Kabe bomboş.
Umre yasak.
Virüs tehdidi devam ederse hac farizası da yasak kapsamına girer.
Niye?
Sosyal mesafe kuralına uymanın asla mümkün olmadığı/olamayacağı kitlesel bir araya gelmeler herkesin/hepimizin sağlığı açısından felakete yol açacağı için.
Dinimiz insan sağlığını her şeyin üstünde tutuyor.
Bu yüzden farz olan toplu ibadetler için tahdit getirilebiliyor.
Ülkemizde bu yüzden camiler fiilen kapalı.
Cuma namazının dahi kılınmasına izin verilmiyor.
Ezanlarımız mahzun.
Yüreğimiz sancılı.
Lakin sadece kendi sağlığımız için değil, sevdiklerimizin, toplumun ve ülkemizin sağlığı açısından evde kalmaya devam ediyoruz.
Çünkü evde kalın diyor bilim kurulumuz.
Sosyal mesafe kurallarına titizlikle uyun diyor.
23 Nisan günü bilim kurulunun belirlediği sosyal mesafe kuralları çiğnenerek Anıtkabir’e yürünüldü.
Şu görüntülere bakın.
Sosyal mesafe kuralına riayet var mı?
Maske takınca bitiyor mu her şey?
Kalabalığın önünde yürüyen Meclis başkanı maskesiz.
Böyle mi örnek olacaksınız?
Vatandaş cuma namazları için dahi camilere gitmekten vazgeçerken siz nasıl olur da halk sağlığını tehdit eden böyle bir kutlama yaparsınız?
Sahi bu kutlamayı iptal ettiğinizde neyiniz eksilmiş olacaktı?
Biz Kabe’yi tavaf edemediğimiz için imanımızda bir eksilme hissetmiyoruz.
Cuma dahil namazlarımızı evlerimizde kıldığımızda itikadımızdan yana hiçbir eksilme hissetmiyoruz.
Siz kendinizde neyin eksileceğini hissettiniz de böyle kitlesel bir anmayı zorunlu gördünüz!
Soruyorum:
Aynı toplu sokağa çıkma eylemini vatandaşlarımız yapsa ne dersiniz?
Camilere özellikle de Cuma ve teravih için tıpkı sizin yaptığınız gibi maske takarak gitseler ne yaparsınız?
“Bize serbest, size yasak!” deyip engellemeye mi kalkışırsınız?
“Anıtkabir’e gitmeseydik Cumhuriyet’e ve Atatürk’e itikadımız sarsılırdı!” demeyin sakın!
Biz kutsal mekanların başında gelen Kabe’yi ve aziz Peygamberimizin medfun bulunduğu Mescid-i Nebeviyi ziyaretten vazgeçiyoruz da size ne oluyor ha söyler misiniz?
Peki o vakit Diyanet’in -ki Anıtkabir görüntüsüne nazaran sosyal mesafe kuralına daha uygun- o ilk Cuma görüntüsüne niye hiddetle karşı çıktık?
O karşı çıkanlar bu daha vahim görüntü karşısında sus-pus nedense!
Diyanet’i o Cuma görüntüleri için eleştirdik diye ne itikadımız eksildi ne de dinden çıktık.
Halkımızın Kabe ziyareti dahil Cuma vb. ibadetler için camilere gitmemesi gerektiğini ısrarla savunmamız bizi din düşmanı kılmadı. Kılmaz da...
Ama biliyorum ki Anıtkabir töreni için bu dediklerim için bazı fanatik meczuplar bizi “Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı!” ilan edeceklerdir.
Başta Kılıçdaroğlu CHP’sinin müfrit yobazları olmak üzere malum odaklar...
Vız gelir tırıs gider...
Kılıçdaroğlu demişken aklıma geldi:
Sahi Kemal bey değil miydi kızkardeşinin cenazesine korona gerekçesiyle katılmayan?
Şimdi ne oldu da 23 Nisan törenine katıldı!
Üstelik sosyal mesafe kuralını ayaklar altına alarak.
Yoksa koronavirüs Anıtkabir ziyareti söz konusu olunca torpil geçiyor da biz mi bilmiyoruz?
Sahi Kemal beyin yaşı 65 üstü değil miydi?
Demek ki Kemal bey sıradan vatandaş olsaydı o gün zinhar sokağa çıkamazdı.
Dokunulmazlığı olunca böyle oluyor işte!
Bize “din değil bilim!” diye şarlayanlar, “Bu iş duayla olmaz, bilim adamlarının tavsiyelerine uymakla olur!” diye haksız yere parlayanlar bilim kurulunun önerdiği kuralların hepsini yerle bir ettiler.
Millet için suç olan eylemleri kendileri milletin gözünün içine baka baka işlemekten geri durmadılar.
Hem alenen suç işlediler hem suça teşvik ettiler.
Sakın ha ey halkım, siz onlara uyarak ne suç işleyin ne de sağlığınızı tehlikeye atın!
Hem bilim kurulunun tavsiyelerine harfiyen uyun hem de Rabbinize dua ve niyazdan geri durmayın!
Unutmayınız asla: Sui misal, emsal olmaz!
Evde hayat var...
Ramazanınızı kutluyorum...