Bir varmış bir yokmuş pire için bırak yorganı Fatih’in dergahı İstanbul’un yakıldığı zamanlarmış. Uzun adam ve 7 cüceler masalı çoktan yazılmış 7 cüceler rezil kepaze olurken uzun adam masalları eziyor fermanını okuyor destanını yazıyormuş.
Masal bitmiş, sıvalar dökülmüş, o methiyeler düzülüp inciler saçılan adamın inşaat halinde bir tatil valizi olduğu ortaya çıkmış.
Lakin destan hiç karizmasını bozmadan yazıldıkça okunmaya okundukça yenisine susamaya devam ediyormuş.
Seçmen başlamış homurdanmaya, homur homur. Alkışlayan yapraklar fasülye sırıklarının bile soytarısı olmuş.
Gökten üç tane soğan düşmüş. Biri CHP’nin yediği menemene, diğer ikisi de yenecek menemen kalmadığı için virüsle beraber havada asılı kalmış...
Humor bir masal girişi değil mi ? Ağlanacak halimize yapıştırdığımız mizah İstanbul’un mutlaka döneceği üzerine bir teselli olsun.
Bir çim adamdan bağ bahçe çıkarmaya çalışanların düştüğü komik haller aşikar. Önce bir plastik yüze inşaat makyajı yaptınız. İstanbul sokaklarında dolandırdınız. Hava kabarcıklarına bile öpücük atan adam dün hakkını isteyen esnafı dinlemeye tenezzül etmedi.
Kışın kayak takımı yazın tatil valizi olan belediye başkanı canı yanmış esnafa hava basarken sönmüş bir düğün balonu gibi süzülerek uzaklaştı. Esnaf dertliydi hem dikkate alınmamanın hem de dertlerine muhatap bulamamanın üzüntüsüyle tatil valizini yuhalamaya başladı.
Bir hışımla geri dönen o pıtırcık bir anda çalı süpürgesi gibi esnafın önüne yığılarak “O yuhalayan kim?” diye sordu.
Yuhalayan biziz. Yuhalayan tarih, yuhalayan attığın yalanlar karşısında asaletini bozmayan gerçekler.
Ayrı ideolojilerde olabiliriz lakin keşke hepimiz utansaydık da İstanbul’un şerefini paspas yapmasaydınız.
Bir de öyle hışımla soruyorsunuz ki “ O yuhalayan kimdi?” Ne yapacaksınız? Sizi omzunuzdan tutup minibüsten içeri sokan ele dövdürecek misiniz?
Yaprakları alkışlaması size göre normal de esnafın yuhalaması anormal mi?
Virüse verdiğiniz hizmeti oy dilendiğiniz seçmene İstanbulluya verin. Virüsten şoför yapıp hatta çıkarmışsınız, bir de utanmadan Sağlık Bakanına çamur sıvıyorsunuz.
Yahu yalanda kat çıktınız dolanıyorsunuz bari müteahhitliğe devam etseydiniz. Gerçeğin malzemesinden çalsanız bile hakikati yıkamazsınız.
Onu ayakta tutan tek şey dürüstlerin şahitliğidir.