Dünkü gazetelerde Twitter yasağıyla ilgili değerlendirme ve yorumları okurken aklıma gelen bir düşünceyi sizlerle paylaşmak istiyorum: ‘Ya Tayyip Erdoğan bu seçimden de güçlenerek çıkarsa’ düşüncesini...
Her şeyde ölçülü olmak, çizgiyi aşmamak önemlidir. İnsaflı ve hakkaniyetli olmak asalettendir. Hak yenmemesi, kadir kıymet bilinmesi esastır. “Beni sevsinler” diye yavşamak da, “Benden korksunlar” diye zâlimlik etmek de kitabımda yazmaz; doğru olan ikisi arası dengeyi sağlamaktır. Böyle inandığım ve davrandığım içindir ki, aşırılığın ters tepeceğine inanırım.
Ölçülü, hakkaniyetli ve insaflı olmayanlar iyi yönetemezler...
Seçime gidilen ortamlarda siyaset adamlarından, özellikle de liderlerden her zamanki gibi davranmaları beklenmez. Partilerine oy kaybettirecek söylem ve eylemlerden kaçınır, daha fazla oy kazandıracak propaganda yöntemlerini benimser liderler... Böyle yaptıkları için rakiplerinin eleştiri oklarını üzerlerine çekseler bile, davranışları kendi kadrolarının büyük bölümü tarafından hoş karşılanır...
‘Ulusalcı’ damarı güçlü CHP’nin seçim kampanyasını başka nasıl izah edebiliriz?
Konumuz CHP değil, Ak Parti; hatta Ak Parti de değil, Tayyip Erdoğan’ın bu seçimden başarıyla çıkma ihtimali...
Ak Parti için bu seçim bir büyük sürpriz getirdi: Şimdiye kadar birlikte yürüdüğü insanlardan oluşan bir çevrenin karşısına dikilmesi sürprizi... Karşısına dikilmekle kalsa yine iyi, rakiplerinden daha etkili AKP-karşıtı bir kampanya yürütüyor o çevre... Kendisine yakın birilerinden geldiği için, oy verebileceklerin kafasını karıştıran bir kampanya...
Muhalefet cephesini ve hep o cepheyle aynı safta bulunmuş medya organlarını yaya bırakacak bir heyecan ve cerbezeyle...
Gelişme Ak Parti’yi seçim kampanyası sırasında yapılması beklenmeyecek hatalara sürüklüyor. Çevrenin sınırsız biçimde kullandığı için tehlikeli bir silâha dönüşmüş olmasaydı, Twitter’ı yasaklamak gündeme gelir miydi? Elbette gelmezdi. Yasağın, Ak Parti’yi zor durumda bırakacak yeni malzemelerin yalanlamaya fırsat tanımayacak biçimde seçime bir-iki gün kala cepheye sürüleceği endişesiyle alındığı çok belli...
Yasak haberi medyamızın muhalif unsurlarına aşırı tepki verme fırsatı sağladı. Konuya duyarlı yerli-yabancı herkesin tepkilerini sunmakla yetinmemiş, hangi amaçla yapıldığı pekâlâ bilindiği halde, yasağı çok farklı amaçlarla irtibatlamışlar...
Neler ve nelerle tahmin edemezsiniz...
Bu da “Ya Tayyip Erdoğan bu seçimden de güçlenerek çıkarsa...” düşüncesini akla getiriyor...
Hayır, güçlenme ihtimalinden endişe ettiğimden değil; sergilenen bunca hasmane tavra, düşmanca ifadelere, yapılanları çok başka yönlere çekme girişimlerine, her türlü tezvirata rağmen böyle bir gelişmenin yaşanacak olması beni düşündürüyor...
Millet, tezviratın, iradesine ipotek koyma amaçlı olduğunu fark eder ve aslında yerel seçimde farklı adayları desteklemeyi düşünebilecekken, sırf haksızlığa tepki olsun diye, Ak Parti’ye oy verirse...
Olmaz demeyin, bal gibi olur...
Her aşırılık beklenmedik aşırı tepkilere yol açabilir...
Yerin dibine batsın diye her türlü aşırı ithamlara maruz bırakılan iktidar, yapılmak istenenden pekâlâ kazançlı çıkabilir...
Ne olur o zaman?
Üzerinde düşünmeye değer buluyorum bu soruyu...