Ziraat Bankası, bir katılım bankası kurmak için BDDK’dan izin aldı. Başlangıç sermayeleri 300 milyon $ olacak. Mevcut dört katılım Bankalarının ödenmiş sermayelerine bakalım. Kuveyt Türk Katılım Bankasının 1 milyar $, Türkiye Finans, 800 milyon $, Bank Asya’nın ödenmiş sermayesi 510 milyon$. Albaraka Türk ün 400 milyon $.
Görüldüğü gibi Ziraat Bankası Katılım Bankaları içinde en küçük sermayeli bir banka kurmaya talip olmuş.
Biz deki sıkıntı Katılım Bankalarının sermayelerinin küçük olması. Sermaye büyürse bu tür bankalar klasik bankalar ile kredi verme ve mevduat toplama konusunda rekabet edebilirler.
Ben olsam,bir teşvik mekanizması ile mevcut dört katılım bankasının birleşmesi ve ortaya çıkan yapıda %49’u hazinenin olacak gibi yeni bir bankanın ortaya çıkmasını sağlarım. Bu büyük bankanın yönetimi özel sektör elinde olmalı. Tabiatıyla hazine temsilcileri de yönetimde bulunmalıdır.
Malum serbest piyasa ekonomisinde devletin rolü düzenleyici olmaktır, özel sektör yapar, devlet düzenler ve denetler. Devletin bankacılık sektöründen çıkması kaynakların daha verimli kullanılmasını getirecektir.
Katılım bankaları çalışması itibari ile geri dönmeyen veya takibe alınan kredi miktarı oranları klasik özel sektör bankalara göre daha yüksektir. Burada biraz itimat müessesesinin öne çıktığı görülür. Bu tür bankalarda Temerrüt faizi diye bir kavram yoktur, hal böyle olunca, borçlular kredilerinin temerrüde düşmesinden çekinmezler.
Devlet memuru ile ödünç vermek kolay, ama borç tahsil etmek fevkalade zordur. Hatırlayın bundan on beş yıl önce hazinemiz üç devlet bankasına (ziraat dahil) 45 milyar dolar kaynak aktarmıştı. Bu bankaların doksan birden sonra yağmalandığını biliyoruz. Koalisyon idarelerinde bu yağmalama hep olmuş. Bir dönemde bankaların siyasi sorumluluğu onları yağmalayan kişilere verilmişti. Yani ciğer kediye teslim edilmişti. Böyle bir idare tarzı olsa olsa yağmacı kabilelerde görülebilir. Önümüzdeki yıllarda böyle sorumsuz ve yağmacı zihniyetin gelmeyeceğini kim garanti edilebilir.
Geçmişte toplum olarak yaşadığımız devlet bankalarımızın içinin boşaltılması tecrübelerimiz, kamuya yeni yeni bankalar ilave yerine mevcut bankaları özelleştirerek kıt olan kaynaklarımızı daha verimli kullanabilme imkanımızı büyütmeliyiz.