Cinayetin üzerinden 50 yıl geçti... Başkan John Fitzgerald Kennedy 22 Kasım 1963’te seçim kampanyası için geldiği Dallas’ta, üstü açık arabadan halkı selamlarken uzaktan açılan ateşle öldürüldü. Geçen yüzyılın en önemli olaylarındandır. ABD ve dünya üzerinde çok derin etki yapmıştır. Bu suikastin yaralayıcı etkisini aşan bir sonraki olay, 11 Eylül saldırılarıdır.
ABD’de tarihi olaylar her yıl konuşulmaz 10, 20, 25 gibi yıldönümleri beklenir. ABD için Kennedy suikasti hâlâ kapanmamış bir dosyadır. Dünya için de kapanmamıştır. Olayı açıklamaya çalışan resmi tarih güven vermemektedir.
Resmi tarihte Kennedy’nin Küba-Castro hayranı ve tek başına hareket eden eski bir deniz piyadesi Lee Harvey Oswald tarafından dürbünlü tüfekle üç el ateşle öldürüldüğü öne sürülür. (SUIKAST GÖRÜNTÜLERİ: www.youtube.com/watch?v=GZo7VZ1V3Co) Buraya kadar kağıt üzerinde normal gibi duran süreç, -kimseyi öldürmediğini- söyleyip duran Oswald’ın cinayetten 2 gün sonra cezaevi nakli sırasında öldürülmesiyle sarpa sardı (OSWALD’IN VURULMASI www.youtube.com/watch?v=0xU7Lhd7Wwo) Kennedy suikastinin en büyük özelliği, cinayetin tesadüfen görüntülenmesidir. İnternet ve dijital teknoloji yokken ve canlı TV yayınlarının bile istisna olduğu ortamda Abraham Zapruder adlı bir tekstilci işadamı, Başkan’ın konvoyunu elindeki basit kamerayla görüntülerken cinayet işlendi. 27 saniyelik film, cinayetin nasıl işlendiği konusundaki tartışmaları daha da alevlendirdi.
Film, Kennedy’ye yönelen kurşunların zamanlaması ve nereden geldiği konusunda kafaları karıştırıyor. Oswald’ın 6. kat penceresinden üç el ateş ettiği söyleniyor. Kullandığı tüfek, sürgülü ve geri model bir tüfek. Her kurşun için doldur-boşalt yapması gerek... Hareket eden konvoya dürbünlü tüfekle nişan alıp, sürgüyle doldurup boşaltıp üç kurşun sıkmak ve resmi tarihe göre ikisini isabet ettirmek, herkesin harcı değil.
Resmi tarih, Oswald’ın hem askerde keskin nişancı olduğunu, hem de suikast silahıyla önceden deneme atışı yaptığını söylüyor... Karşı tezlerde Oswald’ın iyi nişancı olmadığı ve hiç deneme atışı yapmadığı öne sürülmekte... Kennedy’nin vurulma süresi filmde 6 saniye. Ancak o silahla ve dürbünle 6 saniyede 3 kurşun atılamayacağı biliniyor. Bu yüzden resmi tarih, Oswald’ın ilk kurşunda ıskaladığını savunuyor... Ama bu kurşun daha sonra olay yerinde asla bulunamadı. Suikast için dürbünlü tüfekle mevzilenen, önünden geçen hedefe 55-60 metre uzaktan tetik çekip hem hedefi, hem de kocaman aracı ilk kurşunda ıskalayan, sonra iki kurşunda tam isabet kaydeden ilk suikastçi, herhalde Oswald’dı.
Sonra ikinci kurşunun rotası ve Kennedy’ye ölümcül darbeyi vuran üçüncü kurşunun nereden geldiği tartışması var. Başkanın kafatasını dağıtan son kurşun gerçekten Oswald’ın mevzilendiği söylenen pencereden, arkadan geldiyse, Başkan’ın neden öne değil de, sol geriye savrulduğunu dünya 50 yıldır tartışıyor... Ayrıca Oswald’ın cinayet sırasında 6. katta olduğu bile kuşkulu.
Kennedy suikastinin her adımına resmi tarihin bir açıklaması, olayda komplo gören teorilerin de karşı açıklaması var. Bu yüzden olay kimi mantıklı, kimi de uçuk komplo teorileriyle kuşkulara bulanıyor... Ve her durumda Oswald hem sanıktı, hem de en önemli tanıktı. Oswald öldürüldü... Ölüler konuşmaz.
Halen ABD kamuoyunun yüzde 61’i Kennedy’nin bir komplo sonucu öldürüldüğüne inanıyor. 1970’lerde bu oran yüzde 81 idi. Oranın düşmesi bizce kamuoyu ikna olduğundan değil, anıların ve duyarlılığın küllenmesinden... Zaman geçtikçe gerçeğin ortaya çıkma ihtimali de düşüyor.
ABD’nin kendi başkanının ölümünü neden aydınlatamadığını sorgularken, Başbakan Ecevit’e yönelik 1975-77 saldırılarını, 1981 Papa suikastini, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a yönelik silahlı saldırıyı ve Özal’ın ölümüne dair karanlık noktaları hatırlayabiliriz. Bu saldırılarda da görgü tanıkları, görüntüler, başka kanıtlar vardı, hedefler en üst konumdaydı ancak perde arkası aydınlatılmadı ya da aydınlatılamadı. Türkiye’de son 40 yılda işlenmiş sayısız siyasi cinayetin ve faili meçhullerin hesabı sorulamamış kurbanlarını da burada anmak gerekiyor. Özetle siyasi cinayetlerde kötüler kazanıyor.
ABD’nin son 50 yılına bakınca, Kennedy’nin ortadan kalkmasının tarihi değiştirdiğini söyleyebiliriz. Kennedy’den sonra da ABD’de siyasi cinayetler durmadı. Siyah liderler Martin Luther King ve MalcolmX cinayetleri aynı kapsamdadır. Başkanın kardeşi ve Adalet Bakanı Robert Kennedy’nin Başkanlık seçimini kazanma yolundayken 1968’de öldürülmesi en iyimserleri bile yıldırdı, caydırdı... Kardeş Kennedy’yi de bireysel eylemci vurmuştu. Bütün bu cinayetler gizli ve açık amaçlara hizmet etti. Yani kötüler kazandı.
Başkan Kennedy, 22 Kasım 1963 gününe Texas’ın Fort Worth kentinde başladı. Sabah kahvaltılı toplantıda konuştu, kentte yağmur yağıyordu. Sonra 60 km uzaktaki Dallas’a uçakla gelindi. Dallas’ta hava açıktı, güneşliydi. Başkan, sokaklarda bekleyen halkı üstü açık araçtan selamlayarak öğle yemeği konuşmasını yapacağı salona varacaktı... 60 km uzaktaki Fort Worth’de yağan yağmur Dallas’a da ulaşsa, Dallas’ta da o sıra yağmur yağsa, aracın üstü kapanacak, program değişecek, uğursuz suikast noktasından geçilmeyecekti... Dallas’ta yağmur yağsa Kennedy o gün kurtulurdu. Ama başka bir zamanda, başka bir yerde Kennedy’yi yine kıstırırlardı.
twitter.com/selimatalayny