Anayasa mahkemesi Meslek Odalarında seçilmeye sınır getiren 5174 sayılı kanunun ilgili maddelerini iptal etti. Bu iptaller ile odalar kanunundaki iki defa seçilebilme şartı kaldırılmış oldu. Eski yönetimlerin Odalardaki seçimlere katılabilmesi için de Bakanlar Kurulu Kararı ile seçimlere hazırlık için ek süre verildi. Hemen bütün odaların yönetimleri tekrar aday oldular. Anayasa Mahkemesi yanlış karar vermiştir. Temel yanlış, Odaların kuruluş ve işleyişini göz ardı ederek seçimlerini normal seçme/seçilme hakları gibi görmesinden kaynaklanıyor.
İşveren sendikaları, işçi sendikalarına üyelikte zorunluluk yok. Bu kurumlar, üyelerine hizmet götürürse büyür, aksi halde küçülürler. Bu kurumları sivil toplum kuruluşu olarak görmek mümkün. Ama Odalar öyle değil. Odalara üyelik kanunla getirilmiş bir zorunluluk, üye olmaz iseniz mesleğinizi icra edemiyorsunuz. Çiftçilik yaparsanız, ziraat odasına kayıt ol deniliyor. Berberlik yaparsanız, git berberler odasına kayıt ol deniliyor. Kayıt oluyorsunuz mecburen aidat ödüyorsunuz. Küçük bir zeytinyağı çıkarma tesisi, Borsaya, Ticaret Odasına, Sanayi Odasına aidat ödeme durumunda. Aidatı aksattınız mı gelsin faiz ve cezalar.
Bu küçük zeytinyağı tesisinin saydığım üç oda ile hiçbir ilgisi yok, hizmet üretimi yok, ama gel gör ki üye olmak durumundasınız. Genelde bu odaları ele geçiren bir daha bu oda yönetimlerini başkasına devretmez. Oraları onundur. Gelsin astronomik maaş ve imkânlar.
Böyle zorunlu üyelik Anayasamıza ve evrensel hukuk anlayışına ters bir durum oluşturuyor. Odalara zorunlu olarak kayıt kaldırıldığı takdirde hem aidatlar ve hem de hizmet bedelleri üyeler tarafından belirlenecek, böylelikle odaların hesaplarında astronomik para birikimi oluşmayacaktır. Kayıt tercihe bağlı olursa odalar üyelerine karşı hizmet üretiminde yarışırlar. Üyelerine nasıl daha fazla yararlı olunabileceği düşünülür, yönetim olügopolleri oluşmaz.
Bu zorunlu üyelik dolayısı ile oda seçimlerine ilgisizlik, olügopol oluşumunu da kolaylaştırıyor. Hükümet, Odalarda istenildiği kadar seçimlere girebilmek durumunu makul görebilir, o zaman zorunlu üyelikleri ön gören yasaları değiştirir. Odalar da hizmet karşılığı ücret alan, üyelerinin beğenisini kazanmaya çalışan, Batılı anlamda Sivil Toplum Kuruluşları olurlar.