Bir kadın sokakta kaçıyor, hemen ardından bir adam onu kovalıyor. Kadın can havliyle bir bakkala sığınıyor, adam peşinden giriyor. Kadının tek umudu kasada duran bakkalın araya girmesi, dayağa son vermesi... Ama bakkal hiç umursamıyor bu durumu, adam kadını saçından çekip sürükleyerek dükkanın dışına çıkarıyor. Türkiye bu hafta boyunca bu utanç videosunu seyretti milyonlarca kez seyretti. Buraya kadar olanlar normal değil elbet ama durun daha bitmedi...
***
Söz konusu video bandı perşembe günü büyük gruplardan birinin internet sitesinde bir kez daha izledim. Ne acı, bu vahşet çok seyrediliyor ya, birisi fırsatı kaçırmamış, reklam koymuş bandın önüne.
İşte budur dedim geldiğimiz nokta... İnsanın seyrederken insanlığından utandığı bir bandın önüne reklam koymak ve ürün satmak adına bu vahşete tenezzül etmek...
***
Dünya üzerinde kadına şiddete en ağır ceza maddeleri olan Türkiye.Eskiden de olan ve görmezden gelinen şiddete karşı farkındalık yaratıldı sonunda. Bizim konuştuklarımız hep fiziki şiddet rakamları ama işin bir de duygusal şiddet boyutu var. Bu sene başında yapılan bir araştırmaya göre katılan her 100 kadından 67’sinin eşi kendisine bağırmış, 28’i eşi tarafından başkalarının yanında azarlanmış, 18’inin eşi arkadaşlarını görmesini engellemiş, 17’sinin eşi sinirlendiğinde evdeki eşyaları kırıp dökmüş, 14’ü eşi tarafından dayakla tehdit edilmiş, 13’ünün eşi ailesini görmesini engellemiş.
Aile ve Sosyal Politkalar Bakanı Fatma Şahin şiddetin duygusal versiyonuyla da mücadele ediyor da, reklam için sadece fiziki şiddet videoları mı iş yapıyor?
***
Liberalizmin fikir babası Adam Smith “Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” derken ekonomik gerçekliklerden söz ediyordu. Bırakmayalım yapmasınlar, bir kadının şiddet gördüğü videoya reklam vermesinler... Bırakmayalım geçmesinler, şiddet bile para kazanmanın bir parçası olmasın...