Siyasi alanda birçok eylemler hedef alınanların oluşmasını değil tam aksi yönde sonuçlar alınmasına neden olur. Çünkü eylemi yapanla bunun sonuçlarını bekleyen aynı odak değildir. Bu yüzden siyasi hedefi olan eylemler çoğu kez ters sonuçlar doğurur. Burada eylemi planlayanların başarısız olduğunu söylemek yanlış olur. Bu gibi eylemleri planlayanlar asıl hedeflerini yapanlardan gizlemişlerdir. Bu kişiler masa başında toplanır ve hedeflerini tespit ederler. Bu hedefe ulaşmak için çeşitli alternatifler incelenir ve en uygunu işleme konur.
Bu eylemi gerçekleştirmek için önceden hazırlık yapmak gerekir. Sanıldığı gibi eylem başlarken belirli odaklar bir şekilde ikna edilerek eyleme başlanmaz. Önceden çeşitli görüşteki odakların içine sızılır ve bunlar kullanılır. Ancak bunlar eylemi yapacakların tamamı değildir. Eylem için uygun olanlar bazı menfaatler sağlanarak veya psikolojik olarak güvenlerini artırmak için eyleme dahil edilir. Mesela son Gezi eylemlerinde ağaç sevenlerin toplandığı söylenemez. Kendine güveni artırmak ya da çevrenin kendisinin değerlendirmesini isteyenler olaya dahil olur. Bu kişiler çoğu zaman ülkedeki ağaçlandırma faaliyetlerinden haberdar bile değildir. Onlar bu dönemde ülkedeki siyasi etkinliğe sahip olanı bertaraf etmek ve böylece destekledikleri tarafın güç kazanmasını sağlamak ister. Destekleri siyasi analize dayanmaz, duygusaldır. Bu duygular bazı çıkarlarla da desteklenebilir.
***
Şimdi ülkemize yönelik son operasyonu inceleyelim: Şu anda iki güç odağının farklı hedefleri var. ABD ve Rusya Türkiye’nin uyguladığı politikayı destekliyor. Ancak ABD’de Rusya’ya karşı olan ve Avrupa’yı destekleyen bir finans kesimi var. Bu nedenle ABD’nin Türkiye’ye yönelik politikası tek merkezden yapılmıyor. Obama’nın Erdoğan’a gösterdiği ilgi ile bazı ABD finansçılarının politikası uyumlu değil. Bunlar Avrupa ve özellikle İngiltere ile birlikte hareket ediyorlar. İktidarı değiştirerek Türkiye’yi Avrupa ABD eksenine oturtmak istiyorlar.
Bu konuda muhalefetin desteğini alacakları kanısındalar. Cumhuriyetin kuruluşundan beri, bizim erişmek istediğimiz hedefi Avrupa temsil etmiştir ve Türkiye’de o günden beri örgütlenmişlerdir. Özellikle ekonominin köşe başlarında çok etkililer. Bunların geçmişte darbeleri desteklediklerini düşünüyorum. Onlara göre istedikleri.darbenin yolu mevcut iktidarın Cumhuriyetin temel ilkelerine karşı davrandığı izlenimini yaratmaktır. İktidarı değiştirmek isteyenlerin solcu olmadığını da sanıyorum. Hatta geçmişte darbe dönemlerinde SSCB’ye karşı davrandılar ama Avrupa kaynaklı güçler BAAS rejimini Türkiye’de yerleştirmek istediler fakat başarılı olamadılar.
Bugün yapılmak istenen şey Cumhuriyetin kuruluş ideolojisini egemen kılmak ve Türkiye’nin yönünü Avrupa’ya çevirmektir. Son olaylar iktidarı zayıflatmamıştır. İktidar temsilcileri ile görüşerek Kürt sorunundaki temasları eleştirenleri bu olay da ya aynı şekilde algılamak ya da tutarsız olmaya yöneltmiştir. Türkiye önümüzdeki günlerde de benzer operasyonlara maruz kalabilir. Özellikle bölgedeki Şii-Sünni çatışmasını ülkemize de taşımak isteyebilirler. Böyle bir durumda yapılan görüşmelerin daha şefkatli ve hoşgörülü bir tarzda olması tercih edilmelidir.