz için yeni bir dönemi işaret ediyor.
"Yarınki seçimlerde sadece şehirlerimizi yönetecek başkanları seçmekle kalmayacak, aynı zamanda ülkemizin geleceğinde hangi siyaset tarzının önünün açılacağını da belirleyeceğiz."
Türkiye Yüzyılı heyecanımızı, şevkimizi, kararlılığımızı kırmaya kalkanlara fırsat vermeyelim...