Columbia Üniversitesi nöromühendisleri tarafından yeni tasarlanan bir donanım yapay zekanın insan beyni ile direkt iletişim kurabilmesinin önünü açıyor. Özellikle konuşma zorluğu yaşayan hastalar için tasarlanan sistemde; monitorize edilen insan beyninden geçen düşüncelerin, anlaşılabilir netlikte bir konuşmaya dönüştürülmesi amaçlanıyor.
Başlık ürkütücü bir bilim-kurgu filmi gibi değil mi? Yapay zeka tahminlerimizin çok ötesinde bir hızla ilerliyor. Bugün bahsedeceğim gelişme gelecekte düşüncelerimizin yapay zeka tarafından okunabileceğinin sinyallerini veriyor. Teknolojideki her gelişme gibi bu da insanların faydasına olacak şekilde tasarlandı. Konuşma yetisinin kaybedildiği birçok hastalık var. Özellikle bazı nörolojik hastalıkların ilerleyen dönemlerinde konuşma yetisi kaybediliyor. Bu tür hastalar için kullanılması tasarlanan sistem geliştirildiğinde hiçbir özelimiz kalmayacak gibi duruyor.
Bilim insanları düşünceleri anlaşılabilir konuşmalara dönüştüren bir sistem tasarladı. Columbia Üniversitesi Zuckerman Zihin-Beyin-Davranış Enstitüsü nöromühendislerinin yaptığı bu çalışmanın sonuçları Scientific Report dergisinde yayımlandı. Özellikle konuşma zorluğu yaşayan hastalar için tasarlanan sistemde; monitorize edilen insan beyninden geçen düşüncelerin, anlaşılabilir netlikte bir konuşmaya dönüştürülmesi amaçlanıyor. Yeni tasarlanan bu donanım, yapay zekanın insan beyni ile direkt iletişim kurabilmesinin de önünü açıyor. Bir nörolog olarak şunu söylemeliyim ki; ALS, inmeye bağlı konuşma bozuklukları gibi bizim birçok hastamızın yaşam kalitesini artıracak bir gelişme bu. Sistemin çalışma prensiplerinden biraz bahsedelim. Uzun yıllardır bildiğimiz bir gerçek var. İnsan beyninde konuşurken ya da konuşmayı gerçekleştirmese bile zihninde canlandırırken aktifleşen alanlar vardır. Hatta birilerini dinlerken ya da dinlemesek bile dinlediğimizi hayal ederken de beynin belli alanları aktifleşir. Çalışmanın yürütücülerinden Nima Mesgarani’nin anlattığına göre; bu yapay zeka türü, konuşmayı düşündüğümüz andaki beyin aktivitelerinin kodlarını çözüp, anlaşılabilir bir konuşma halinde sunacak şekilde geliştirilmeye çalışılıyor. Bu nedenle adı “vocoder”. Şifre çözücü anlamına gelen “decoder”den geliyor. “Vocoder” ise ses çözücü demek. Vocoder’de kullanılan teknoloji Apple Siri ve Amazon Echo’da kullanılana benziyor. Şimdilik sadece çok basit denemeleri yapılan yapay zekanın, ilerleyen dönemde daha karmaşık denemelerinin yapılması ve özellikle konuşma yetisini kaybetmiş hastalarda kullanılması hedefleniyor. Hastalarımız için umut verici bir gelişme olmasına rağmen, yapay zekanın insan beyni ile bu kadar yakın ilişki kurabilmesi bir takım korkutucu senaryoları da zihnimizde canlandırmamıza engel değil.
HAFTANIN NÖROBİLGİSİ
New South Wales Üniversitesi’nde yapılan yeni bir çalışmanın sonucuna göre; intihar vakalarının yüzde 60’ı intihar etmeye yakın dönemde başvurdukları sağlık profesyonellerine bu düşüncelerinden bahsetmiyorlar. Korkutma amaçlı değil de gerçekten ölümü hesaplayarak intihar eden insanlar, bu düşüncelerini genellikle saklama eğilimindeler.
HER ALZHEIMER HASTASINA KAYBOLMAMASI İÇİN DÖVME ÖNERİLİR Mİ?
Son dönemde oldukça gündemde olan bu konu hakkında fazlaca soru geldiğinden ve bazı televizyon programlarında uzman denetimsiz olarak herkese önerildiğinden dolayı açıklık getirmekte fayda var. İstisnaları ayrı tutarak hastaların genelinde konuşursak Alzheimer hastalarına dövme yaptırmak doğru bir yaklaşım değildir. Özellikle erken evrede hastanın birçok bilişsel fonksiyonu yerinde olduğundan, dövme yapıldığında hasta kendisini kötü hissedecek ve bilinç dışı olarak belirli bir sona hazırlanacaktır. Cep telefonuna yüklenen takip uygulamaları bu tür hastalar için en uygun olanıdır. Daha ileri evrelerde ise tedbirler hastanın durumuna göre değişmektedir. Hastaların büyük çoğunluğu ilerleyen dönemde vücutlarındaki değişimlere karşı çok hassastırlar. Hatta kendi vücutlarında var olan benleri bile yadırgayabilirler. Dövme ise kalıcı bir değişikliktir. Hastanın kendi bedenine yabancılaşmasına yol açabilir. Bu konuda kendi hastalarımda yaşadığım iki tecrübeden bahsetmek istiyorum. Bir hastam vücuduna yaptırılan bu dövmenin içerisine çip yerleştirildiğini ve yabancı ajanların, kendisini dinlediğini düşündüğü için uzun süre panik yaşamış ve ailesinin görmediği bir anda bıçakla onu keserek çıkarmaya çalışmıştı. Erken fark edilmesi sonucunda fazla yara almadan atlattı fakat sonuç daha kötü olabilirdi. Diğer bir hastam ise teninin o bölgesinin koyulaştığını düşünerek çamaşır suyu ile açmaya çalışmıştı. Dolayısıyla bu çok mühim bir konudur ve her hasta için özel karar verilmelidir.
Böyle bir düşünceniz varsa hastanızı takip eden hekime mutlaka danışmanız gerekir. Bazı merkezlerde Alzheimer hastalarına dövme yapılmaktadır. Hekime danışmadan yapılmasını sakıncalı buluyorum. Hastanızın kaybolmaması için takip sistemi tarzında çözümlerin daha uygun olduğu kanaatindeyim. Çocuk takiplerinde kullanılan kibrit kutusu şeklinde olan bu cihazları, hastanızın elbiselerine küçük cepler dikerek yerleştirebilirsiniz.
Yüklenen bir program vasıtasıyla kendi cep telefonunuzdan gittiği yerleri takip edebilirsiniz. Daha iyi bir çözüm bulunana kadar en azından işinizi görecektir.