Bir çiy tanesi denize düşünce mi oluşur inci, Hindu felsefesinde inanıldığı gibi? Gerçekten dolunayda oluşan inciler daha mı değerli? Tıpkı atmosferle ilgili efsanelerin bitmiyor oluşu gibi inci de pek çok farklı inanışın ilham kaynağı olmuş çok uzun yıllar... Antik Yunan Dönemi’nde denize düşen her yıldırımın bir inci tanesi oluşturduğuna inanmış insanlar. Romalılar ise “Deniz kızlarının gözyaşı” demişler inciler için. Nisan yağmurları döneminde, herbir yağmur damlasının istiridyelerin içine girerek birer inci haline geldiğine inananlar bile olmuş.
Bir inci tanesi ve bir yağmur damlası birbirine ne kadar benziyor olabilir ki? Maddi değerlerinin birbirinden çok farklı olduğu günümüz değerlerine göre belirgin şekilde ortada. Biri bizim için ne kadar paha biçilmezse diğeri o kadar değersiz ve sıradan. Peki benzerlikleri nereden geliyor?
İstiridye gibi kabuklu deniz canlılarının içine giren bir kum tanesiyle başlıyor aslında serüven. Parazit, kum tanesi gibi yabancı bir maddeyi kabuğunda istemeyen istiridye etrafını kabuk iç yüzeyindeki salgı bezi tarafından salgılanan sedefle kaplamaya başlıyor. Ve inci tanesi kendiliğinden oluşuveriyor. Bir yıl gibi uzun bir zamanda oluşan inci tanesi büyüyüp belirli bir boya gelince, istiridye onu kolaylıkla kabuğundan dışarı atabiliyor. İstiridyenin kendini koruma mekanizması bizim için birer mücevhere dönüşüyor.
PAHA BİÇİLEMEZ
Yağmur damlası da tıpkı inci tanesi gibi oluşuyor. Atmosferde toz, kum, kirletici partiküllerinin genellikle çapları 0.001 milimetreden daha küçük olanlarının (ki bunları yoğuşma çekirdeği olarak adlandırıyoruz) üzerinde su buharının yoğuşmasıyla oluşuyor bir yağmur damlası. Yoğuşma çekirdekleri üzerinde biriken ve o çekirdeğin etrafını saran su buharı da kendi incilerini oluşturmuş oluyor bulut içinde. Belli büyüklüğe gelince de yer çekimiyle yere iniyor yağmur damlaları birer birer. Tüm bu süreç, 15-20 dakika gibi kısa bir zamanda tamamlanıyor. Doğanın efsanelerdeki gibi hatta belki de daha büyüleyici şekilde mucizeleri devam ediyor aslında. Bir yılda yani yaklaşık 525.960 (526 bin) dakikada oluşan mucize, paha biçilemeyen inciyken, 15 dakika gibi kısa bir sürede ve inciyle aynı şekilde oluşan mucize de yağmur damlası işte.
Susuz yaz kapıda
Geleceğe dönük tahminler dünyayı bekleyen en büyük sıkıntıların başında temiz su kaynaklarının azalması olduğunu gösteriyor. Son yıllarda yaşanan bol yağışlı günler sayesinde susuzluk günlerini unuttuk. Susuzluk hafızalarımızdan silinince, su da artık eski önemini yitirdi pek çoğumuz için. Fakat hava ve su arasındaki sıcaklık farkının en yüksek olduğu dönemin başındayız. Önümüzdeki günler buharlaşmanın en yüksek olduğu yani barajlarda su kaybının en çok yaşanma ihtimalinin olduğu günler...
İklim değişimi sebebiyle her geçen gün ısınan dünyada, özellikle Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri için kuraklık çanları çalarken, Fırat ve Dicle nehirlerinin su potansiyelinin yüzyılın sonunda yüzde 20-30 azalacağı öngörüleri çoktan yapılmaya başlandı. Sıcaklık artışı sebebiyle kar örtüsünün erken eriyeceği, nehirlerin debilerinin en yüksek olduğu dönemin bir ay öne geleceği belirtiliyor. Buharlaşmanın yüksek olduğu bu dönemde daha fazla su kaybının yaşanacağı, dolayısıyla gelecekte nüfus artışı sebebiyle daha fazla suya ihtiyacımız olacakken, mevcut durumdan daha az suyumuz kalacağı yapılan projeksiyonların somut sonuçları arasında yer alıyor. Belki de şimdiden su politikaları konusunda ülke genelinde tek elden yönetilen birlikler oluşturmalı ve olası susuzluğa çözüm arayışları için çalışmalıyız. En azından suyun ileride bizim için ne kadar önemli ve değerli hale gelebileceğini düşünerek, şimdiden önemsemeye başlayabiliriz. İnci kadar olmasa da yağmur damları da değer verilmeyi hak etmiyor mu, ne dersiniz?