Peki, bu agresifliğin olumsuz yansıması olur mu?
Evet olur! Rusya yara aldıkça daha da hasımlaşan yapıya sahiptir. Ve giderek dozajı artıracak huya sahiptir. Muhalif bloger Navalny’in zehirlenmesi iddiası dahil, kendisine ve Putin’e yönelik tüm operasyonlara karşı koymaktan vazgeçmeyen yapı ile karşımızda.
Putin’in, özellikle Belarus Başkanı Lukaşenko’nun söz verip, sözünü tutamayışı ile iç politikadaki bazı değişikliklere gitmesi, neticede bize daha agresif siyaset profili benimsemiş Rusya modeli gösterecektir. Tabii bunu yaparken denge unsurlarını da göz ardı etmeyecek.
Türk Ordusunun, Azerbaycan Ordusu ile ortak tatbikatının sonucu, toplumdaki yansımalara kulak veren Rusya’nın askeri gemi ile Bakü sınırlarına yaklaşması, tabii ki bir provokasyon değildir. Çünkü önceden planlı anlaşmanın yansıması idi. Lakin zamanlamaya bakıldığında, burada mesaj içeriğini açık görebiliyoruz.
Doğu Avrupa tarafından kapısına dayanan yeni rüzgârlara Kafkasya eklenmesi, Rusya açısından hoş durum değildir. Ermenistan, Belarus, Ukrayna vazgeçilmezidir.
Türkiye’nin ciddi siyasi varlık göstermesi, zamanlama açısından manidar oldu. Bu konjonktürel durumu lehimize dönüştürebilmek, başlı başına siyaset ilmine Ustalık Belgesi almaktır.
Rusya içine kadar inmiş Çin tehdidini şimdilik göz ardı ediyor gözükse de, ileride başının belası durumunun farkında olmamış değildir. Lakin çevrelemede çemberin esas konturlarına bakıldığında İngiltere’yi görüyor olması, Rusya’nın daha da agresifleştirmekte. Çünkü “Çin” demek, biraz “İngiltere siyaset anlayışı” demek olmuyor mu? Peki bu durumda Çin’in Rusya içinde bu kadar yaygınlaşması, “esas kimin yaygınlaşması anlamını taşıyor” sorusuna, Moskova muhakkak cevap arıyordur.
Avrupa tarafından Polonya üzerinden Rusya aleyhinde geliştirilen stratejiler, ayrıca Soros’un kendine has hamleleri bize açıktan şunu anlatmakta, Putin hedefte!
Kendi ülkesi açısından bakıldığında “güçlü Rusya” hedefli bir Putin profilini görmeliyiz. Anlaşılan işte böyle bir Rusya arzusunun önünü kesen İngiliz aklı devrede.
Ve tabii ki Rusya, Çin’deki Müslüman grupların desteklendiği odaklara bakıldığında da, bir çoğu konularda olduğu gibi Anglo Sakson İttifakın rengini görmemek mümkün değil. Suudi ve BAE birlikteliği ile Rusya içindeki Müslüman üzerine çalışmaları da göz ardı etmemekte yarar vardır. Gerçi bir çoğu Rusya’da siyasiler, bu nedenle İran üzerinden Şii yayılmacılığı daha fazla benimsemiş gözüküyordu. Lakin içindeki Müslümanlara heves eden Suudi ile oynama kararına gelen Rusya’nın da esas gayesi, kendilerinin tanımı olan Anglo Sakson İttifakı zayıflatmaktır. Amerika ile anlaşmaya varmak istemesinin altındaki istek de budur. İngiltere’yi “ezeli düşman” olarak benimsemesi ise İngiltere’nin, Rusya’nın haritada fazla olarak görmesi ile alakalı olabilir mi acaba?
Evet, Rusya bu kadar fazla baskı ile yumuşatılacak zannediliyor galiba. Lakin Rusya’nın doğası, havası, insan yapısı üst üste konulduğunda agresifliğe tepkisinin, agresif olacağı açıktır.
O sebeple Rusya ile ilişkilere bakıldığında, her şeyi a’dan z’ye düşünme zorunluluğu vardır. Etki alanlarına, ilgi alanındaki varlığına ve ordu savaş anlayışına bakılması şarttır.
Karşımızda, yeniden küresel sahneye talipliği ile çıkan Rusya vardır! Tabii ki şartlar farklı. Rusya her istediğini yapacak ortama ve güce sahip değildir. Lakin şimdiki dönemde ortak yol bulmak, kavga etmekten daha mantıklıdır.