Kont Drakula ya da Transilvanya dağlarında söylendiği gibi Kont Drakulya, Bram Stoker adlı, İrlandalı bir yazarın "fikrinin kaktüsü müdür" yoksa gerçekte böyle biri var mıdır? III. Vlad gerçektir de kan içen, dilediğinde yarasaya dönüşebilen Kont Drakula, kimi papazların cemaatlerini korkutarak daha çok para toplayabilmek için uydurdukları kuyruklu bir yalandır. Bram Stoker bu yalanlardan yola çıkarak bütün zamanların en çok satan ve en çok sinemaya uyarlanan eseri Drakula'yı yazar. Orta Çağ hatta Yakın Çağda Katolikler Drakula Mitolojisi öylesine geliştirmişlerdi ki, I. Dünya Savaşında‘Drakula Birlikleri’ kuran İngilizlerle Fransızlar, Osmanlı askerini böylece korkutup teslim alabileceklerini bile sanmışlardı. Tabi İslam'da böylesi saçmalıklar olmadığını dahası Osmanlı askerinin Bram Stoker'ı okumadığını ve Drakula'yı bilmediğini (!) hesaba katmadıklarından, bu girişimleri hiçbir işe yaramaz. Bu gün bile ABD'nin Güney eyaletlerindeki kimi küçük yerleşim birimlerinde Drakula'ya inanan ve insanları onun adını kullanarak korkutan, haraca kesen sözde din adamları vardır. Bu sözde din adamlarına inanan, zavallı ve cahil insanlar ev ve iş yerlerinin kapılarına kocaman haçlar koyarak Drakula'dan korunacaklarını sanırlar!
Prens III Vlad, yani Stoker'ın Dracula'sı, 11-12 yaşlarındayken Osmanlılarla Transilvanya Prensliği arasında yapılan anlaşma gereği rehin olarak gönderildi. Rehin Prens, önce Kütahya'daki Eğriboz Kalesi’ne, ardından Tokat Kalesi’ne, son olarak da Edirne'ye Şehzade Mehmed'in (Fatih Sultan Mehmed) yanına gönderildi.
Vlad Türkler karşısında kendisine müttefik bulmak için 1431 yılında Nürnberg'e gitti, Avrupa'nın çeşitli kral ailelerinden gelme şövalye ve prenslerin kurduğu Ejderha Tarikatı'na katıldı. Tarikatın amacı Katolik Mezhebini yüceltmekti. Tarikatın üye sayısı 24'tü ancak bunların hepsi soylu ailelerden geliyorlardı; bu nedenle o günkü dünyanın en güçlü tarikatı oldular bir anda. Geleneklere göre tarikat üyelerine yaşadıkları sürece boyunlarında taşıyacakları, çok değerli taşlardan yapılmış, ejderha biçiminde birer kolye biri yeşil diğeri siyah iki pelerin verilirdi. Yıllar sonra Vlad ülkesine dönüp tahta geçtiğinde bu kolyeden ötürü ona yerel dilde ejderha anlamına gelen Drakul adını takmışlardı. Vlad ejderhayı hem bastırdığı paraların hem de kalkanının üzerinde gururla taşıyacaktı...