Cezası biten ve 9 maç sonra yedek kulübesine dönen Fatih Terim, zorlu Eskişehir deplasmanında farklı bir sistem denedi. Sakat Hamit Altıntop'un yokluğunda Selçuk İnan sağ kanada çekildi, solda oynayan Sneijder orta sahanın göbeğinde yer aldı, uzun bir aradan sonra ilk 11'de görev yapan Engin Baytar da sol kanatta görev yaptı.
İlk yarıda gözüme çarpan en büyük nokta Galatasaray'ın fazla pozisyon üretemediğiydi. Sneijder yakın markajda etkisiz kaldı, Selçuk yeni yerini yadırgadı. Bursa maçının küskün yıldızı Drogba dün çok koşmadı ama bulduğu pozisyonlarda attığı şutlarla tehlikeler yarattı.. Burak Yılmaz da ise artistik gol atma isteği tavan yapmıştı.
Ertuğrul Sağlam'ın ekibi, geçen haftaki Fenerbahçe maçında aldığı yenilgiyi telafi etmek istiyordu. Ama istekle, sahadaki uygulama birbirini tutmadı..
Kısır geçen, temposu düşük ve orta saha savaşı şeklinde olan ilk 45 dakikadan sonra ikinci yarıda "Hangi teknik direktör uykudan uyanacak ve maça müdahale edecek" diye bekledik..
İlk uyanan Terim oldu. Sağa Sabri, sola Amrabat'ı aldı. Sahada gezinen Engin ile aklı Lazio’da olan Burak kulübeye çekildi. Kurt hocanın, müdahaleleri yerindeydi. Bu neşterden sonra Cim-Bom kıpırdadı. Ekran başındakilerin "Gol" diye televizyona girdiği pozisyonda Melo zoru yaptı ve kafayla topu 3 metreden dışarı attı. Eskişehir'de "Gidecek mi, kalacak mı!" tartışmaları yapılan Necati Ateş de eski gücünden uzaktı.. Biraz akılcı vuruşlar yapsa, takımını öne geçirebilirdi.. Ama burada Muslera'nın da hakkını yememek gerek. Yer tutuşu ve zamanlaması süperdi.. Muslera'ya "Senin kadar iyiyim" diyen biri daha vardı sahada.. Eskişehir kalecisi Boffin.. Drogba'nın vuruşunda direğe giden topa yapacak bir şeyi yoktu ama Sneijder'in füzesini çıkarmak her babayiğidin harcı değildi..
Son söz.. Galatasaray sahaya yanlış ilk 11 ile çıkmıştı. Terim yanlışından döndü ama çöpe atılmış koskoca bir 45 dakika vardı.. Neyse ki, milli maç arası hızır gibi yetişti.. Yoksa bu görüntüsüyle Cim-Bom daha çok puan dağıtırdı..