Yaşadığımız süreçte ortaya çıkan dalgalanmaları “2001 krizi” ile kıyaslayama kalkanlar çok önemli bir noktada yanılıyorlar; bugün çok güçlü ve “birikimi olan” bir İRADE var, buna ilaveten de Türk Halkının 10 yıldır biriktirdiği 750 milyar doların üstünde nakit-hemen dönebilir varlığımız var ! Bu noktada şunu söyleyebilirsiniz; halkın bankalarda yatan parası ne kadar olursa olsun, Devlet bu parayı nasıl kullanabileceği hale sokacak ?
Sevgili dostlar, beklenen-sorulan bilek hareketi de burada gizli...Devlet, “halka arz” sürecine başlayınca çok şey değişecek ve “bankalara neredeyse bedavaya terkedilen para varlık alımlarına kayacak”...
Sonuç 1:Türk Devleti Başbakan Erdoğan’ın attığı halka arz adımlarıyla “varlığını halkı ile paylaşma” sürecine girdiğinde “varlığınızı bankalarda bedavaya tutmak, bedavaya kullandırmak yerine bu değerli malları mutlaka alın” !
Sonuç 2: Halka arz süreci sadece köprü ve otoyollardan ibaret değil. Devletin halkıyla paylaşabileceği daha yüzlerce değerli malı var ve bunları paylaşma isteği Cumhuriyet tarihinde asla görmediğimiz çok önemli bir adım...
Peki bu süreçte hangi adımlar atılmalı ve bizler nasıl katılmalıyız?
Daha önce de yazmıştım, yeni duruma göre tekrar sorgulayalım;
1-İMKB: İçeriye yönelik “çekici” düzenlemeler yapılırken, aynı anda bir BÖLGE BORSASI daha İMKB’nin tecrübesinden yararlanarak hayata geçirilmeli. İMKB’nin “Borsa Istanbul” olması yetmez!
2-Kamu eliyle “Türk halkına” enstrümanlar anlatılmalı ! Bankalarda yatan vatandaşın yüzlerce milyar doları “5-6” faiz pazarlığında neredeyse “bedavaya” kullanılıyor. Bu para sermaye piyasasında “FAİZSİZ” bir ortamda yaratılacak “sinerjiden” kar alarak değerlenebilir.
3-Avrasya Menkul Değerler Borsası kurulmalı ! kurulmalı ! Bölgedeki şirketlerin Rusya-Orta Asya-Orta Doğu ülkelerinin “kote olabilecekleri” ve yaratılacak “yeni enstrümanların” işlem göreceği yeni bir “ortak organize pazar”!
4-İMKB, İZMİR VOB, Avsarya Menkul Değerler Borsası ve Altın Borsası yeni bir yapılanma ile Türkiye’nin bütün ihtiyacını karşılayabilir hale getirilmeli. Bu yapılar içinde 24 saat işlem yapılabilecek “elektronik pazarlar” da oluşturulmalı.
5-Türkiye’nin altın rezervinin ciddiyeti yeniden ele alınarak sorgulanmalı, idrak edilmeli ve Altın Borsası “Londra Metal Borsası” alternatifi olarak bölge ülkelerinin de ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmeli. İçeride “yastık altındaki” altınların sertifikaya döndürülüp daha aktif işlem gördüğü yapı teşvik edilmeli.
6-Altın Borsası bütün piyasalara yönelik kurulacak bir FETVA KURULU eşliğinde İslami Bankacılık ihtiyaçlarının tamamına cevap vermeli. Bir örnek; Türkiye’deki İslami Bankacılık kurumlarındaki para her gece Londra Metal Borsasına gidip geri geliyor. NEDEN ? ALTIN BORSA’sı yapılandırılamaz mı ? Yoksa ülkeye şeriat mı gelir !
7-Kentsel dönüşüm hızlanmalı. Geçmişte yapılan saçma tahsislerle halkın elinden alınan “çok değerli alanlar” geri kazanılmalı ve değerlendirilmeli.
8-TOKİ daha güçlü bir hale getirilmeli ve şehirlerdeki yeniden yapılanma faaliyetleri hızlandırılarak “bina konsolidasyonu” ne pahasına olursa olsun başlamalı. “Konsolidasyon” mantığı çok basit; bir cadde üzerinde 5 katlı 4 bina varsa, 10 katlı 2 binaya çevrilerek kalan alan YOL ve YEŞİL SAHA olarak düzenlenebilir...Bu sayede yolların genişlemesinin önü açılır, şehirler kökten değişir !!
9-“FETVA KURULU” Devlet eliyle kurulmalı ve bütün para-sermaye-menkul piyasalarını kapsayacak şekilde özellikle Orta Doğu’dan gelecek sermayenin hassasiyetlerini kapsayacak gerekli “görüşleri” ortaya koymalı.
10-TPAO-BOTAŞ yeniden yapılandırılarak, verilecek maden-gaz-petrol imtiyazları sonucu halka açılmalı ve içeride-dışarıda bu şirketlerin % 49’u satılmalı. Bu yaratılan kaynak ile “arama-sondaj” faaliyetleri hızlanmalı.
11-Tapu tespit ve değerlendirme komisyonları kurularak “işgal altındaki” kamu toprakları yeniden değerlemeye alınmalı. Örnek: Boğazdaki yalıların, ormanların kalbine saplanan sitelerin, fabrikaların tapularının hepsi eksik veya hiç yok ! Sadece sorularak ortaya çıkacak gerçek “milyarlarca TL’ye” yol açabilir !
12-Kamu Bankalarının havuzlarından “Acil Müdahale Fonu” kurulmalı ve piyasalar manipüle edilmek istendiğinde bu FON devreye girerek regulator olmalı.
13-Türk vatandaşları bankalara paralarını “ben yiyemedim, sen ye” mantığı içinde bedavaya kullandırmak yerine “halka arz edilecek mallara” ortak olarak bu şirketlerin yarattığı-yaratacağı zenginliği paylaşmalı.
Sonuç 3: Bir Devlet ve onu yöneten Hükümet, özellikle BAŞBAKAN, bankalara-holdinglere satmak yerine Türk Halkına satmak için adımlar atıyorsa ve bu zenginlik halk ile paylaşılacaksa, size tavsiyem bu sürece mutlaka katılın ve çocuklarınıza iyi birer miras bırakın!
Son söz: Bankaların o ihalaleri alan holdinglere verdiği para da sizin paranız. Bankalardaki tüm para sizin varlığınız. Banka sizden toplayıp kredi olarak veriyor ve alanlar sizin paranızla alıyor. Erdoğan’ın adımı bu açıdan önemli. Paranızı bedavaya vermek yerine doğrudan Devlet eliyle satılanları alacaksınız ve aradaki aracılar HAVA ALACAK! Dev bir adım, umarım sonuna kadar gider!