Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, karaciğerde trigliseritlerin birikmesi (steatoz) ile başlar ve çeşitli derecelerde karaciğer yağlanması; steatohepatit, fibröz, siroz ve karaciğer kanserine kadar ilerleyebilen önemli bir hastalıktır. Tedavide maalesef egzersizle kilo vermek ve önerilen diyeti takip etmek dışında etkin bir ilaç seçeneği bulunmuyor. İran’da yürütülen yeni bir klinik çalışmada (randomize, çift körlü, plasebo-kontrolü) çörek otu yağının alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması vakalarında etkinliği araştırılmış.
Ortalama 47 yaşlarında 120 yağlı karaciğer hastasında çörek otu yağının (soğuk sıkım, timokinon içeriği standardize) tedaviye ne derecede katkı sağlayabileceği araştırılmış. Kullanılan Çörekotu yağının bileşimi şu şekilde verilmiş: timokinon (yüzde 0,1), linoleik asit (yüzde 49,4), spalmitik asit (yüzde 220,3), oleik asit (yüzde 5,8), stearik asit (yüzde 5,5), palmitoleik asit (yüzde 0,94), araşidonik asit (yüzde 0,9).
Hastalar (60 hasta ve 60 hasta) iki gruba ayrılarak 3 ay süre ile günde iki defa deney grubuna günde iki buçuk mililitre çörekotu yağını iki buçuk mililitre ballı su (eşit hacim bal ve su karışımı) içerisinde karıştırarak uygulamışlar. Diğer gruba ise (plasebo) aynı miktar ve şekilde hazırlanmış mineral yağ verilmiş. Hastaların uygulama süresince egzersiz ve diyetlerini devam ettirmeleri istenmiş. Sonuçlar başlangıçta ve süre sonunda ultrasonografi ve kan analizi ile değerlendirilmiş. Sonuçların değerlendirilmesi iki kademeli olarak yapılmış; Öncelikle ultrasonografide karaciğer yağlanmasının derecelendirilmesinde azalma ve biyokimyasal değerlerde değişim [transaminazlar (ALT, AST), iyi kolesterol (LDL-C) ve Trigliserit (TG)] gözönüne alınarak değerlendirme yapılmış. İkinci derecede değerlendirmede ise iyi kolesterol (HDL-C), vücut kitle indeksi, tam kan sayımı, kan üre azotu ve kreatinin seviyelerindeki değişim incelenmiş.
Başlangıçta tüm hastaların karaciğer yağlanma derecelendirmesinde “0” bulunmazken, yani hepsinde karaciğer yağlanması varken, üç ay sonunda çörekotu yağı verilen grupta 18 hastada (yüzde 30) ve plasebo grubunda ise 4 hastada (yüzde 6,5) yağlı karaciğer derecesinin “0” olduğu, yani tamamen iyileştiği gözlemlenmiş. Çörekotu yağı grubunda incelenen biyokimyasal değerlerin plasebo grubuna göre belirgin bir şekilde düzeldiği görülmüş.
Çörek otu tohumu ve yağının çeşitli etkinliğine ilişkin dikkat çekici bilimsel bulgular yayımlandıkça sizlerle paylaşmaya çalışırım. Bu defa farklı bir etkisini öğrendik. Karaciğerimiz vücutta en ağır yükü çeken organlarımızdan biri. Bence onu hoş tutmakta yarar var. Ancak her zaman belirttiğim gibi kullanacağınız ürünlerin kalitesine mutlaka dikkat edin. Açıkta kalan yağların hızla oksitlenerek etkisiz hale dönüştüğünü gözönüne alarak fiyatının ucuz olmasına göre değil, kalitesine güvenilir, sertifikalı ve markalı oluşuna göre ürünleri tercih edin.