‘Uzay Yolu’ serisi 50 yıllık bir geçmişi arkasında bıraktı. Televizyonda başlayan macera sinemada devam etti. 2009 yılında ise yeni oyuncuların gençleştirdiği bir ‘Star Trek’ macerası seyretmeye başladık. Bu versiyonun son filmi ‘Star Trek Beyond’ televizyon versiyonunun en iyi uyarlaması diyebiliriz...
1970’lerin ortalarında evimize ilk televizyon alındığı günü hatırlıyorum. Daha ilkokula başlamamıştım ama öyle bir heyecan ve sevinç yaşamıştım ki o günü hiç unutmadım. Akşama doğru yayının başlamasını beklerken ekrandaki durağan siyah beyaz garip grafiği seyrederken sadece bir vınlama sesi gelirdi. Bir de tabii gece yayın sonunda dedemle ayağa kalkarak İstiklal Marşı yayınındaki saygı duruşlarımızı unutamam. İşte o günlerin en büyük macerası ‘Uzay Yolu’ydu. Bilimkurgu ile ilk tanışıklığımdı benim. Daha sonra ‘Uzay 1999’ dizisi onun yerini aldı. Ama benim için ‘Uzay Yolu’nun yeri hep ayrı kaldı. Kaptan Kirk, Spock, Doktor McCoy televizyondan gidince Türkiye’de bizler bir süre beklemek zorunda kaldık onların sinema maceralarını izlemek için. 1979 yılında çekilen ‘Uzay Yolu’nun ilk sinema versiyonu 1981’de Türkiye’de vizyona girdi.
Kadro değişikliği
Darbe döneminin büyük karmaşasını yaşayan Türkiye yine de sinema salonlarını doldurmuştu ‘Uzay Yolu’ için. Daha sonra orijinal kadro değişikliğe uğradı. Kaptan Kirk’i William Shatner yerine Patrick Stewart canlandırmaya başladı. İşte o zaman ‘Uzay Yolu’ndan uzaklaştım ben. Televizyonda bir kere bile oturup seyretmedim. Beyaz perdede ise sıkı bir bilimkurgu takipçisi olduğum için seyrettim hep. Bu limoni ilişki 2009 yılında J.J. Abrams’ın yönettiği Chris Pine, Karl Urban ve Zachary Quinto ile yeniden yola çıkan ‘Star Trek’e kadar sürdü. Bu yenilik bana iyi geldi. Bütün maceranın öncesini anlatıyorlardı projeyi kurgulayanlar. Chris Pine, Kaptan Kirk’in gençliğini çok iyi doldurdu, keza Spock’ı canlandıran Zachary Quintoda öyle. En büyük değişiklik ise Scooty’i farklı bir tarza sokan Simon Pegg’in durumuydu herhalde. Ama o bile geleneksel Star Trek algımı bozmadı. Daha sonra 2013’te yeni versiyonun ikinci filmi geldi ‘Star Trek Into Darkness.’ Bu filmi de beğendim ama konusu ve tarzı itibariyle daha ağır bir yapımdı. Yani bilimkurgunun karanlık yönü bu filmde daha ağır basıyordu. Kaptan Kirk’ün kişiliğinde vücut bulan o espritüel havayı fazla bulamadık. Kendini daha ciddiye alan bir bilimkurguydu bu. Simon Pegg gibi İngilizler’in son dönem en iyi komedyenlerinden biri olan isim bile bu ağır havayı dağıtamamıştı. Bu yıl 50’nci yılını dolduran ‘Uzay Yolu’ yeni macerasıyla karşımızda. ‘Star Trek Beyond’un en önemli özelliği orijinal dizi ile kurduğu tarz yakınlığı. Bundan iki ay önce yeni film geleceği için oturdum orijinal televizyon dizisinin bütün bölümlerini seyrettim. İlk bölümler o kadar kötü geldi ki şaşırdım hatta. “Nasıl bu kadar etkilenmişim” dedim kendi kendime. Sonra dizi ilerledikçe kendini bulduğunu farkettim. Bu tecrübeyi tekrar yaşadıktan sonra ‘Star Trek Beyond’u daha iyi değerlendirebildim. Senaryoyu Simon Pegg’in yazmasından dolayı daha ilk sahnede esprileri patlatan bir macera başladı. Acaba çok mu sulandıracak derken yönetmen Justin Lin aksiyonun dibine vurarak dengeyi sağladı. ‘Star Trek Beyond’un bu yapısıyla sinemaya uyarlanan bütün ‘Uzay Yolu’ filmleri içinde televizyon versiyonuna en bağlı kalan film olduğunu söylemeliyim. Yönetmen Justin Lin’in bütün kariyeri ‘Hızlı ve Öfkeli’ filmlerini çekmekti, bu tecrübe ‘Uzay Yolu’nda farklı bir biçim almış hem yönetmene ve de seriye yaramış. Filmin konusuna gelince...
