“Beş çocuk bana bakıyor” haykırışını duydum önce.
Sonra da kamerada görünmeyen kişinin “Şunun arabasını atayım mı?” dediğini.
Daha önce eğer doğruysa birkaç kez daha arabası alınmış zabıta tarafından Tatlıcı Ali’nin.
Bir baba olarak kendimi yerine koydum onun, başka türlüsünü canlandıramıyorum.
O tezgahta var diyelim on paralık tatlı. O on paralık tatlıyı sattı sattı tatlıcı Ali, satamadı eve akşam eli boş gidecek. Bir de ötesinde zabıta gelip de bu denklemin belini kırarcasına arabasına el uzattı mıydı… Baba Ali akşam eve ne götürecek?
Eyvallah, bu da zabıtanın işi diyeceksiniz. Zor da iştir, işini gönlüyle, vicdanıyla yapan bütün zabıtaların ellerinden, yüreklerinden öpüyorum. Ama çokça da psikoloji işidir bu iş, dertli iştir, bu süreci yönetmeye de yetiştireceksiniz zabıta memurunuzu, amirinizi…
Son çaresi o araba olan o adamın arabasını aldınız mı, o adamın da tepki göstereceğini, ekmek teknesini canıyla savunacağını da hesaba katacaksınız.
***
15 Temmuz Gazisi
Tatlıcı Ali 15 Temmuz gazisi diye bir rivayet dolaştı bir de. Kendisi açıkladı öyle olmadığını.
İlk dakikadan itibaren aklımda şu soru; “Yahu 15 Temmuz gazisi olsa ne olur, olmasa ne olur?”
Babaysa bir adam, beş boğaza da bakıyorsa üstelik, o adam hayat gazisidir.
15 Temmuz hassasiyetine ihtiyaç var mı bu mevzuda, insani, ahlaki ve vicdanî hassasiyet yetmez mi?
***
Soruşturma, Moruşturma
İBB tarafında hemen bir kriz yönetimi uygulandı. Haliyle her kurumda olduğu gibi böyle durumlar için kriz senaryoları vardır ellerinde.
Sizi bilmem ama bu standart prosedür benim vicdanımı rahatlatmadı.
“Olayla ilgili soruşturma başlatıldı” diye başlıyorsa bir cümle, orada iletişimciler devreye girmiş demektir.
Ben sevmedim bu soruşturmayı.
Videoda görebilirsiniz, olay yerine gelen bir amir var, amir oraya geldiği halde oradaki nahoş görüntü devam ediyorsa bunu oradaki memurun hatası olarak açıklayamayız. Hiyerarşik ve hatta kurumsal bir hata sözkonusudur ve soruşturma-moruşturma paklamaz işi.
Tekrar söylüyorum, bu iş hassas iştir, insan psikolojisinden anlamak gerektirir.
“Gel kardeşim bir çay iç, konuşalım, sana yardımcı olalım” demek icap ettirir.
Unutmayalım, her insanın bir katil olma sınırı vardır. Ve beş çocuğun ekmek parası söz konusuysa orada cinnet getiren adama “Sen niye bu kadar kızdın” diye sorulmaz.
***
Bu olay ya kamuoyuna yansımasaydı?
İBB yönetimine soruyorum.
Bu olay kamuoyuna bu denli yansımasaydı, size şikayet olarak gelseydi ama bu kadar yüksek volümlü bir kamuoyu baskısına dönüşmeseydi de soruşturmayı açacak mıydınız?
Medyaya yansımayan Tatlıcı Ali’lere müdahale şekliniz bu mudur? Tatlıcı Ali’den özür dilediniz, teşekkür ederiz ama bundan sonra işleyişinizle ilgili bir özeleştiri yapıp uygulamalarınızı değiştirecek misiniz? Evet ise nasıl?
Bir de ricam var;
Lütfen bu konuyu kamuoyunun ateşi dinince unutmayın.