Nadim oldum, AK Parti yandaşı bir gazeteci olmaktan kurtulmaya karar verdim. Ben de piyasadaki biraz ulusalcı, biraz Ergenekoncu, biraz darbeci ya da sempatizanı, biraz demokrat, biraz liberal yazarlar gibi itibarlı, her dönemde el üstünde tutulan gazetecilerden birisi olmak istiyorum.
Bıktım ben bu yandaşlıktan. Eğer bir imkanı varsa, bu durumdan kurtulmak için, özellikle saygın (!) gazeteci dostlardan kesin çözüm içeren kurtuluş reçeteleri rica ediyorum.
Çünkü, bugüne kadar gazeteciliğin temel ilkeleri olarak belletilen değerlerin bir faydasını görmedim. Hatta, 5N 1K kuralını bile sular seller gibi ezberledim ama yine de bir şey olmadı.
Henüz AK Parti’nin iktidar olmadığı yıllarda, özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi evrensel değerleri savundum ama, “irticacı”, “yobaz” ya da “dinci” yaftalamasından bir türlü kurtulamadım. Şimdi AK Parti iktidarında da aynı değerleri savunuyorum, ancak bu kez de “yandaşlıkla” yaftalanıyorum.
***
Gördüğüm kadarıyla, bu iş böyle olmayacak. Acaba diyorum, “27 Mayıs iyidir, 12 Eylül kötü... Menderes’i idam eden 27 Mayıs bu yüzden devrimdir” desem, saygın bir gazeteci olabilir miyim?
Mesela, molotof kokteylli, taşlı sopalı “protesto gösterileri” yapan öğrencileri Yörük Ali Efe’ye benzeten Kılıçdaroğlu’nu alkışlasam yandaşlıktan kurtulabilir miyim?
Mesela, bazı yazarlar, aydınlar gibi ben de 28 Şubat’ta Sincan’da tankların yürümesinde bir “ilericilik” hikmeti arasam, “yandaşlık” listesinden kaydımı sildirebilir miyim?
Mesela, Hürriyet, Cumhuriyet ve Aydınlık gazetelerindeki kimi yazarlar gibi ben de bazı darbelere, bazı muhtıralara, bazı cuntacılara sempati beslesem, “yandaşlıktan” beni azat ederler mi?
Mesela, Alevi önderlerine suikast için S-1 Suikast Timi hazırlayan Ergenekoncular için özgürlük yazıları yazsam, ‘yandaşlık’ işinden yırtabilir miyim?
Hrant’a “Türklüğe hakaretten” dava açtıran, bütün duruşmalarda mahkeme önünde ona kan kusturan Ergenekon sanıkları için sevgi sözcükleri yazsam, beni de Ahmet Kaya için “Vay şerefsiz vay” manşetleri atan usta gazetecilerin sınıfına dahil ederler mi?
Mesela, ellerinde binlerce faili meçhule kurban giden insanın kanı bulunan Silivri’deki JİTEM kurucularına güzellemeler yapsam, yandaşlıktan kurtulup yıldızı parlayan gazeteciler safına katılabilir miyim?
Mesela,ben de Kılıçdaroğlu gibi, “Ordu Göreve” pankartının altında esas duruşa geçen ve devlet içindeki karanlık yapılanmalara karışanların yargılandığı Silivri için “toplama kampı” benzetmesi yapsam acaba beni de makbul gazeteciler sınıfına alırlar mı?
Mesela, yazarları, aydınları öldürüp, sonra da Müslümanları ‘olağan şüpheli’ ilan ederek, toplumu birbirine düşman edenleri kutsayan yazılar yazsam, ‘yandaşlıktan’ ilericiliğe terfi edebilir miyim?
Belki de yandaşlıktan kurtulmanın tek yolu, ideolojik akrabalarına güvenerek kadınlara hakaret etmeyi “ilerici sanatçılık” sanan Levent Kırca’ya sempati ile bakan usta gazetecileri örnek almaktır.