İstanbul seçimlerini adayları kazandı ya, moraller zirve yaptı.
İktidar olma hevesleri kabardı.
Oysa karşılarında da sessiz devrimlere imza atmış 17 yıllık bir iktidar var.
Muhalefet bu, artıları konuşacak değiller ya. Eksiler üzerine odaklanıyorlar ve öyle bir tablo çiziyorlar ki Türkiye batmış yıkılmış da ağlayanı yok.
Bu 17 yıl içinde sessiz devrimlere imza atmış ve ülkeyi uçurumun kenarından çıkarıp bölgesel güç haline getirmiş iktidarı hiçbir şey yapmamışçasına eleştiriyorlar.
***
Muhalefet elbette ki eleştirecek. Ama ana muhalefetin eleştirileri artık eleştiri olmaktan çıkmışkendi ülkesi aleyhine argüman üreten bir kuruma dönüşmüş durumda maalesef.
Hafta içinde ana muhalefet liderinin Habertürk’e verdiği röportaj Türkiye düşmanlarını sevindirecek ithamlarla doluydu.
Mesela hükümetin teröristlere silah verdiğini, Türkiye’nin terörist ihraç eden ülke olacağını söyledi.
Kendi ülkesini teröriste silah vermekle itham etmek hafife alınacak bir söylem değildir.
Bu söylem PKK terör örgütünün, İsrail politikacılarının, katilEsed yandaşlarının ve darbeci Sisi yalakalarının söylemidir!
Vatanını milletini düşünen bir politikacının asla telaffuz edemeyeceği, etmeyeceği bir söylemdir.
***
Dış politika ve milli meseleler muhalefetin kendi devleti aleyhine söylem geliştireceği alanlar değildir/olmamalıdır.
Gizli toplantılarda bile telaffuz edilemeyecek söylemler canlı yayında ana muhalefet liderinin ağzından dökülüyorsa ortada çok büyük bir sorun var demektir.
Sorunun adı ana muhalefettir, genel başkanıdır.
Ülkesini teröriste silah vermekle suçlayan, ülkesinin düşmanlarını dost olarak gören, ordunun fabrikasını başka ordulara sattılar diyerek gerçekleri saptıran bir muhalefet genel başkanı o ülkenin en büyük sorunudur.
Tabii genel başkanı böyle konuşunca il başkanı durur mu, o da kendi ülkesini Ermeni soykırımıyla itham eder, kendi devletine seri katil demekten çekinmez, PKK’yı terör örgütü olarak görmez, 15 Temmuz darbecilerini destekler!
***
Orduya tank üretecek olan fabrika bir şirkete 25 yıllığına kiraya verilmiş, dost bir ülke o şirkete ortak olmuş. Dost ülkeyle işbirliğine ve desteğine teşekkür edeceği yerde, ordunun fabrikasını başka devlete sattılar diyerek konuyu saptırıyor.
Aynı konuşmasında katil Esed ile darbeciSisi yönetimiyle ilişkileri düzeltmekten dem vuruyor ama dost bir ülkenin katkısını ihanet olarak görüyor.
Kasaba politikacısından daha düşük bir profil ile saçmalayıp duruyor.
Dile getirdiği sorunları nasıl çözeceğine dair somut hiçbir şey de söylemiyor.
Kürt sorununu mecliste çözecekmiş ama nasıl çözecek mantıklı bir cümle yok.
Dış politikayı 180 derece değiştireceğini söylüyor, içeriğini sorduğunda aldığı cevaplar karşısında moderatör bile bıyık altından gülüyor.
***
Ve bu hezeyanlara iktidar partisi tarafından şöyle okkalı bir cevap verilmiyor!
Daha da vahimi devletine seri katil diyen, soykırım yaptı diyen, terör örgütünü destekleyen darbecilere sahip çıkan il başkanı ceza alınca mağduru oynuyorlar!
Beceriksizliklerini ve terör destekçilerine arka çıkmalarını araba şovlarıyla, ‘susamam’ benzeri müzik şovlarla örtmeye çalışıyorlar.
Bence bunların cezasını yargıdan önce gerçekleri kamuoyuna açıklayıp, oyunlarını bozarak iktidar partisi vermelidir!
Geç kalınıyor!
Tashih: 3 Eylül Salı günü yayınlanan yazımdaki, ‘çok partili dönemin en başarılı lideri’ ibaresi sehven ‘tek partili dönemin en başarılı lideri’ şeklinde yazılmıştır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dilerim. RT