Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Salı günü "İnsan Hakları Eylem Planı"nı açıkladı. "Yargıda reform" olarak adlandırılan eylem planının umdelerinden biri de ifade özgürlüğünün genişletilmesi: "Hiç kimse, başkalarının kişilik haklarına saygı göstermek sûretiyle yaptığı eleştirileri veya düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz."
Çıktığı günden beri Müslüman Anadolu halkına yönelik bir zulüm aracı olarak kullanılan bir kanun var. Hepimizin mâlûmu ve çoğunluğumuzun da mağduru olduğu kanun: Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki 5816 sayılı kanun.
Kanunda, "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." deniliyor. Kanundaki "hatırasına alenen hakaret eden veya söven" ifâdesine aldanmayın. Kanunun çıktığı 1951 senesinden bugüne 5816'dan ceza alan dosyaları incelediğinde görülecektir ki ceza alan dosyaların %99'unun ne hakaret ne de sövmeyle alâkası var. Yukarıda yazdığım üzere, bırakın Mustafa Kemal hakkında söz söylemeyi o dönem hakkında en ufak eleştiri, resmî söylemin tersine düşünce açıklama bile 5816 kapsamına alınıp münevverlere, mütefekkirlere, yazarlara ve halka zulmedildi.
En son Marmara Üniversitesi Araştırma Görevlisi Furkan Bölükbaşı'na 5816'da ceza verildi. 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası alan Bölükbaşı 2017 yılında Mustafa Kemal üzerine yazdıklarından mahkûm edildi. Ne yazmıştı Furkan Bölükbaşı: "Makbule Hanım evlendiğinde Atatürk'ten 17 yaş küçüktü", "Bana uzatılan Atatürk kartpostalını almadım" vb. ifadeler.
İnsanın havsalası almıyor değil mi, yıl olmuş 2021 ve 19 yıldır Ak Parti'nin iktidar olduğu Türkiye'de hâlâ şahsa özel bir koruma kanunu yüzünden insanlara zulmediliyor, vâ esefâ!
Peki şu vak'aya ne demeli: Yunus Efe adını duydunuz mu? Kendisi 15 Temmuz'un kahraman Özel Harekat polislerinden. 15 Temmuz'da İstanbul Atatürk Havalimanı'nı FETÖ'cülerden alan ekipten. Sonra Afrin operasyonuna katılıyor. Onlarca başarı ve takdir belgeleri var. En son İzmir'de görevliyken, zulüm aracı 5816'dan açığa alınıyor ve yargılanıyor.
Yunus E fe ne yapmıştı ki 5816'dan yargılandı?
Twitter'da Cumhurbaşkanlığı külliyesi hakkında mâlûm güruh gündem oluşturuyor. Cumhurbaşkanlığı külliyesinin masrafları gündeme getirilmesi üzerine Yunus Efe Twitter hesabından Anıtkabir'in masrafları kalem kalem yazmış ve "Vergiler Anıtkabir'e gitmesin" demiş.
Vay sen misin bunu yazan, bir yandan Kemalistler Yunus Efe'yi Twitter'dan linç ederken işgüzâr amirleri Efe'yi görevden almışlar. Tabiî ki 5816'dan da hakkında dava açılmış!
Yunus Efe gibi Müslüman Anadolu'nun evlatlarına sahip çıkacak, Kemalist barbarlığa kurban etmeyecek yetkililer arıyoruz; sesimizi duyacak kimse yok mu!..
Sosyal medyada hemen hemen her gün birkaç kişinin 5816'dan hakkında ya dava açıldığını veyahut ceza yediğini okuyorum. Adaletimizin maşallahı var, söz konusu 5816 oldu mu zehir gibiler, adalet mekanizması tıkır tıkır çalışıyor!
Düşünce ve ifade özgürlüğün önündeki en büyük engel olan 5816 sayılı kanun kaldırılmadan Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüğünden bahsedilemez.