Kaptan Kirk sıkılıyor
Atılgan, beş yıllık yeni dünyalar bulma görevini devam ettiriyor. Kaptan Kirk biraz da tekdüzeliğin verdiği sıkıntı sebebiyle kaptanlığı bırakma hayalleri kuruyor. Yardımcısı Spock ise yok olan ırkının sorumluluğunu üstünde hissedip sevgilisi Uhura’dan ayrılıyor ve Volkan ırkının kendisini toplaması için mücadele etmeye karar verip görevinden ayrılmayı kafaya koyuyor. Federasyonun yeni şehir istasyonu York City’e geldiklerinde küçük bir uzay gemisinden yardım çağrısı alınıyor. Daha önce gidilmemiş Nebula’nın içinde bir gezegene inmek zorunda kalan yabancı bir ırkın yardım çağrısına cevap veriyorlar ve Atılgan belki de Kirk ve Spock ile son yolculuğuna çıkıyor. Idris Alba’nın canlandırdığı Krall adlı bir düşmanın sinsi planının içinde her şey farklılaşıyor. Filmi seyrettikten sonra uzun zamandır bu kadar keyifli bir ‘Uzay Yolu’ versiyonu izlemediğimi düşündüm. Tavsiye ederim.
“‘Star Trek Beyond’ şimdiye kadarki ‘Uzay Yolu’ filmleri içinde televizyon versiyonuna en bağlı kalanı.”
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Star Trek Beyond
Yönetmen: Justin Lin
Senarist: Simon Pegg, Doug Jung
Oyuncular: Chris Pine, Zachary Quinto, Karl Urban, Zoe Saldana, Simon Pegg
Yapım: 2016, ABD, 122 Dk.
VİZYONDAKİLER
Saraybosna’da Ölüm
O gün, otelin çatısında yapılan TV yayınında politik duruşlar asırlık tartışmalara yol açarken otel müdürü aylardır maaşlarını alamayan ve tam da bu önemli günde grev yapmaya karar veren çalışanları kendine özgü yöntemlerle engellemeye çalışmaktadır. Grev sözcüleri bir bir ortadan kaybolurken en önemli konuklardan birini koruyan polisin tek derdi ise eşinin satın almak istediği kanepenin fiyatıdır.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Death in Sarajevo
Yönetmen: Danis Tanovic
Senarist: Danis Tanovic
Oyuncular: Jacques Weber, Snezana Vidovic, Izudin Bajrovic, Vedrana Seksan
Yapım: 2016, Fransa, Bosna Hersik, 85 Dk.
Oyun
Nerve adlı bir internet sitesi, siber ortamda naklen yayımlanacak olan bir oyun duyurusu yapar, binlerce kişi başvurur. Şartlar çok açıktır: Eğer şehrin en işlek caddesinde gece yarısı hayat kadını gibi giyinerek dolaşabilecek, bir bara girip belalı tiplere sataşabilecek veya okul müdürünü herkesin ortasında küçük düşürebilecek cesarete sahipseniz bu oyuna katılmamanız için hiçbir neden yoktur.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Nerve
Yönetmen: Ariel Schulman, Henry Joost
Senarist: Jessica Sharzer
Oyuncular: Emma Roberts, Dave Franco, Juliette Lewis, Samira Wiley
Yapım: 2016, ABD, 96 Dk.
Nefesini tut
Rocky, Alex ve Money, evinde küçük bir servet bulunan kör bir adam olduğunu öğrendiklerinde, en büyük vurgunlarını yapmak için o eve girmeye karar verirler. Ne var ki, yaptıkları plan hiç de istedikleri gibi gitmez çünkü kurbanları tahmin edilmeyecek kadar tehlikeli biri çıkar. Kör adam gençleri çok iyi güçlendirilmiş evinde amansızca takip etmeye başladığında, adamın paradan başka şeyler de saklıyor olduğunu öğrenmek gençleri dehşete düşürür.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Don’t Breathe
Yönetmen: Fede Alverez
Senarist: Fede Alverez
Oyuncular: Jane Levy, Dylan Minnette, Daniel Zovatto, Stephen Lang
Yapım: 2016, ABD, 88 Dk.
Suikast
Yıllar önce tezgâhlanmış bir patlamayla ölümü kurgulanan Bishop artık bir suikastçı olmaktan uzaklaştığını sanmaktadır. Amacı gözlerden uzak bir emekliliktir. Ama birileri onun hâlâ hayatta olduğunu bilmektedir. Bazı kişilerin kaza süsü verilerek öldürülebilmesi için bir tetikçiye ihtiyaç duyan Crain, suikastçıyı eski günlerine döndürüp ondan son bir kez faydalanmak için elinden geleni yapmakta kararlıdır.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Mechanic: Resurrection
Yönetmen: Dennis Gansel
Senarist: Philip Shelby
Oyuncular: Jason Statham, Jessica Alba, Tommy Lee Jones, Michelle Yeoh
Yapım: 2016, ABD, Fransa, 99 Dk.
Sevimli Kedi İş Başında 2
Fakir, yalnız ve sokaklarda yaşayan bir sevimli kedinin kaderi iyi kalpli ve maceracı Benny ve takımı ile tanışana kadar çok kötü gitmiştir. Geçimini yankesicilik, hırsızlık gibi kötü şeyler yaparak sağlayan Sevimli Kedi, Benny sayesinde tüm kötü huylarından sıyrılmaya başlamış ve çok yakın arkadaş olmuşlardır. Bay Dev ile yolları kesişen kedi takımının başı yine belaya bulaşır.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Don Gato:
El Inicio de la Pandilla
Yönetmen: Andres Couturier
Senarist: Douglas Langdale
Seslendirenler: Fatih Özacun, İlham Erdoğan, Mehmet Zorlu, Özgür Özdural
Yapım: 2015, Meksika, 89 Dk.